tough love ||

|2|

Yıldıza basarak oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın.

    ......

Alex gideli neredeyse 5 saat olmuştu, ne yiyip ne içmişti bilmiyorum, gerçi arayıp sorsam beni terslerdiya orası ayrı.

Çalan telefonum ile elime alırken derin bir nefes aldım. " bay robert, buyrun?"

" konum at, hazırlan seni almaya geleceğim." Gözlerimi kapatarak, sakin olmaya çalıştım. " şey, ben şimdi çıkamam."

" merak etme yemem seni, konum at."
Elimi yumruk yapıp dişlerimin arasına aldım. " pekala, atıyorum."

Telefonu indirerek mesaj bölümüne girdim. Konumu atıp bir süre alexin fotoğrafına baktım. Daha sonra mesaj bölümüne girerek gelmesine dair mesajlar attım.

'aşağıya in!' Mesajı ile yerimden hızla kalkarak, ceketimi giydim. Dış kapıyı çektiğim an, arabasına yaslanan adam beni görünce doğruldu.

" flaşı inceledim, hepsi bizim şirketin özel kasasında saklı bilgiler. Merak ediyorumda sen bizim kasamızı açıp nasıl ulaştın o bilgilere?" Aptal kadın, bilgileri tek bir yerden toplamamasını defalarca söyledim ona. "  bir şekilde ulaştım işte, ne yapacaksın?"

" hain var ve onu bulmaya çalışıyorum. Sana bu bilgileri veren başkasına ne vermez." Yani tabi, babannesi torunun karısına kuma getirmek istiyorsa neden yapmasın ki.

" merak etme, hain falan yok, o bilgileri ben kendim çaldım. Sen onu bunu bırakta düğün ne zaman?" Alaylı yüzü sinirli bir hal alırken, aksine benim yüzümde güller açıyordu.

" bak düğün falan-" telefonumu çıkararak
" pekala, sanırım arkadaşım ile görüşme yapmam gerek " dedim.

Sinirli bir nefes alarak " tamam, arama." Dedi. Telefonu tekrar cebime koydum.
" ee, beni ailenle ne zaman tanıştıracaksın? Nede olsa beklemeye lüzum yok, hemen olsun bitsin ve çocuk yapalım "

Bana deliymişim gibi bakan adama yalancıktan sırıtıp, kafamı ozuma eğdim. Gözlerim karşıya takılınca, yüzüm düşerken tekrar roberte dönerek " artık gitsen iyi olacak, yarın gelir beni alırsın." Dedim.

Bendeki ani değişiklik onu şaşırtmış olacakki arkasına dönerek az önce bizi seyreden alexe baktı. Alex yanımıza gelerek cebimden anahtarı alarak yukarıya çıktı.

Yüzüme bir kez bile bakmamıştı. " kardeşin sanırım." Kafamı iki yana salladım. " hayır, sevgilim. Hala ayrılmadık. Herneyse zaten olmayacak birşeydi, ben seninle evlenmek istiyorum." Hayır, seninle zorla evleniyorum.

" sen delisin, sorunların var."

" biliyorum, ben senin için delirdim. Ben birtek sana deliyim." İnanamıyormuş gibi kafasını iki yana salladı. " bir gün senden kurtulacağım. Işte o gün beni affet diye yalvaracaksın." Bende o bir gün çabucak gelsin diye uğraşıyorum, az yardımcı olsan.

" böyle diyerek kalbimi kırıyorsun, ne yaptım ki ben sana." Tek kelime etmeden bir süre yüzümü izledi. " beni sakın itme." Dediğim an dudaklarına yapıştım. Eğer alexi şu kadarcık tanıdıysam, içinde hala bir umut vardı ve ben onun benim yüzümden hayatını karartmasını istemiyordum.

O bana fazlaydı, onu hak etmiyordum.

Robertten beklemeyeceğim bir şekilde kolunu belime dolayarak karşılık verdi. Beni kendine bastırarak dudaklarımı ısırıyordu. Canımın yandığını bile bile durumumu kullanıyordu.

Kendimi zorla geri çekerken, ikimizde nefes nefeseydik. " dudakların senin aksine sıcacaklar, beni istiyorlar. Hadi itiraf et." Kolun yavaşça geri çekerek son kez gözlerime baktı. Arabasına binerek son hızla buradan uzaklaştı.

Onu öperken alexi düşünen yüreğim paramparçaydı. Biz bir kere çocukluk arkadaşıydık, yani ben öyleyiz sanıyordum. Halbuki sevmiyordum ki onu, sırf o beni seviyor diye kabul etmiştim teklifini.

Belki kendimi cehenneme atıyordum, belki ölüm fermanımı imzalıyordum. Ama beni bu yoldan alex bile olsa kurtaramazdı. Ben çamura batmıştım bir kere, hemde boynuma kadar.

   .....