İnsanlar; herhangi bir özelliği olmayan, hayvanlardan daha akıllı olmalarıyla övünen garip varlıklar. Ben ise koskoca ateş gezegeninin insandan farksız varlığıyım. Üstelik bu kocaman gezegenin prensesiyim. Buranın yerlileri her yere ateş püskürtürke...
Net, bana kıyafetlerinden vermişti, tanınmamak için de üzerime ilk geldiğim gün giydiğim pelerinimi giymiştim. Lucas, bizi çok renkli bir pazar yerine götürmüştü.( Belki burada pazarlar renklidir ya da belki de pazarlar hep böyledir, bilemiyorum çünkü ilk kez gitmiş oldum) Oradan kendimize giyebileceğimiz bir şeyler bulmuştuk. Daha sonra Lucas, bizi eve bırakmıştı ve iş yerine gitmek üzere de ayrılmıştı. Şuanda ise bir sorunumuz vardı : Eve girdiğimiz gibi Net için beğendiğimiz kıyafetin aynısını giyen bir kızla karşılaştık. Kız Net'in kuzeniymiş ve şenlik için abisiyle beraber gelmiş. Kız Net'ten küçük gibiydi yeşil saçları ve mavi gözleri vardı, minyon tipliydi, güzel bir kızdı ama Net ona karşı pek hoşgörülü değildi.
''Hazel, bu kıyafeti nereden buldun?!'' Bunu sorarken gözlerinden ateşler çıkıyordu. Kıyafetini beğenerek almıştı.
''Annem aldı bana bunu, ben de çok beğendim. Çok güzel olmamış mıyım abla?'' Üzerindeki elbiseye ellerini gezdirdi ve sağa sola hafifçe sallandı. Sanki amacı Net'i kızdırmak gibi bir hali vardı.
''Aramızda bir yaş var, Hazel. Bana abla demeyi kes! O elbiseyi giymesen olmaz mı?'' Başta sinirli bir çıkış yapan Net, konuşmanın sonuna doğru sesini yumuşattı. Bu ses değişimi ile elbiseyi giymeyi ne kadar istediğini anlamıştım.
''Ben bu elbiseyi çok beğendim, şenliğe bununla gideceğim.'' Elbisesiyle dans etmeye devam ediyordu. Önyargılı olmak istemeyen biri olsam da bu kız gıcık tipli bir kız gibi gelmişti.
Darla, müdahale etmek durumunda kaldı: ''Kızım, sen diğer elbiselerinden birini giyersin. Misafirlerimiz gelmiş, tatsızlık çıkmasın.'' Bunu söyledikten sonra Net'in itiraz etmesine müsaade etmeden kolundan tuttu. Net'in odasına doğru gidecekken :''Hazel, sen abinin yanına geç ben de geliyorum şimdi.'' dedi.
''Darla teyze bu arada , bu kız kim?'' diye sordu bana bakarak.
''Adı D'Vorah . Ailemizden biri, sonra anlatırım sana . Tanışırsınız.'' dedi ve odaya yöneldi. Kız bir süre beni inceledi. Bakışlarından rahatsız olup Darla ve Net'in peşlerinden odaya girdim.
''Kızım, teyzen haber yollamış bana. İşleri varmış, çocuklarını şenliğe götürmemi istemiş benden. Terslik çıksın istemiyorum. Dolabından bir elbise giy bu seferlik.''
''Anne, giyecek bir şeyim yok. Dolabımdakiler eskidi. Nereden buldum onun aldığı kıyafetin aynısını ya!'' Söylenmeye başlamıştı. Kaşları hafif çatıktı. Endişeli bir hali de vardı.
''Benim gençliğimde giydiğim bir elbisem var, onu veriyim sana. Ama beğenir misin, bilemiyorum. Siz kızlar modern seversiniz.'' O sırada bana baktı. '' Kızım, sen bulabildin mi güzel bir elbise?''
''Teşekkürler efendim, buldum.'' Elbisemi çantadan çıkarıp tam gösterecektim ki aklıma sunstone geldi. Onu her zaman yanımda yani çantamda taşıyordum ve de kaybetmekten korkuyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
