°Çantadaki Sunstone°

59 6 3
                                    

Sevgili okurlar, merhaba! Öncelikle buraya gelip hikayeme bir fırsat verdiğiniz için teşekkürler. Sizden bir ricam olacak: Hikayeme başladığınız tarihi ve saati buraya yorum olarak yazar mısınız?

Tatlı okumalar, sevgili okurum♡

"Acele et, D'Vorah! Her an eksikliğimizi fark edebilirler."

"Haklısın, bizi değilse bile çantamdakini fark etmemeleri imkânsız. Ben hazırım, kendine iyi bak, Anya. Döndüğümde güçlü bir kız olarak geleceğim. "

"Melody'e iyi bak. Gerçi o akıllı bir oğlan, sen ona değil de o sana bakar. "

"Hadi uçtuk biz. Hoşçakal."

"Hoşçakal, D'Vorah. "

Melody, babamın bana en büyük güzelliğidir. Kendisi beyaz bir pegasustur. Uçtuk derken şaka yapmıyorduk. Çantamda ateş gezegeninin en değerli diğer parçasını bulunduruyordum. Bu şekilde ise ateş halkının düşmanlarının olduğu gezegene gidiyordum: Su gezegeni. Orası annemin geldiği yer. Bizim gezegenden daha barışçıl ve adaletli. En azından annemin dediğine göre öyle.

Melody sihirli bir pegasustur. Gezegenler arası yolculuk yapabiliyor. Ona bunu ve daha fazla gücü veren gezegenimizdeki büyücülerdir. Onların sadece benim için yaptığı büyüler sayesinde gezegenimizdeki diğer pegasuslardan daha özeldir. Babam benim güçsüz olduğumu görünce çok üzülmüştü ve bana sevinebileceğim bir şey vermek istemişti. Bu konuda haklıydı. Melody, benim için bir sığınak gibiydi. Bir üzüntüm olduğunda onunla gezmek iyi geliyordu. Şimdi ise onunla beraber yepyeni bir yolculuğa çıkıyordum. Gözlerimi kapatmıştım. Melody, çok hızlıdır. Ona sarılıp bir şey görmemek daha güvende hissettiriyor. Bu şekilde görmek istemediklerimden kaçtım hep. Su gezegenine yapacağımız yolculuk için yine gözümü kapattım. Bu sefer görmek istemediklerimden kaçmıyordum, çok fazla cesaret gerektiren bu eylemimin kötü sonuçlanmasından endişe ediyordum. Sanki gözlerimi kapatırsam yanlış yapıyor olsam bile bunun sonuçlarına katlanmam gerekmeyecekti.

***
Melody, geldiği hızın aksine - yolculuk boyunca kusmamak için kendimi zor tuttum, gezegenler arası seyahat kolay değilmiş !- yere yumuşak bir iniş yaptı. Daha doğrusu o kadar hızdan sonra inişimiz bana iyi gelmiş olabilir. Her neyse içimdeki endişe azalmışken yeni bir gezegene inmiş olduğum için tatlı bir heyecan da yaşıyordum. Sonunda gözlerimi açtım. Melody'den indim. Etrafımda her yer su ile kaplı olur sanıyordum. Gerçi bizim gezegende yanıyor sayılmaz. Burasının gezegenimizden baya farklı olacağının hayalini kurardım hep. Bizim gezegenden farklı olarak daha güzel kokulu daha canlıydı sanki. Belki de özgürlük bana böyle hissettirmiştir. Sonuçta şuanlık büyük bir farklılık yok. -ne hayal kırıklığı ama!-

Pelerinimin şapkası, Melody'nin baş döndüren hızından dolayı düşmüştü. Onu tekrar başıma koydum. Yüzümü biraz kapattım. Burada pek dikkat çekmemek için pelerin takmıştım. Şimdi ne yapacağıma odaklanmalıydım. Tabii ya! Charles. Benim hemen onu bulmam lazım. Ancak onu tanımıyorum. Annem giderayak bir iki tanımlama yapmıştı onun hakkında ancak yeterli miydi? Sanmam. Yine de bu gezegende gizlenebilmemin tek yolu oydu. Peki ama şimdi ben onu nasıl bulacaktım ki? Nereye indiğimizi bilmiyorum. Adam, belki gezegenin öteki ucundadır.

"İşte kız orada! Yakalayın onu."

Olamaz, bunlar babamın adamları! Beni takip edip buraya gelmeye nasıl cesaret etmişler ki? Burası düşman gezegen , burada görülürlerse hiç iyi olmaz. Bu cesareti alabilmelerinin tek sebebi çantamdaki sunstone olmalıydı.

Melody'e binip kaçmayı düşünüyordum ki Melody,ortalarda yoktu. Apaçık bir şekilde ortadaydım ve bana doğru koşuyorlardı...

23 Mau LāHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin