3.BÖLÜM: Gökyüzü~

98 50 31
                                    

Öylece durmuş aynada kızarmış suratıma bakıyordum. Yüzüme biraz su çarpmıştım ama yüzümde herhangi bir değişiklik olmamıştı. Yemeği yedikten sonra tuvalete gitmek için izin istemiştim. Şimdi de öylece aynaya bakıyordum.

Yemekte Alper'le aramızda pek fazla konuşma geçmemişti. Daha doğrusu ikimiz de hiç konuşmamıştık diyebilirim. Annemler konuşmuştu daha çok. Şimdi de salona geri dönmem gerekiyordu. Hep beraber kahve içecektik. Aman ne güzel! Saygınlarla kahve keyfisi(!)

Son defa yüzüme baktıktan ve elbisemi düzelttikten sonra tuvaletten ayrıldım. Tam koridorda ilerliyordum ki gözüme hemen sağ tarafımda duran duvara asılmış çerçeve takıldı. Çerçevenin hemen yanında da bir oda vardı. Merakıma yenik düşüp elimi kapının koluna götürdüm. Açmaya çalıştım ama kapı kilitliydi. Daha fazla zorlamayıp çerçeveye doğru biraz daha yaklaştım ve fotoğraftaki üç küçük erkek çocuğunu inceledim. Bu fotoğraf bir bahçede çekilmiş olmalıydı. Çocukların üçü de yere oturup bağdaş kurmuş ve birbirinin omzuna kolunu atmıştı. Hepsi çok mutlu görünüyordu. Ortadaki çocuğun kucağında bir futbol topu vardı. Ortada duran Alper olmalıydı. Onu ela gözlerinden tanımıştım.

Fotoğraftaki bakışlarının şu anki bakışlarından çok farklı olduğu kesindi. Şu anki gözlerinden farkı bu fotoğraftaki bakışlarında gözleri gülüyordu. Yüzünde masum bir çocuğun gülümsemesi vardı sadece. Gerçekten çok sevimli görünüyordu. Elimde olmadan gülümsedim. Sanki bu gözlerinin içi gülen,mutlu çocuk gitmişti de yerine bambaşka biri gelmişti. Hayat ona ne yaşatmıştı da bu kadar değişmişti acaba?

Yanındaki çocukların kim olduğunu çok merak etmiştim. Talha ve Berkay'a pek benzemiyorlardı. Alper'in kardeşi  de olmadığını düşünüyordum. Sevil teyze böyle bir şeyden hiç bahsetmemişti. Hem kardeşi olsaydı burada olurdu,onu da görürdüm heralde. Bu çocuklar arkadaşları olabilirdi. Daha dikkatli baktığımda birbirlerine o kadar benziyorlardı ki bu arkadaş olma ihtimallerini tamamen ortadan kaldırmıştı. Belki de kuzenleriydi,bilmiyorum.

Koridorda biraz daha ilerlediğimde koridorun sonunda kapısı aralık bir oda gördüm. Merakıma yeniden yenik düştüm ve aşağı inmekten vazgeçip koridorun sonundaki odaya doğru ilerledim. Kapıya hiç dokunmadan aralık olan kısımdan içeriye baktım. Burası Alper'in odası olmalıydı. Bu oda da en az benim odam kadar güzeldi... Ama asla Alper'den beklediğim tarzda bir oda değildi.

 Ama asla Alper'den beklediğim tarzda bir oda değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bizim evde benim odam da koridorun sonundaydı. Bu iki bitişik evin sadece dışı aynı değildi,aynı zamanda içindeki koridorlar, odaların yeri de aynıydı. Sanki bu iki bitişik ev özenle düşünülmüş, en ince ayrıntısına kadar çizilmiş, incelikle inşa edilmişti. Ne de olsa Alper'in babası da Kenan amca da işinde çok başarılı mimarlardı. Böylesine güzel bir ev kesinlikle onlardan beklenirdi.

"Duru! Hadi gel artık kızım kahven soğuyacak." Annemin sesini duymamla yerimden sıçradım. Aşağıdan bana sesleniyordu. Aceleyle koridordan koşarak merdivenlerin olduğu yere kadar geldim ve merdivenlerden süzüle süzüle indim.

Bir BaşkaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin