KİMSİN SEN?

109 11 5
                                    

7 YIL ÖNCE 26 MART 2014
26 Mart 17.yaş doğum günümdü.Her gün biraz daha büyüyeceğim için mutluydum.
Ve ona sadece aşkımı itiraf etmek istemiştim...
Çocukluğumdan beri onu sevmeme rağmen beni görmezden gelmesi canımı acayip derecede sıkıyordu...
Ama ben ona göre küçücük bir kız çocuğuydum.
Bunu her seferinde yüzüme çarpmaktan utanmıyor ayrıca benimle alay ediyordu.
Evet küçük ve poposunun pışpışlanmasını seven bir kızdım onun gözünde...

Keşke 17.yaş doğum günüme geri gidip araftan kaçabilseydim...
Böylece ona onu ne kadar sevdiğimi söylemeseydim.
O gün hayatım değişmişti , değişmekten ziyade arafa sürüklenmişti.
Çok güzel bir gündü ailelerimiz , ben ve Akay doğum günüm için Muğla'ya gitmiştik.
Pastam en sevdiğim renk olan mavi kremşanti ile süslenmişti.
Üzerinde yaşımı temsil eden on yedi tane de mum konulmuştu.
Mumları üflerken tek bir dilek dilemiştim."Onun bana mahkum olmasını..."istemiştim.

Güneş batmak üzereydi yanına gittim şuan bile hatırlayınca kalbim, bir hüzün indiriyor hatıralarıma...
"Ben seni seviyorum."demiştim heyecanla ve ondan ayrılmamak üzere Akay'a sarılmıştım...
O da bana aynı şekilde sarılmıştı.O an o kadar mutluydum ki birden kollarımı kendisinden ayırdı yüzünde tuhaf bir gülümseme yayılmıştı.
Ona baktım yüzündeki gülüşü anlamlandırmaya çalışıyordum.
"Sen küçük ve aptal bir kızsın ve bugüne kadar hiç değişmedin gerçekten seni sevebileceğimi düşünüyor musun?"demişti.
O an neye uğradığıma şaşırmıştım,gözlerim dolmuştu.O ise kahkaha atarak Bodrum'un garip renk tonlu denizine bakışlarını çevirmişti.

"Sen benim için zehirsin çok alırsam ölürüm az da alırsam ölürüm."demişti bana...
Sonra sırıtarak "Sen benim için sıfırsın anlıyor musun?"demişti.

Ne diyeceğimi bilememiştim çünkü kendimi büyümüş hissediyordum o an bana söylediği şeyleri anlamlandıramıyordum.
Neden?
Kalbimde ilk defa bir ağrı hissetmiştim çok garipti , Bu da neydi böyle ? Sanki biri kalbimi eline almış sıkıyordu.

Ağlayarak küçücük bir kız çocuğu gibi yanından kaçtım belki de haklıydı...
Yatak odama gelmiştim yatağa uzanıp gözlerimi kapatmıştım ama kahrolasıca yaşlar durmuyordu hep akıyordu hala da aktığı gibi...
Asıl arafta kalacağım olay akşam başıma geleceketi ama ben saf olduğum için hiç tahmin etmezdim...
Akşam eve gelen babamın sesini duymuştum.
Abime ve anneme benim nerede olduğumu sormuştu.

Herkeste benim odamda olduğumu söylemişti.
Babam hızla merdivenlerden yukarı çıkmıştı.
Odamın kapısına yaklaşan ayak seslerini duyuyordum.
Kapımı tıklayıp ve içeri girmişti.İçime kötü bir his doğmuştu.
Birden yatağımdam doğrulmuştum.
"Baba!"demiştim titrek bir sesle...
Babam tuhaftı ya da ben mi yanlış hissetmiştim?

Bana yaklaşıp yatağa oturdu "Hilal seninle konuşmamız gereken bir konu var babacığım."demişti. Ben ne diye kafamı sallarken
"Sen artık büyüdün benim soy ismimi taşıyorsun sen Karanlı'sın ve
artık işlerimin başına geçmen gerekiyor.Biliyorum şimdi ne demek
istediğimi anlayamayacaksın ama beni bir gün anlarsın diye umut ediyorum kızım.Artık benim acımasız dünyama girmen gerekiyor."demişti.

Boğazımda bir yumru oluşmuştu. Şaşkınca babama baktım.
Bana ne diyordu? Ne oluyordu?
"Baba!"dedim sitem ve korku tonlu sesimle...
Başını kaldırıp odamın kapısındaki korumalarımıza başını onaylar şekilde salladı. Ne olduğunu anlamamıştım.Bir şey vardı çözemediğim bir şeydi...
Korumalar odama girmişlerdi tüm emeğimle okuluna girmeyi başardığım bale elbisemi ve bale papuçlarımı odadan topluyorlardı.
Ben bir anda kalkıp çığlık atmaya ve ağlamaya başlamıştım.

GECE'NİN ZEHİR'İ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin