Bazen ölmek istersin tek bir kurşun ya da tek bir ihanet darbesi ile...
İhanet... Ne gülünç şey.
Sadece yıkıldım,sadece ruhum öldü.Sevdiklerim...
Bir ömür boyu bekleyecek kadar ne yaptım bilmiyorum ama şuan ölmek için kendime değilde Hülya'ya yalvarmam...
O günden sonra kendimi bıraktım.
Dede'nin tek bir kurşunla vurulup kollarıma düşüşü ve benim çığlıklarım.
Ne kadar basit bir kavram ölmek,benim gibi ruhsuzlar için...
Dede'nin son nefesinde elimi sıkıca sıktıktan sonra "Yapma!" diye fısıldaması...
En çok o beni tanıyordu,bu dünyada işim bitince kendimi öldüreceğime...
♤♤Saat 20.48 tetikteyim.Tek bir pürüz çıkarsa sonraki yerim cehennem zebanileriyle olur.
Bu saat Dede'nin kollarımda can verdiği saat... Ve benim,Dede'nin intikamını alacağım saat...
Otel odasından içeriye girdim etrafıma baktığım gibi ölüm emrini veren adamı gördüm ve ona doğru yürüdüm.Yürüyen Hilal değildi Zehir'di.
Adam beni görünce tanımadı ve masasına oturmamı teklif etti.Masadaki lider,demek ki bu şerefsiz adamdı.Toprak ve Hülya beni korumak için tetikte bekliyorlardı.Masaya oturdum,masada beş kişi vardı.
İlk elin miktar sekiz milyon dolarla bahis olarak atılmıştı ortaya.İlk el sonunda yanımda oturan,adının Silvia olduğunu öğrendiğim kadın geri çekilmişti.Dede'nin ölüm emrini veren adam bana gülümsedikten sonra
"Güzel bayan,ben Yaşar Keskin.Sizin adınızı öğrenebilir miyim?" dedi alayla.
Elimdeki iskambil kartlarını saydıktan sonra masaya koyup elimin tersiyle kartları yan kestim.
Başımı kaldırıp sahte bir gülümsemeyle "Bunu oyun sonunda öğreneceksiniz Bay Yaşar." dedim tek kaşımı alayla kaldırarak.
Masada oturan üyeler bana gülmeye ve beni küçümsemeye başlamışlardı bile.
Aptal insanlar!
Ortaya konan para fazlaydı ve parayı kazanır kazanmaz tüm banknotları bir yerlerine sokacaktım.
Dakikalar dakikaları kovaladı...O sırada Toprak ve Hülya tedirginlikle masada kumar oynayan bana bakıyorlardı.
Aslında kimse bilmiyordu bu akşam lideri öldüreceğimi...
Adamlarım benim sadece oynayıp masadan kalkacağımı sanıyorlardı.
Aslında gerçeği bilseler beni asla o askeri binadan çıkarmazlardı bile.
Bu elin bitmesine iki dakika on saniye var.Yani benim elli saniyede lideri öldürmem lazım ki işimi üç dakikada tamamlayabileyim.
Buradan sağ çıkma olasılığım %75,67.Yani bu durumda ben lider olup bu tetikçiler tarafından ölmemek için bu mekandan korkumu göstermeden çıkmam gerekiyordu.Sıra kart seçimine geldi.Yaşar Sinek Valesi'ni seçmişti,ben ise Kupa Kızı'nı seçmiştim.
Kupa Kızı,ihanetlerin ve tüm biten aşkların tarotu...Emindim bugün Kupa Kızı olacaktım.
Lider tüm kartlarını döndürdü fakat Sinek Valesi küsmüştü lidere...
Valenin Kupa Kızı'na geldiğini tahmin bile edemiyordu gerçi Sinek Valesi hep Kupa Kızı'na aşıktı.
İmkansızlıkta imkan görmek gibi...
"Biliyordum.Kumarbaz olmak...Bazen hayatını iskambil kartlarına bağlamaktır."
Tüm kartlarımı çevirdim.Sinek Valesi, Kupa Kızı,....♤♤♤
1 HAFTA ÖNCEDede'nin ölümünden iki gün sonra...Biz daha Dede'yi vuran keskin nişancıyı yakalayamamıştık.
Ben hala o kahrolası askeri binadaydım.Dede'yi kaybettiğim için kendimi odama kapatıp ağlayarak günlerimi geçiriyorum.Hiçbirisinin cesareti yoktu,odama girip nasıl olduğumu sormalarının...
Kalabalık içinde yalnız olmak...
Akşam yine ortak alanda yemek yenilecekti.Ben hiç inmemiştim ortak alana.
Ama bu akşam inecektim.Hemde savaş boyalarımla...Siyah takım elbisem,kırmızı rujum ve siyah stilettolarım...
İşte şimdi Zehir ayağa kalkmış oldu.Gözyaşlarım...Artık içime akacaktı.Savaş bitmeden yas tutamazdım.Dede'nin bana öğrettiği son şeydi..Odadan çıktığımda ilk korumalarla göz göze geldim.
Bana şaşkınca ve korku dolu çehrelerle bakıyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE'NİN ZEHİR'İ
Teen Fiction"Sen benim için zehirsin çok alırsam ölürüm az da alırsam ölürüm."dedi .