Tek düşündüğüm şey:
ÖLDÜRSEM Mİ? ÖLDÜRMESEM Mİ?
♡♡♡Bir an durdum hemen ölmesi için çakı ile öldüremezdim.
Bu düşünceyle silahı elime aldım,emniyetini açtım ve kafasına sıktım.Kan,Akay'ın ve diğerlerinin üstüne sıçrarken bana birkaç damla gelmişti.Bir anda herkes ayağa kalktı.Çok şaşırmış ve kokmuşlardı.Bence beni eski hilal zannediyorlardı.
"Ama yanıldıkları bir şey vardı:Benden başka hiç kimse bu masanın patronu olamazdı."
Hiçbir şey olmamış gibi gülümsedim.Akay'a doğru elimi uzatıp
"Tebrikler,iyi oyundu."deyip Hülya'ya döndüm
"Önümüzdeki hafta diğer vıp misafileri çağır,onlarla masaya oturacağız."dedikten sonra diğer oyunculara baktım hala korkularını ve şaşkınlıklarını iliklerime kadar hissediyordum."Yıllardır aşağılayıp küçümsedikleri kuzu , kurda dönüşmüştü."
Birden Burak gelip kollarımı sertçe tutup"Sen ne yaptığını zannediyorsun?Krupiyeyi öldürmekte ne demek?"dedi.
Tam konuşacakken Akay gelip hızla Burak'ın kollarını kollarımdan ayırdı.
"Hayırdır lan sen?En son hesap sorması gereken kişi bile değilsin!"dediBirden tutamadığım kahkahamı attım.Akay beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı.Hülya her ne kadar bana yardım etmek istese de Emre silahını çekerek Hülya'yı durdurdu.Hülya'ya daha fazla ileri gitmemesi için başımı olmusuzca ona doğru salladım.
Akay beni vıp-0 odasından sürükleyerek vıp-9 odasına zorla soktu.Odaya girer girmez beni başka bir tarafa doğru fırlattı.Üzerime yürüyerek bağırmaya başladı "Sen kimsin ki masada birini öldürüyorsun?Beni çıldırtmak mı istiyorsun?" demesiyle boğazıma yapıştı.Ondan korktuğumu zannediyordu fakat beni 7 yıl önceki Hilal ile karıştırıyordu.
Her ne kadaar boğazım acısa da kahkaha atmaya başladım.
Kahkaha atmam onu daha da sinirlendirdi.Boğazımı daha da sıkarak beni iskambil kartlarının üzerinde olduğu masaya doğru fırlattı.
Ama hala boğazımı sıkıyordu.Ona hiçbir şey söylemeyecektim.
Derin bir nefes aldı
"Seni öldürmeyeceğim çünkü kolay kurtulursun benden , sana yıllar önce çektirdiğim acılardan daha beter acılar çektireceğim." dedi.Boğazımı sıkan ellerini gevşetip geri çekildi. Az önce bana dediklerini anlamlamdırmaya çalıştım fakat yapbozun parçalarını yerlerine oturtamıyordum.Bacağımdaki çakıyı alarak çakıyı boğazına dayadım "Ne diyorsun sen?"dedim sinirli bir tonda.
Rolleri değiştirmiş gibi Akay kahkaha atmaya başlamıştı.
Kahkaha atması beni daha da çok sinirlendirmişti.Ne anlatmaya çalışmıştı?Yıllar önce bana sadece bir kez ihanet etmişti.Başka ihanetleri de mi vardı?Odanın kapısı açılıp Hülya ve Emre içeriye girdi.
Emre"Abi gitmemiz gerek,polisler içeriye birini yerleştirmişler."dedi.Akay onu onaylayıp çakıyı boğazından geri çekip "Bir daha bana çakıyla saldırırsan , başına çok kötü şeyler gelir küçük kız!"dedi.Emre silahının emniyetini açıp Hülya'ya doğrulttu.Akay'dan onay bekliyordu.O an Hülya'yı kaybetme korkusuyla Akay'ın kolunu tuttum.Başımı lütfen yapma der gibi salladım.Bana gülerek "Şimdi kim daha üstün farkettin mi?" dedi.
O an yenilmiş olabilirdim ama bunun acısını fena çıkartacaģım senden Akay Arslan.
Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı bile.O an evet anladım der gibi başımı salladım.Akay , Emre'ye dönerek bırak der gibi kafasını salladı.Emre hemen silahın emniyetini kapatarak silahı beline yerleştirdi.
Akay ve Emre önde,ben ve Hülya arkalarından gittik.
Eve giderken onlarla kesinlikle aynı arabaya binmeyecektim.
Hülya için çok korkmuştum.İstesem onları o odada katlederdim fakat Hülya zarar görürdü.
Arka kapıdan dışarı çıkmamızla beraber tenim soğukhavayla temas edince ürperdi.Arbaların gelmesi için beklemeye başladık.
Ben korumalardan bir paket sigara aldım.Paketten bir sigara çıkarıp yaktım sonra paketi Hülya'ya uzattım.Kafasını olumsuz anlamda salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE'NİN ZEHİR'İ
Teen Fiction"Sen benim için zehirsin çok alırsam ölürüm az da alırsam ölürüm."dedi .