2. Bölüm

3.5K 66 232
                                    


Gösterilen ilgiden dolayı teşekkür eder ve iyi okumalar dilerim...

Günler geçtikçe içimde oluşan nefret artıyor ve her seferinde kulaklarıma annemin sesi doluyordu. Bir yandan ustamın öğrettiklerini pekiştirirken diğer bir yandan kendi büyülerimi keşfediyordum. Bunun her ne kadar tehlikeli olduğunu bilsem dahi almam gereken bir intikam var ve bu güçlere ihtiyacım olacak.

Kim bilir, belki de kimseye zarar vermeme gerek kalmadan diz çökerler... Zaman, mekan ve güç döngüsü. Hepsini bir arada kontrol edebilmek oldukça zor ancak ben yapabiliyorum. Zamanı yavaşlatıyor, bulunduğum mekan üzerinde değişiklikler yaratabiliyorum. En önemlisi ise güç döngüsü. Etrafımda bulunan tüm güç kaynaklarının enerjisini bir döngü üzerinde toplayabilmek.

Henüz tam anlamıyla başarabilmiş değilim ama denemek için hala zamana sahibim. Ben korkusuzum, ben pes etmem, ben intikamımı alana kadar durmam. Unergoun kabilesi önümde diz çökene kadar durmayacağım.

Surların dışına inşa ettiğim küçük kulübemdeyim. Surlar içine girdiğim zaman gireceğim tehlikeyi öngördüğüm için surların dışında kalıyorum. Sık sık gözetleme yapıyorum ancak yeterli olmuyor. Biran önce gücümü toplayıp saldırmam gerekiyor ama söylendiği kadar kolay olmuyor. Belki on, belki yüzlerce kişiyi öldürmem gerekecek ve herhangi bir pürüzde canımdan olabilirim. İyileştirme büyüsünü kendi üzerimde kullanmanın bir yolunu bulsaydım hiç düşünmeden saldırırdım. Şu ana kadar kimse bulamadı, bu yüzden çokta vakit kaybetmek istediğim bir kısım değil. Kara kılıç ustasından çaldığım kılıç yeteneğini geliştirdikçe büyü yeteneklerim de artıyor. Reflekslerim hızlanıyor, bekleme süresi ise azalıyor.

Kendi başıma bulduğumu iddia ettiğim yetenekleri aslında savaşarak kazanıyorum. Birisi beni düelloya davet ettiği çoğu zaman yenilir. Çünkü hırslarına yenik düşerler. Düello sonunda yendiğim kahramanların fiziksel saldırı ve büyü yeteneklerini kopyalayarak kendi tabloma ekliyorum. Onların hasar, refleks gibi unsurları düşerken her bir yetenek kopyaladığımda kat kat güçleniyorum.

Uzun bir sürenin ardından kulübeden çıkarak sur etrafında kurulan köylere doğru yola koyuldum. Üzerime geçirdiğim siyah kapşonlu pelerinim ile ava çıktım. Kopyalamam gereken yeni güçler var ve hala keşfedemedim.

Surların iç kısmının aksine dışarısı oldukça kurak ve boğuk bir havaya sahip. İleride her yer olması gerektiği gibi olacak... Sur denilen şey ortadan kalkacak ve mt²'ler diye ayırt edilmek zorunda kalmayacağız. Kendi kendime konuşmaya devam ettiğim sırada üzerimde beliren hedef çizgisi ile irkildim. Hedef çizgileri, bir büyünün yada silahın ateşlenmeden önce hedef kolaylığı sağlaması için beliren çizgidir. Bu demek oluyor ki şu an saldırı altındayım.

Ben Fear, adımdan da anlayacağınız üzere ben korkmam. Genelde korku salan taraf olmayı tercih ediyorum. Yüzüme yerleştirdiğim gülümsemeyle birlikte üzerimde dört tane daha hedef çizgisi oluştu. Anlaşılan biraz yorucu geçecek...

Kıpırdamadan yerimde durduğum sırada silahlar ateşlendi. Mermiler bedenime ulaşmak üzereyken kara kılıç ustasından kopyaladığım yetenekler ile mermileri savuşturdum. Harekete geçtim ve Flamel büyüsünü kullanarak saldıran kişilerin konumunu belirttim. Surlara yakın olmamızın avantajını kullanarak surlara doğru koşmaya başladım. Surlara ulaştığımda hızımı kesmeden tırmanmaya devam ettim ve bedenimi ters döndürerek sıçradım. İkisini uzaktan Gardner büyüsü ile etkisiz hale gelirken diğer üçü aktif olarak hareket ediyordu. İkisinde İnfinity Moment adlı seri silah bulunurken diğeri bir şifacıydı.

Kolay lokma olduklarını düşündüm ve hiçbir savunma seti çekmeden saldırıya geçtim. Üzerime hedeflenen mermileri kolayca atlattım ancak şifacıları sandığım kızın büyüsü ile olduğum yere çakıldım. Yavaşça kapanan gözlerime her ne kadar engel olmaya çalışsam da kapanmakta oldukça ısrarcıydılar... 

Güç DöngüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin