2 • "Yangın"

422 57 36
                                    

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kulağıma dolan sandalye çekilme sesiyle beraber gelen kişiyi görmek için başımı yasladığım masadan kaldırdım. Jimin elinde tuttuğu kahvelerden birini benim önüme koyduktan sonra çektiği sandalyeye oturdu.

“Berbat görünüyorsun.”

Bana aldığı kahveden bir yudum aldıktan yapmacık bir şekilde gülümsedim. “Teşekkür ederim.”

“Dün olanları duydum. Şimdi daha iyi misin?”

Başımı onaylarcasına sallayıp sandalyemde geri yaslandım. “Uykusuzluktan dolayı ağrıyan başım dışında iyiyim.”

Dün gece eve döner dönmez baskılayıcı ilacımı içmiş, sonra da kendimi odama kilitleyip yatağımda iki büklüm yatarak kan ter içinde kasıklarımdaki can yakan hissin geçmesini beklemiştim. Neyseki ilaç etkisini birkaç saat içerisinde göstermişti ama kızgınlık belirtilerimin geçmesine rağmen sabaha kadar gözüme uyku girmedi. Gece olan olayları tekrar tekrar düşünerek uyuyakalana kadar tavanı izledim.

Uyuduğumda gün neredeyse aydınlanmaya başlamıştı ve sabah erkenden kaçırmamam gereken bir dersim olduğundan dolayı bir süre sonra uyanmak zorunda kalmıştım. Normalde yedi saatten az uyumayan bünyem için bu süre alışılmadıktı. Dersten çıktığımdan beri kafetaryada uyuklayarak kendime gelmeye çalışıyordum.

Jimin kollarını göğsünün altında birleştirdi ve sinirli bakışlarını üzerimde gezdirdi. “Anlamıyorum, nasıl ilaçları karıştırmak gibi bir sorumsuzluk yaparsın. Bizimkiler yanında olmasaydı başına neler gelebileceğini tahmin bile edemiyorum.”

“Ama yanımdalardı. Bunları konuşup felaket senaryoları üretmeye gerek yok.”

Endişesini anlıyordum. Kızgınlığa girmiş halde tek başıma bir alfaya karşılaşsaydım ona karşı oldukça savunmasız bir durumda olurdum. Muhtemelen bana istediği her şeyi yaptırabilirdi, hatta ben de muhtaç bir şekilde ona yalvarıp ertesi gün pişman olacağım şeyler yapabilirdim. En kötüsü tanımadığım birinden hamile dahi kalabilirdim.

Neredeyse yarıladığım kahvemi tek dikişte içip boş karton bardağı masanın üstüne bıraktıktan sonra bakışlarımı Jimin'e çevirdim.
“İşin ilginç tarafı ne biliyor musun, kızgınlığımın bugün başlaması
gerekiyordu.”

Jimin anlamayarak “Nasıl yani?” dedi.

“Zaten ilacımı tedbir amaçlı alacaktım. Dün sabah Yugyeom bende bir gariplik olduğunu söyleyince pek aldırmamıştım. İlaç almadığımı düşünürsek kokum artmaya başlamış olmalı.” Duraksayıp bakışlarımı düşünceli bir şekilde ellerime çevirdim. “Ama kulüpte sanki bir anda kendimi kaybettim. Bu kadar hızlı bir şekilde zamanı olmadığı halde kontrolümü yitirmem çok garip.”

BloomingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin