12.Bölüm~Sadece Arkadaşız

3K 269 15
                                    


"Aşık biri gibi." O kadar mı belli ediyorum ya? Bi an andaval gibi yüzüne baksam da sonradan kahkaha attım

"asdfghj ilahi, nerden çıkarıyosun bunları fghjkfhh"

"Aşık değilsin yani?" dedi tekrar onaylamak için

"Hayır değilim" gülmeye devam ederek söyledim. İnandı mı acaba

"Oh be rahatladım, bi an korkmuştum. Sen öyle davranınca." öl pislik 

"Sen o yakınlaşmalarımı o yüzden mi sandın? Ben arkadaş olalım diye yapıyodum" Tanrım lütfen beni çarpma. Aşk  yolunda çarpılan tek kişi olmak istemiyorum

"Nasıl yani?" dedi. Yemeğimden biraz daha alıp ağzıma attım.

"Yani, bu zamana kadar hep bi didişme içindeydik öyle değil mi? Dün gördüm ki bizim aramızın kötü olması sadece işleri zorlaştırıyor. Anlaşılan o ki bir süre daha birbirimizi göreceğiz. Ben bu bir sürede birbirimize eziyet etmek istemiyorum. Yakın davranırsam belki arkadaş olabiliriz diye düşünmüştüm" bi süre ciddi ciddi yüzüme baktıktan sonra gülümsedi.

"Haa öyle desene. Tamam ben de bunu istiyodum zaten" götlek

"Süper. O zaman bundan sonra chinguumsun?" dedim çubuklarımı havada sallayarak

"Evet bundan sonra arkadaşımsın" o da benim yaptığımı yaptı. Ulan Kyungsoo, evet aşığım desen ne olurdu diycem de iyi ki itiraf etmemişim. Baksana bi kere tavırlara, bu kadar çirkin biri miydim ben ya ? Neyse en azından bi yol kat ettik. FIGHTING!!

Yemekten bi parça alıp çok sevgili arkadaşıma(!) uzattım. O da ağzını açıp memnuniyetle kabul etti (hijyenin amk ghjkl)

"Hadi artık eve gidelim" yemekleri silip süpürdükten sonra söyledim. O hesabı öderken ben de köşedeki köpeğe baktım. Bu sefer seni doyuramadım kuçu kuçu mianne. Jongin hesabı ödedikten sonra koluna girdim. 'Napıyosun?' der gibi bakınca da aegyomu katarak "Üşüdüm chingu" dedim. Ulan Kyungsoo, sen bu hallere düşecek insan mıydın Kyungsoo?  Hırkasını çıkarıyordu ki durdurdum

"Yok yok hiç gerek yok, koluna girmem yeterli." desem de hırkasını çıkarıp verdi. Bu hırka bende kalabilir mi? Hiç mi? Pki tşkkrler.s.s arada da çaktırmadan kokusuna gömülürüm çok yetenekliyim.

Eve girdiğimizde bütün ışıklar kapalıydı. İnsan bi ışığı açık bırakırdı be

"Hyung?" seslendim ama cevap gelmedi. Umarım bir yerlere gitmemiştir. Odasına girdiğimde uyuduğunu gördüm. Bu saatte uyuyan tek insan Suhodur sanırım. Alt kata indim.

"Uyumuş" çaprazındaki kanepeye uzanıp söyledim.

"Bu saatte mi?" dedi

"Hıı. Yaşıtları harıl harıl üniversite sınavına hazırlanır, bizimki de uyur" dedim yastığımı düzeltip

"Sen de uyumaya hazırlanıyo gibisin" diyip televizyonu açtı

"Ne yapsaydım ya?"

"Ne bileyim..." sessizlik oldu. Tam uyuyodum derken "Kareokeee!" diye bağırdı. Psikopat *-*

"Ney?" dedim irkilerek

"Kareoke yapalım"

"Tamam"  gözlerimi ovuşturup oturur pozisyona geldim. Müzik kanallarından birini açtı. Akşam uyuyana kadar şarkı söyledik. Üzgün değiliz komşucuklar, geberin.

~~~

Bu sefer ben erken kalktım ama kimseyi uyandırmadan hazırlandım. Gitmeden önce hepsini çok nazik(?) şekillerde uyandırdım

Durakta bu sefer benden sonra gelen kişi Jongin oldu

"Günaydın" dedi yanıma gelerek

"Günaydın" bu da ilk günaydınlaşmamız oldu. İlerleme var asdjdld

Otobüse binip okula gidene kadar hiç konuşmadık. Sınıfa çıkınca Baek ve Yeol'ün bi şeyi tartıştığını gördüm.

"Olmaz, tılsımımı senle birleştirmem" dedi Baekhyun. Şimdi anlaşıldı.

"Ya ben de seninle birleştirmeye pek meraklı değilim ama artık cadı olmak istiyorum!" kulağına doğru fısıldadı.

"Haklı, birleştirebilirsiniz. Böylece okula beraber gidip geliriz" diyip olaya dahil oldum

"Bence de" dedi Jongin "Benim gibi son ana bırakmayın" diye de ekledi

"Ne o, pişman mısın?" dedim gözlerimi kısıp

"Ben değilim ama onlar olabilir. Sonuçta işin ucunda sonsuza kadar  yarım cadı olarak kalmak da var" haklıydı. Kafamla onayladım.

"İyi, kimsenin görmediği bi zaman yapalım" dedi Baek. Yeol de istediğini elde etmişçesine sırıtıp önüne döndü.

~~~

"Yakışıklı çocuk dimi?" yemek yerken önümüzden geçeni Jongin'e gösterdim

"Hıı evet yakışıklıymış" sana şurdan bi çakarım gözlerin yerinden fırlar >.< nasıl yakışıklı lan, nasıl?

"Şu da taş gibi dimi?"

"Hıı o da taş gibi" dedi gösterdiğim yere bakıp

"Hepsi çok seksi dimi?"

"Hıı evet hepsi seksi"  dönüp baktığı yere baktım

"Sen benim ne dediğimi anlamıyon dimi?"

"Hıı evet anlamıyorum"

"Sen beni dinlemiyon dimi?"

"Hıı evet dinlemiyorum"

"Sen dayak istiyon dimi?"

"Hııhııı"

"Yahh Kim Jong In!" sonunda transtan çıkıp yüzüme baktı. "Ne düşünüyordun?" dedim, yemeğinden biraz alıp ağzına tıkıştırdı.

"Bilmem, dalmışım öyle. Yarın hafta sonu, ne yapsak ki?"

"Evde otururuz" dedim  omzumu silkip

"Evde mi oturcaz? Vay be hayatın çok aksiyonluymuş cidden" dedi gülerek

"Öyledir" dedim yemeğimi bitirip. Tablotları yerine koyup çatıya çıktık.

Çatıdayken bahçeye baktım. Derken kapıdaki kişi dikkatimi çekti. Birazcık Wufan hyunguma benziyordu. Biraz daha dikkatle baktım. Benzemiyordu bu resmen oydu. Sonra dönüp  yukarı bakınca beni gördü. Artık iyice emindim.

"Wufan hyung?"

WITCHES√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin