6.Bölüm~Die Bitch!

3.5K 308 17
                                    

Ellerimi yüzümden çekince tavanla karşılaştım. Etrafa baktığımda odamda olduğumu fark ettim OMG Tanrı sesimi duydu. Yataktan kalkıp yan odaya yani Suho'nun odasına girdim. Bilgisayarında bir şeyler yapıyordu. Sırtı bana dönüktü ve kulaklığı takılıydı. Arkasından yaklaşıp ensesini avuçladım.

"Ahh!!" arkasına dönüp beni görünce baya şaşırdı.

"Kyungsoo'yu yol üstünde bırakmanın nelere mal olacağını tahmin edemedin mi bitch?" ayağa kalkıp geri geri gitmeye başladı. Yatağa çarpmasıyla beraber ben de üstüne üstüne gittim. İşaret parmağımla göğsünü ittirip yatağa düşmesini sağladım. Sonra da üstüne çıkıp tepinmeye başladım

"Sen.Beni.Nasıl.O.Manyakla.Baş.Başa.Bırakırsın?" her üstünde zıplayışımda bi kelime söyledim.

"Yaa ölüyorum anneeeağğğğğ"

"He şimdi de bebek gibi ağlayacaksın yani?" diyip gıdıklamaya başladım. Hyungnimin imdat çağırılarına annem yetişti.

"Sen ne ara geldin?" gözlerimi kısıp anneme ayıplayıcı bi bakış attım

"Ulan anne alacağın olsun anne >.< insan kendi evladını ne yediği belirsiz itin kopuğun biriyle baş başa bırakır mı? Ya beni kesip atsaydı(Müge Anlı forever fghjkl)"

"Yavrum geldi gördük, ne kadar nazik çocuk. Vallah ben ikiniz baş başa kalınca sana değil de çocuğa bir şey olacak diye korktum yavrum. Hatta babana söyledim bile söyledim 'Hayatım' dedim 'Bak bakalım' dedim 'Bizim oğlan' dedim 'Çocuğa bir şey yapmış olmasın' dedim" yazıklar olsun, anneye bakın hele!

"Hee tecavüz ettim çocuğa, sonra çığlıklarını duydu da hademe o açtı kapıyı. Sonra beni tutukladılar, hapishaneden kaçtım. A-aa ne biçim bi ailesiniz siz ya. " annem gelip sarıldı

"Şaka yaptım çocuğum, şaka" annem de kadın hep benimle uğraşır. Yıllardır tek eğlencesi benim zaten.

"Aman iyi iyi. Ölüyom açlıktan ne yemek yaptın bakalım?" dedim annemin koluna girip mutfağa sürüklerken

"Jongin'e ne oldu sahi?" dedi Suho peşimizden gelirken

"Bilmem. İlgilenmiyorum aslında " yemeklere doğru saldırdım

"Cidden orada mı kaldı?" annem mutfaktan çıkmış biz abimle baş başa kalmıştık.

"Evettt. şimdi yemek yiyeceğim izin verirsen"

"Ne gaddarsın be, orda yalnız başına bir şey gelir diye korkmuyor musun?"

"Domuz gibi o, ona bir şey olmaz. Hem unutuyorsun galiba, o da bi cadı" yemekleri ağzıma tıkıştırıp söyledim.

"İyi, sen bilirsin. Ben yatmaya gidiyorum. İyi geceler."

"Öyö göcölörrr" lan acaba eve gitmiş midir? Aman bana ne ya! Lan üstünde montu falan da yoktu, taş zemin. Donarak ölmesin? Omoo o vicdan azabıyla yaşayamam. Telefonum muhtemelen Chanyeoldeydi. Okul idaresinin numarasını ezbere bilmiyordum. Abimden isteyemezdim, umrumda değil demiştim. Yani anlayacağınız bana yine okul yolu gözüktü

Odama gidip üstümü değiştirdikten sonra sessiz hareketlerle evden çıktım. Çıkarken komidinin üstündeki saat gözüme çarpmıştı. 00.00 Ters Prenses (Kül Kedisi eve 12de girer, bu evden 12de çıkar dfghjkl)

Otobüse binip arkaya geçtim. Yandaki erkek topluluğu gözlerini dikmiş bana bakıyordu. Bi süre dışarıyı izleyip onlara odaklanmamaya çalıştım.

"Hey güzellik, boş musun?" dedi saçları gözünü kapatan çocuk. Bu çocuk sanırım bizim okuldandı

"Boşum, sen mi dolduracaksın?" dedim gözlerimi yüzüne kenetleyip, perçemlerini elleriyle düzeltti. Doğrudan göz teması kurarak beni etkilemeye çalışıyordu

"Neden olmasın?" dedi sırıtıp. Ayağa kalkıp 2 koltuk öne gittim. Katil olmak istemiyordum. O da peşimden geldi. Arkada bıraktığı mal topluluğu ıslık çalıp kendilerince destek oldular.

"İsmim Won Jong Jin" camdan dışarıyı izleyip duymamaya çalıştım

"Aynı okula gidiyoruz. Son sınıfım" pes etmiş gibi gözükmüyordu

"Yanlış anlama ama Jong Jin" gözlerimi camdan alıp gözlerine kenetledim "Tipim değilsin!" diyip göz kırptıktan sonra kalktım. Okula gelmiştik. Otobüsten inip okul kapısına geldim. Güvenlik uyuyordu

"Bakar mısınız?" uyandı.

"Efendim?"

"Kazan dairesinin ve kilerin anahtarı sizde var mı?"

"Bu saatte ne yapacaksın orasının anahtarını?" dedi adam gözlerini ovuşturarak

"Arkadaşım orda kilitli kalmış. Aradı söyledi."

"Arkadaşının ne işi varmış orda?"

"Telefonunu düşürünce spor salonunun camından atlamış. Kazan dairesinin kapısı kitli olunca da çıkamamış" tek ayak üstünde amma yalan uydurdum be ^^

"İyi bakalım, düş önüme" kapıyı açıp önden gitmem için hareket yaptı. Ben de yavaş yavaş önden gitmeye başladım. İlk kazan dairesini açtı. Amma korkutucu. Işıkları açıp ilerledi.

"Hiç korkmuyor musun?" dedi depoya ilerlerken

"Korkmuyorum" dedim omzumu silkip

"Benim yerinde olsa şu an sana kötü şeyler yapabilirdi. Yanlış anlama, benim senin yaşlarında çocuğum var, senin için endişeleniyorum" gülümsedim. Babalık iç güdüsü korumacılığı beraberinde getiriyordu anlaşılan

"Ben güçlüyüm, kimse bana bir şey yapamaz" o da sırıtıp deponun kapısını açtı. İçeri kafamı uzattım ama görünürde kimse yoktu

"Anlaşılan arkadaşın sana şaka yapmış" dedi ahjussi. İçeri girip biraz da öyle baktım ama kimsecikler yoktu.

"Sanırım" dedim şaşkın bi ifadeyle. Okuldan çıktım, güvenlikçi abi de arkamdan kapıları kilitlemişti.

"Gece gece rahatsızlık verdim. Gerçekten üzgünüm" dedim mahcup bi ifadeyle

"Hiç önemli değil" dedi eliyle geçiştirme hareketi yaparken. Lan Jongin nerdesin O.o Hırkamın ceplerine ellerimi sokup ilerlemeye başladım. Bu sefer eve yürüyerek gidecektim. Merdivenlerden inerken arkamda birinin olduğunu hissettim. Arkama dönmemle birlikte bir şey kucağıma atıldı. Çantam O.o Çantanın geldiği yöne baktım. Karanlıktan yüzü görünmüyordu ama Jongin olduğuna emindim.

"Nasıl çıktın?" dedim çantamı takıp

"Sen nasıl çıktıysan öyle" dedi, sırıttığını hissedebiliyordum

"İyi" önüme dönüp merdivenleri inmeye devam ettim.

"Neden aniden gittin? Çok mu utanmıştın?" 2 adım arkamdan geliyordu.

"Hayır. Tanrıdan yardım istedim. Eğer gerçekten orda kalmaya devam etseydim seni öldürebilirdim" dedim. Gerçekten utandığımı söyleyecek değildim elbette

"Öyle olsun bakalım" dedi sinir bozucu bi tavırla

"Öyle zaten" diyip sokaklardan birine saptım

"Benim için endişelendin?" dedi arkamdan gelmeye devam ederek

"Çok beklersin tatlım" dedim sırıtarak

"Ama beni almaya geldin yalan mı?" Arkamı dönüp yüzüne baktım

"Seni değil çantamı almaya geldim salak" yerdeki taşa tekme atarak ayağına çarpmasını sağladım

"Açım. Bir şeyler yiyelim" dedi öne geçerek. Ben de onu takip ettim.

"Ben karnımı doyurdum. Sen istediğini yapabilirsin" diyip diğer sokağa geçtim. Yine onu arkamda bırakmıştım. Arkamdan yetişip elini omzuma attı

"Aaa çok yazık. Olsun bir kere de benim için yemiş olursun" diyip boynumdaki kolunu çekip ellerini sırtıma yerleştirip iteklemeye başladı. Yandaki dükkanlardan birine sokmuştu.

Diğer bölüm kısa diye bunu erken yollayayım dedim. Düzenlemedim, hatalarım olabilir mazur görün. Jong Jin'i bilmeyen var mıdır bimiyorum ama medyaya bırakayım dedim dfghjkl

WITCHES√Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin