Ellerini yoğurt ve bebek mamasına bulanmış saçlarına sokup dirseklerini devasa mutfaktaki masif meşe tezgahlı adaya koydu. Karşısındaki sahnenin tek tanımı katastrofi idi ve ne kadar birilerini suçlamak istese de tek bir hedef bile bulamıyordu. Bu kaosu dindirmek için sadece bir haftası vardı. Bir haftada evinde beraber yaşamayı bile isteye seçtiği dört deli, laftan anlamayan, insana bir cinperi sürüsüyle savaşmayı yeğletecek çocukla kalmıştı ve koparabildiği bir hafta içinde ya dadı bulmalıydı ya da geçici bir süre çocuklarla ilgilenebilecek birini.
Kolay olacağını ummuştu. Hatta inanmıştı. Andromeda'yı tek bir bavulla evinden uğurlarken, ne kadar zor olabilir ki diye düşünmüştü ama kadın gideli daha on dört saat bile dolmadan canından çok sevdiği, uslu, sevecen çocuklarının aslında tam birer canavar olduklarını öğrenmişti.
Dokuz yaşına yeni giren Teddy, kendisine verilen hiçbir direktifi dinlemiyor, inadına tersini yapıyor ve insanın sabır sınırlarını ukala bakışları ile arşa kadar zorluyordu. Ona düşkün olan beş yaşındaki James ise yürümeye başladığından beri, her nasılsa süzülmeyi de çözerek korkmadan yükselebildiği her mesafedeki eşyayı alıyor ve çok eğlenceli bir şey yapıyormuş gibi yere fırlatıp parçalanmasını izlerken kahkaha atıyordu. Harry aynı vazoyu onuncu kez tamir ettikten sonra pes etmiş, onu tamamen yok etmişti. Peki çözüm olmuş muydu? Eh, hayır.
Dahası üç yaşındaki Albus her küçük şeye ağlıyor, ilgi her zaman onun üzerinde olsun istiyor ve uyuduğu o huzur dolu saatler sona erdiği andan itibaren, diğerleri için çığlıklarla dolu bir kabus başlamış oluyordu. Henüz bir yaşını doldurmuş olan kızı Lily ise hassas bir mideye sahipti ve bir bebek için fazlasıyla gazlıydı. Albus'un ağlamalarına, Lily'nin hafif kabız ve gaz ağrısıyla başlayan haykırmaları karıştığında; sosyopat bir seri katilin palavralarını sona erdirmiş, gelmiş geçmiş en başarılı seherbaz olup en azılı suçlu ve suçların avcısı olmuş olsan bile, böyle çaresizce hayattan umudunu kesecek duruma gelebiliyordun.
Teddy kıyafetlerini tek tek çıkarıp devasa mutfağın yemek masası etrafında izini bırakarak kızıl tüylü bir maymuna dönüşme teşebbüsünde bulunmuş, ancak suratı aynı kaldığı için rahatsız edici bir görüntü sergilerken; masanın üzerinde tüm gösterişiyle parıldayan kristal avizede sallanıyordu. James ise havada süzülerek onun sağa sola sallanan kuyruğunu yakalamaya çalışıyordu. Albus onların eğlencesini kıskandığı için orayı işaret ederek Harry'nin suratına haykırarak ağlıyor; Lily ise Albus'un yoğurt fırlattığı saçlarına bebek mamasından atıp duruyordu. Büyülü çocuklarınız olmasının güzel yanları vardı elbet ama Harry şu an aklına bir tanesini bile getiremiyordu; özelliklede Lily kendi büyüsüyle; fark etmeden kasesini sürekli mamayla doldurmaya devam ederken.
Çalan kapı ile silkelenip kendini sürükleyerek koridora çıktı, çocukların hiçbirini gözünün önünden ayırmak istemediği için on metre ilerideki kapıyı elini sallayıp açılmasını sağladı. Genç ve ciddi suratlı bir kadın elinde küçük bir bavulla kendisini karşılayacak kişiyi görmek için bakınırken; "İçeri girin Bayan..Ah çok özür dilerim. İsminiz neydi?!"
Kadın onu görünce şok olsa da, olabilecek en hızlı adımlarla kapının karşısındaki geniş mermer merdivenlerin yanından ilerleyerek yanına ulaştı; "İsmim Capricia, Capricia Ludicer, Bay Potter. Fakat, bu haliniz?"
"Ah, takılmayın. Çocuklarla biraz..Ehm, oyunun sınırlarını taşırdım sanırım." Hiçbir şey üzerinde bir gram bile kontrolünün olmadığını itiraf etmeyecekti.
"Neredeler, mümkünse onlarla hemen tanışmak isterim. Biz kaynaşırken siz de, uhm, belki temizlenmek istersiniz?" Capricia'nın söyledikleri Harry'ye ilaç gibi gelirken kadını kaosun hakim olduğu mutfağa geçmesi için yönlendirdi. Genç yüzde gördüğü şokun etkileri çabuk silinirken Harry göz devirmeden edemedi, "Çocuklar! TEDDY YETER! Lütfen.. Lütfen aşağı in. James, gel babacığım." diyerek yeni birini görerek duran çocukların dikkatini çekebildiği için şükretti, Albus'un yapmacık ve usandıran ağlaması hala fonda devam ederken kadını bebeklerin oturduğu mutfak adasına doğru ilerlemesi için motive etti. Gelip kucağına yerleşen James süzülmeyi bir anda bırakıp tüm ağırlığını birden verince üstüne binen yirmi kiloluk ağırlıkla dengesini kaybetmekten son saniye refleksiyle kurtuldu. Belindeki sancı için kadın duymadan bir iyileştirme uğuru fısıldayıp, ulaştığı anda James'i mutfak adasının tezgahına bırakıverdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oh!? Bay D.! (Drarry)
Fanfiction[Tamamlandı] (fluff+aile+{+16}yetişkin içerik) Emekli hayatını yaşamayı hak etmiş Andromeda, Harry'yi çaresizce dadı/mürebbiye arayışıyla baş başa bıraktığında tüm adaylar onu hayal kırıklığına uğratır. Aradığının işinin ehli bir mürebbiye olduğunu...