Oh!? Bay D.! (Drarry)

Bay D.'nin Lily'si

Y.N.: Well, hello >:) Lisa'ya merhaba deyin ;)

***

"A-ha!"

Ofisinden sıvışmaya çalışan Harry, yakalandığını bilerek omuzlarını düşürüp kapıya döndü, "Ee.. Hey Lisa."

"Ee, hey Lisa, ha? Harry, lütfen ama."

"Seherbaz Potter demek istedin sanırım?"

"Rütben bana ne zaman söktü ki? Ayrıca, sana sağladığım özgürlükler için bana borçlusun Harry. 'Sana borçlandım.', 'Hakkını nasıl öderim bilmiyorum Lisa.', Hm? Bir şeyler hatırlattı mı?"

"..hayır?"

"Bu konuyu düşünseline taşımak ister misin?"

Yıl başı çabuk gelmişti. Kuzgun saçlı seherbaz için acı dolu zamanlardan biriydi ve Çaylak Turpin,- her ne kadar Harry için çocukların aciliyetli durumlarında ortadan kaybolabilmesi için can simidi görevi görüyor olsa da- şu an celladı olmak üzereydi. Son zamanlarda çocuklarla alakalı aciliyet içeren tek olay Lily'nin son dönemlerdeki ateşlenmesiydi ancak, Harry'nin evde olmasını gerektirecek kadar değil. Harry sadece evde daha fazla vakit geçirmek için fazladan bahane üretiyordu. Vaftiz seremonisinden sonra, nasıl davranacağını tam olarak kestiremiyordu. Söz konusu romantik ilişkiler ya da her hangi bir ilişki formu olduğunda, yaşlı bir köstebek kadar kör, bir Goblin kadar da bihaberdi zaten. Eh, birine ilgi duyduğu ve bu konuda bir şeyler yapmaya çalıştığı anda her şeyin tepetaklak gidebileceğine ancak söz konusu Harry Potter olduğunda güvenebilirdiniz, anlıyorsunuz ya? 

Sonuç olarak, son zamanlarda Çaylak Lisa'ya fazla yüklenmişti, ama düşük seviye M.T.A. (Muggle Teşhir Aktivitesi: Muggle'lar önünde büyü, büyülü olay) için de, çocukları bahane etmese bile popoyu kaldıracak değildi. "Balo'ya Lavender'la gitmeyeceğim. Cesedi mi çiğnemen gerekiyor." dedi sertçe ama karşısındaki kadının gözlerindeki o tehlikeli ışıltıyı çözmesi için çok zamanı olmuştu. 

"Sana tüm yılı mundar ederim. Biliyorsun değil mi?"

Harry omzunu silkti, "İstediğini yap."

"Oh? Oooh? Gerçekten mi?" dedikten sonra asasını çekip ofis masasının üzerine üç adet çuval peydah etti, "Pekala Sağ Kalan Adam, tüm bu mektupları, feryat ve figan eden çığırtkanları, Bakanlık duvarını aşmayı başaran iltifat ve itiraf baloncuklarını sana devretmemem için hiçbir sebep yok o halde."

"Liz!"

Kadın bir kez daha asasını sallayıp Harry'yi oturduğu koltuğa yapıştırırken, "Bu akşam neler çekeceğim hakkında hiçbir fikrin yok. Lavender'ı severim, ama beni çocukluk arkadaşımdan bezdirdin Harry!" derin bir nefes alıp işaret parmağını sallarken devam etti; "Ve evim! Güzelim dairem! Ah başıma geleceği bilseydim sana ev adresimi kullanabilirsin der miydim? Yıllardır Harry! Gelen mektuplar yüzünden kaç kere kırılan pencere ve baykuş tüyleri ile uyandım, biliyor musun?"

"Evet Lisa, üzgünüm."

"Hayır değilsin! Eğer ben bu akşam Lavender ile uğraşacaksam ki emin ol, yaklaşan dolunay yüzünden hiç kolay olmayacak, sen de bu çuvaldakilerle uğraşmak zorundasın. Ayrıca finite ve diffindo işe yaramayacak, okul yıllarında bu yapıştırma uğursuzluğuyla oynadığımı ve önündekiler bitmeden eve gidemeyeceğini bilmeni isterim."

"Seni cadaloz-!" derken yerinden kıçına yapışmış koltukla bile olsa kalkmaya çalıştığında, kadın hızlı bir hareketle koltuğu da yere yapıştırdı. 

"A-a! Hayır. Bana borçlusun Harry Potter. Bana bunu borçlusun, çok iyi biliyorsun." Lisa dönüp çıkarken kapıyı da arkasından sert bir rüzgarla çarptırarak kapattığında Harry çuvalların arasından çaresizlikle bakmakla yetindi. İç çekip başlamadan önce bir parça parşömen çekip mesajını yazdıktan sonra acil postayla eve yolladı ve işe koyuldu.