Bay D.'nin Öpücüğü

1.5K 131 39
                                    

Tam her şey tekrar düzene oturdu derken; durum Malfoy için pek de iç açıcı görünmüyordu.

Lily, Mungo's'ta bir gece geçirdikten sonra, eski neşeli hali ile evine geldi ve hemen ertesi gün hayatları normal düzenine geri döndü. Her zamanki programları devam ediyor, günler sakince geçiyordu. Harry hastane macerasından sonraki hafta başında, mürebbinin sebebini tam bilmediği bir nedenden dolayı izin almıştı. Sırf bu yüzden, durum Malfoy için pek iç açıcı görünmüyordu.

Teddy'nin keman dersi sona ermiş ve okuma saati için "mufliato" ile izole edilmiş köşesine çekilmişti. James çizgilerden harflere geçmiş; çok kısa bir süre içinde yan yana getirerek kendi başına bir kaç kelime oluşturmayı başarmıştı. Şimdi, basit cümlelerle oluşturulmuş resimli hikaye kitaplarını daha büyük bir ilgiyle inceliyor; neredeyse her beş dakika da bir Malfoy'un bacaklarının dibinde belirerek sürekli soru soruyordu. Albus'un ilgi açlığıyla kapıldığı histeri krizleri oldukça dinmiş; renklere olan aşkı daha da büyümüştü. Başı boş karalamalar yerini bahçedeki bitkileri, çiçekleri ve ağaçları andıran çalışmalara dönüşüyordu.

Ve Lily, Harry işten izin almadan önceki bir kaç gün derslere ve oyunlara o normal şevki ile katılmıştı tabi ama, ne zaman Malfoy'a ihtiyacı olsa, "baba" diye sesleniyordu. Mürebbinin tüm uğraşları da sonuçsuz kalmıştı; Lilycik ne olursa olsun ona bir daha hiç "Baydii." diye seslenmedi ve belli ki seslenmeyecekti de. Yenilgisini kabul etmek zorunda kalan platin saçlı adam; şimdi ise ilgisi çocukların üzerinde olsa da; izinli günlerini Lily'yle ilgilenerek geçiren genç babayı izliyordu. Derslik olarak kullanılan bu odada oturacak onca yer varken yere oturmayı tercih eden Harry, karşısında Lily ile beraber basit bir yapboz oyunu oynuyordu. Kızının her doğru delikten geçirdiği parça ile sevinerek gülümsüyor ve uzayan saçları yüzüne; gözlüklerinin arasından gözüne kaçtığında parmaklarını kuzgun tutamlarından arasından geçirip geriye doğru tarıyordu. Ve Malfoy bu hareketi her yakaladığında, güçlü görünümlü parmaklarından kendi saçları arasında kaysa nasıl hissettireceğini merak ederken buluyordu kendini.

Tam da böyle bir anda, zümrütler kendisine dönüp hafifçe parıldarken gözlerini kırpıştırarak silkelenmeyi denedi. Harry ise ona doğru en çarpıcı gülümsemesinden sunup, göz kırptığında şaşkınlıkla aralanan dudaklarının kendisine ihanet ederek kıvrıldığını hissedince gözlerini kaçırdı. İşte tam da bu yüzden; durum Malfoy için hiç açıcı görünmüyordu. Aniden gelen burun ve geniz kaşıntısıyla yüzünü buruşturdu. Ancak onu hazırlıksız yakalayan hapşırık için son saniyede ağzını kapatabilmişti. Şiddetle vuran hapşırıkla aynı saniyede başını ele geçiren dönme de tuzu biberi oluvermişti.

"Draco? Çok yaşa.. İyi misin?" diyerek yerden kalkıp yanına gelen adama yaklaşmaması için elini kaldırdı.

"Sanırım hasta oluyorum. Yaklaşmaman daha akılcı olur." diyerek dengesini sağladı ve kapıya doğru yöneldi. Ama kuvvetli bir hapşırık daha ağzından kurtulduğunda burnunda da her an akmaya başlayacak tehlikeyi sezdi. Baş dönmesi artarken birden bire üzerine binen halsizlikle mızıldandı ve derslikten çıkıp merdivenlere yöneldi. Uzun zamandır böyle olmamıştı. Son günlerin stresi ile bünyesi zayıf düşmüş olmalıydı. Yoğun programına ayak uydurmak için üniversite günlerinde çok fazla Pepper Up tüketmişti ve bağımlı olmak üzereyken son anda durmuştu; yani iksiri de içemezdi. Gerçi içse fayda eder miydi, bilmiyordu da.

Odasına girip çalışma masasına yönelmişti ki, kapının tıklatıldığını duyup; "Girin." dedi. Ses tonunun hastalık boğultusuyla hemen değişmiş olmasına gözlerini devirse de, elinden bir şey gelmeyecekti.

Oh!? Bay D.! (Drarry)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin