-3-

600 35 57
                                    

"Nihon-chan nasılsın~"
"Bende iyiyim ehü"
"Peki tamam hemen oradayım"
"Görüşürüz"
Amerika elindeki telefonu bıraktı ve odasına koştu. Hemen üstünü giyinmeye başladı.

"Yemin ediyorum bu çocuğa hayat geldi" dedi Kanada. "Daha 2 hafta önce mars kadar hayatsız idi şimdi de dünya oldu" diye ekledi. Birleşik Krallık kıkırdadı. " Sevdiğin kadın senden ayrıldıktan 30 yıl sonra sana geri dönse sende böyle olurdun"

"Çok tatlılar!" dedi Güney Kore. "Gencecik âşıklar işte" diye geçiştirdi Fransa.

"E biz genç değiliz diye sevmeyecekmiyiz?" Dedi Birleşik Krallık Fransa'ya sarılıp. Kanada surat astı. "Bir ben sap kaldım" dedi derin bir geçirerek. Pankekinden bir ısırık daha aldı.

"Üzülme abla sende bulursun birini!" dedi Avusturalya omzundaki kertenkeleyi severken
"Aynen aynen bak daha ben varım merak etme" dedi Güney Kore Kanadanın omzuna bir yumruk atarak.
Kanada burukça gülümsedi. "Umarım" dedi.

Amerika Votka görmüş Rus gibi odasından fırladı. Merdivenleri inmedi merdivenden atladı. "Ben çıkıyorum" dedi ve kapıya koşmaya başladı.

"E birşeyler yeseydin?"
"Japonya ile restoranda yiyeceğiz"
"İyi peki peki" dedi Fransa göz devirerek.
Amerika hızlıca evden çıktı ve arabasına bindi. Tabi son model arabası kendi kendini sürebildiği için arkasına yaslandı ve camdan dışarıyı seyretmeye başladı.

Amerika ve Japonya soğuk savaş sırasında çıkmaya başladı. Cidden mükemmel bir ikililerdi. Sadece Amerika değil tüm aile Japonya'yı çok severdi. Annesinden alamadığı anne duygusunu bu ailede bulmuştu Japonya. İkiside gayet ciddi düşünüyordu fakat 2021 e kadar...

-Geçmiş-

"Beni çağırmışsın sevgilim?"
"Amerika..."
İki çift park gibi bir yerdeydiler.
"Japonya sen iyimisin?"
"Amerika... Ben senden ayrılmak istiyorum...

Amerika küçük bir şok geçirdi.
"N-ne? Japonya bugün 1 Nisan da değil senin kafan karşıtı herhalde lütfen şu lanet şakayı keser misin?" Gülümsemeye ve Japonya'nın gözlerinin içine bakmaya başladı. Bu Japonya'nın canını daha da yakıyordu.
"Şaka değil Amerika"

Amerika'nın yüzündeki gülümseme yavaş yavaş yok olmaya başladı. Sonrada gözleri dolmaya başladı. Sonra da titrek sesi ile konuşmaya başladı.

"N-neden? Ben a-anlayamıyorum... Hani birbirimizi çok seviyorduk? Hani hiç-"
"Olay sana aşık olup olamam değil Amerika sorun sensin"
"B-benmi?"
"Evet sen! Biz seninle 2.dünya savaşı sonunda tanıştık değil mi? Annemin ölümünün hemen ardından. O zamanlardaki Amerika mükemmel bir insandı. Diğer ülkelerden farklıydın benimle en büyük düşmanının kızı olmama rağmen arkadaşlık kurdun. Karıncayı bile incitemezdin. Eğlenceli ve kafadar bir tiptin ve beni kendine âşık ettin. Ama soğuk savaştan sonra sana birşeyler oldu. Ün ve güç seni bozdu. Kapitalizm denen o pislik ideolojinin arkasına saklanıp insanları katletmeye başladın. Dünyayı harcamaya başladın! Farkettin mi bilmiyorum ama insanlar senden nefret etmeye başladı."

"J-japonya"

"Eski haline dönene kadar gözüme gözükme Amerika"
"J-japonya lütfen gitme l-lüt-"
"Görüşürüz bay Amerika Birleşik Devletleri"

Tam 1 hafta sonra tüm felaketler başladı ve bu ikili uzun süre görüşmedi.

-Şimdi-

Amerika aklına gelen bu anıyla beraber yüzü düştü. Haklı olması onun daha da çok canını yakmıştı. Eski Amerika....

Ama bunları pekte kafaya takmıyordu ne de olsa yine beraberlerdi değil mi? Aklına gelen başka bir anı ile suratına küçük bir gülümseme yayıldı.

CONFUSİON  ~Countryhumans~ (ARA VERİLDİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin