fıve

588 56 49
                                    

Birkaç dakika derince gözlerine baktım. Ne yaptığını sanıyordu? Neden böyle davranıyordu? Sanki beliğimi bu hale getiren kendisi değilmiş gibi.. Bir de öpüyor? Hayır, anlamadığım şey; neden bir insan sonrasında özür dileyeceği şeyler yapsın ki? Ama demiştim o karaktersiz biri..

+Neden özür dileyeceğin şeyler yapmaya devam ediyorsun? Neden? Açıkça söyle. Dengesiz ve karaktersiz olduğunu.. Bunu senden duyunca rahatlayacağımdan emin olabilirsin.

-Bilemedim bu kadar kötü olacağını. Ben dayanamadım sadece. Bu kadar ileri gittiğimin farkında değildim ve şimdi özür diliyorum. Ve söz bir daha asla sana bulaşmayacağım.

dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Böylece gitmesine izin veremezdim. Son sözü benim söylemem lazımdı.

+Bunları söylerken kolay. Bu içi boş özürlerle mi yıllarca yaptığın işkenceyi kapatacağını zannediyorsun? Bu kadar basit mi geliyor sana yaptıkların? Ben senin yüzünden kendimden nefret eder oldum. BU SENCE UFAK BİR ŞEY Mİ?!

Üstümüze yağan yağmura ve yanımızdan geçen insanlara aldırmadan Jungkook'a bağırıyordum. Beni ağlattığı onca an için özrü bu kadar kolay olmamalıydı..

Kolumdan tuttu;

-KOLAY DEĞİL! OLMADI DA HİÇ BİR ZAMAN! NE YAŞADIĞIMI NE HİSSETTİĞİMİ GÖREYECEK KADAR KÖR MÜ GÖZÜN? Daha fazla konuşmayalım. Özür diledim. Bundan sonra sana bulaşmayacağıma dair söz verdim. Tamam mı? Kendine dikkat et ve eve git sadece..

Bu sefer durduramadım. Koşmaya başladı yağmur damlaların arasına karışarak. Bende sadece duruyordum.. Ne demek istiyordu? Kör değilim ben. Gayet eğleniyordu bana bunları yaparken.. Ne yapacağımı bilmiyordum. Ta ki bir teyze beni dürterek; ne yapıyorsun bu yağmurun altında kızım evine git hadi diyene kadar. Zaten fazlasıyla ıslanmışken daha fazla burada beklemem sorun yaratacaktı. Bende koşar adımlarla eve doğru yol aldım. 


Kapıyı açıp içeri geçtikten sonra çantamı dolaba asacakken kolumda duran ceketi fark ettim. Bu Jungkook'un.. Eve kadar getirdim bir de. Şimdi bunu vermek için tekrar onu görmem gerekecekti. Jungkook'un ceketini buraya koyamazdım. Onun için hemen odama girip sandalyeme astım. Üstümü değiştirmek için dolabımdan kıyafetlerimi çıkardım ve giydim. Saçımı da kurulamam gerekiyordu.. Saçımı da kuruttuktan sonra masama geçtim ve önüme usuletten test kitapları vs. çıkardım.

 Elimi çeneme götürüp Jungkook'un dediklerini düşünmeye başladım. Neden öyle dedi? Bileğimi öptüğünde neden yenileniyormuşum gibi hissettim? Neden şuan bunları düşünecek kadar büyüttüm bu konuyu.. Neden düşündükçe kalbim değişik hızda atmaya başlıyordu? Bana kötülük yapan birine neden kalbim böylesine çarpıyordu? Kafamı karıştıran hangi hareketi veya hangi sözüydü? Derin bir nefes aldım. Düşünceleri silmeye çalıştım. Kitapların kapaklarını açtım unutmak için bu durumu. Ve zorda olsa çözmeye başladım soruları bir bir.. 

Kapımın açılmasıyla kafamı kaldırdım ve kapıya çevirdim. Gelen annemdi. 

A: Güzel kızım ne yapıyor bizi duymayacak kadar hararetli? 

Js: Test çözüyordum annecim.. Yardıma mı ihtiyacın var hemen gelirim.

A: Hayır, yardıma ihtiyacım yok kızım. Yemeğe çağırmak için gelmiştim. Hadi bırak onları da gel beraber yemek yiyelim. 

Js: Anne bu akşam yemek yemeyeceğim. Test çözmeliyim.

A: Ama yemekten sonra da yapabilirsin bunu. Hem çözmüşsün zaten bir sürü test. Aç karnına olmaz böyle şeyler. 

Js: Anne bu sefer gerçekten şimdi yapmalıyım bunu..

A: Tamam, peki. Öyle olsun bu seferlik... Buraya getireyim? Bekle getireceğim hemen.. 

Js: Annecim lütfen yorulma, istemiyorum şimdi.. 

A: Tamam, tamam ama acıkırsan dolaba senin için yemek koyacağım, yersin onu tamam mı?

Js: Tamam başkan.

deyince genişçe güldü ve çıktı odadan annem. Gerçekten bir şey yemek istemiyordum. Bu gün fazlasıyla doyduğumu hissediyorum. Hem dikkatimi dağıtan şeylerden uzak durmalıydım aklıma gelmemesi için. Tekrar kafamı gömdüm kitaba.


Aradan yaklaşık 4 saat geçmişti. Artık bundan fazlasını çözemeyeceğimi anlayıp kafamı kaldırınca fark etmiştim bu kadar geçtiğini. Uzunca süredir oturduğum için ağrıyan popomu pamuk gibi olan yatağıma attım. Yatakta öylece yatarken sandalyenin üzerindeki ceketi görünce gidip aldım ve yatağıma döndüm. Kurumuş mu diye yokladığımda elime sert bir geldi. İç cebinde bir şey vardı ve ben meraktan çatlıyordum. Ne yapsam? Bakmalıyım.. Küçük bir kutuydu. Kapağını açtığımda güzel bir bileklik çıktı içinden. Acaba bana mı verecekti özür dilerken.. Derken bir not gördüm bacağımın üstüne düşen. Kutuyla birlikte gelmişti muhtemelen. Okumak istiyordum ama bu çok saygısızca olurdu. Ama ya bana yazdığı bir şeyse? Onun bana bu zamana kadar çektirdiği şeylerin yanında benim şimdi yapacağım şey deve de kulak kalırdı. Çok düşünmeden açtım kağıdı. Ama kağıt ıslanmıştı ve yazılar silinmişti. Bir tek Rose ve Seviyorum kelimeleri kalmıştı.. O başka birine aşık. Benim için değilmiş. Ben az önce silinmiş bir aşk yazısının en önemli kısmını okumuştum. Bu yetti benim için. Dediği şeyler nedensizce ona karşı değişik duygular hissetmeme neden olmuştu. Bu kadar hızlı etkileneceğimi tahmin edememiştim gerçekten.. Hem de bu kişi düşmanım iken. Ne kadar aptal olduğumu böylece bir kez daha anlamış oldum.. Bu not istemsizce gözlerimi doldurmuştu.. Daha fazla kötüleşmeden Jungkook'a mesaj atacaktım.

Jungkook

Jungkook ceketin bende kalmış. Yarın okul çıkışında kimse yokken sana vereceğim. 

Tamam, ben senin yanına gelirim. İyi geceler. 

                                                                          (görüldü)


Umarım beğenmişsinizdir bölümü güzellikler<333 Kendinize çook iyi bakın, iyi geceler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Umarım beğenmişsinizdir bölümü güzellikler<333 Kendinize çook iyi bakın, iyi geceler..<33

overbearing | sookookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin