~1~

455 33 56
                                    

(Şarkının hikaye ile alakası yok sadece medya boş durmasın diye koydum)

"LAN RİN GERİZEKALISI KALKSANA AMK ÖĞLEN OLDU"

Ne zaman düzgün bi şekilde uyanıcam acep. Haru abimin anırmasıyla yavaşça gözlerimi açtım. Aşağı inince Sato abimin kahvaltı hazırladığını gördüm. Kafamı kaldırınca saatin 4 olduğunu fark ettim.

+Abi saat daha 4 ne öğleni saçmalama

-iyi işte erken kalkmış oldun hem bugün japonyaya gidicez unutmadın demi ~haru

+ehehehe ne unutması aaaa

Kesinlikle unuttum-

-neyse aq senle mi uğraşıcam git Sato ya yardım et ~haru

Abime yardım etmek için mutfağa gittim. O pankek yaparken bende tabağa reçel koyuyodum.

~yarım saat sonra~


Kahvaltıyı yapmıştık ve uçağın kalkmasına bi buçuk saat vardı. Bende dün gece anime izlediğim için hazırlayamadığım valizimi hazırlamak için odama gittim.


Valizimi hazırlarken ayağıma bişeyin sürtündüğünü fark ettim. Kafamı o tarafa çevirirken bunun zekrom olduğunu gördüm. Simsiyah bi kedi olduğu için Haru ona bu ismi vermişti. Zekrom'u kucağıma aldım ve burunlarımızı birbirine değdirdim. Onsuz hiçbir yere gitmeyeceğim için onuda yanımda götürücektim.

 Onsuz hiçbir yere gitmeyeceğim için onuda yanımda götürücektim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~hava alanında~


"RİN ACELE ET"~Sato

"TAMAM"

Uçağa yetişmek için koşuyorduk. Sonunda yetiştik.

Cam kenarına oturmuştum. Telefonumu açtığımda şarjımın olmadığını fark ettim. Siktir şarja takmayı unuttum camdan dışarı bakmaya başladım sonra uyuya kalmışım.


rin... Rin.... LAN RİN UYANSANA GERİZEKALI"~haru

Haru'nun öküz gibi dürtmesiyle uyanmıştım. -way amk  tüm yol boyunca uyudum mu ben- japonyaya gelmiştik. Dışarı çıktık ve Sato'nun telefonundan navigasyonu açıp babamın bizim için aldığı eve doğru yola koyulduk.

İki saattir evi arıyoduk hava hafif kararmaya başlamıştı en sonunda dayanamayıp:

"NERDE AMK BU EV"

Rin bağırma bence haru sana patlamasın"

"Has- yani ee haklısın sustum"

Yarım saat daha aradıktan sonra evi bulmuştuk. İki katlı bi evdi. Hemen valizleri evs koyup evin içini gezmeye karar verdik. Üçümüzde üst katta ki odalara yerleştik. Ben zekrom un seçtiği odada kalcaktım kediye bak amk odamı bile seçiyo.

Çok yorulduğumuz için yere yer yatağı yapıp uyuduk.

Sabah olunca evi yerleştirmeyr başladık. Ev bitince ise temizlik yapıcaktık ki yemek için malzeme alma bahanesiyle ikiside dışarı çıktı.

Tek başıma temizlik yapmaya başladım.

LAN ZEKROM Bİ ÇEKİL ÖNÜMDE- AGH"

Zekrom sayesinde yere yapışmıştım. Ayağa kalkıp evi süpürmeye başladım ben evi süpürürken zekrom da süpürge ile kavga ediyodu.

En sonunda süpürmeyi de bitirdim ve hala haru ile sato gelmemişti. Bende biraz anime izlemeye karar verdim. Haru nun odasına gidip mangalarından birini aldım. Onun odasına girmeme ve mangalarını okumama kızıyor ve onu kızdırmak benim için en eğlenceli şey. (Y/N:yazık sato ya bu ikisiyle uğraşıyo)

Manganın yarısına gelmiştim ki kapının açılma sesini duydum Haru ve Sato gelmişti.

LAN PİÇ SEN YİNE Mİ BENİM MANGALARIMI OKUYON ŞEREFSİZ"

Kenarda duran terliği kafama atmıştı. Terlik deil füze mübarek demirden mi yaptılar bunu.

Tam terliğin eşini de atıcaktı ki kaçmaya başladım ben koşarken o kovalıyordu. Sato da bize göz kulak olmaktan yorulmuş bi halde kahvaltı hazırlamaya başladı.

Kavgamız Sato nun bizi kahvaltı çağırmasıyla sona erdi.

"Lan hayırsızlar gelin kahvaltı hazır"


İkimizde bişey demeden mutfağa gittik


.Yemeği bitirdiğimizde saat 10 olmuştu. Babam bizi öneri ile UA'e göndericeğini söylediği için okul konusunu fazla dert etmeyip zekrom ile dışarı çıktım. Evimiz UA'e yakındı bende evimizdrn biraz uzakta olan banklara oturdum karşısında tatlı bi kafe vardı. Oradan bi lahve alıp banka oturdum ve müzik dinlemeye başladım.


Müzik dinlerken bi yandanda zekrom u seviyordum ve bir anda bağırma sesleri duydum.




Sesin geldiği tarafa doğru gidince sarı saçlı bi çocuğun yeşil saçlı çok masum görünen bi çocuğa bağırdığını gördüm. Kan kontrolü özgünlüğümle sarı saçlı çocuğu durdurdum. Yeşil saçlı orada şaşırmış bi şekilde etrafına bakınıyordu. Zekrom ise sarı saçlı çocuğa tıslıyordu.




Özgünlüğümü devre dışı bırakınca zekrom Sesin geldiği tarafa doğru gidince sarı saçlı bi çocuğun yeşil saçlı çok masum görünen bi çocuğaığımı anladı sanırım. Yeşil saçlı brokoliye çok benziyor- öhm neyse.

Sarı saçlı çocuk bana doğru döndü.

"SEN Mİ YAPTIN LAN BUNU"

"Ben yaptım bi sorun mu var?"

"SHİİNEE"

Özgünlüğümü kullanarak tekrar durdurdum. Ama bu sefer onun bizden biraz uzaklaşmasını sağladım. Brokoli çocuğun yanına gittip. Zekrom da onu gönderdiğimi görünce rahatlamış ve peşimden gelmişti

"Hey sen iyi misin?"

"ıııı şey evet iyiyim. Kacchan ı durduran sen misin?"

"evet benim özgürlüğüm kan kontrolü insanların kanını kontrol edebilirim"

"vay canına bu biraz şey gibi.... ıııı..."

"villian özgünlüğü gibi mi haklısın"

"ben midoriya"

"bende rin"

Brokoli çocuk- yani şey midoriya ile biraz daha konuştuktan sonra eve döndüm.

Benden bu kadar bay bayh.

Aren't the stars beautiful? /Bakugou x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin