Zeynep sabah içinde büyük bir sıkıntıyla uyandı. Evden hiçbir şey almadan çıkmışlardı. Eşyalarını toplaması gerekiyordu ama bir daha o eve dönmek istemiyordu. Üstelik en kısa zamanda yeni bir ev bulup taşınmalıydı, uzun süre Eminelerde kalamazlardı. Hazırlanıp kahvaltıya indi.
"Günaydın."
"Günaydın, kızım. Nasılsın? Daha iyi misin?"
"Sağol, Sultan abla, iyiyim. Daha da iyi olacağım. Sizden birşey rica edicem, ben bir daha o eve dönemem, bizim eşyalarımızı toplaya bilir misiniz?"
"Toplarız, toplarız da, sen emin misin boşanmakta?"
"Eminim, Sultan abla. Kendimi daha fazla ezdirmiycem kimseye."
"Tamam, kızım sen nasıl istersen."
Zeynep ilk önce şirkete uğrayıp Barışdan avans ister.
"Barış bey, bunu istemek benim için çok zor, biliyorum daha ilk günlerim,bu konularda nasıl ciddi olduğunuzu da biliyorum ama ben...ben sizden avans isteyecekdim."
"Zeynep hanım, şirketin kurallarını biliyorsunuz. Size bu konuda öncelik tanırsam diğerlerine de aynı şekilde davranmam gerekir."
"Biliyorum, biliyorum ama yeni eve çıkmam gerek ve malesef sizden bu konuda anlayış istemekden başka çarem yok. Bir de kira kontratı için sizin de imzanız gerekecek tabi. Çok özür diliyorum sizi zor durumda bıraktığım için ama başka bir çözüm bulamadım."
"Eşiniz?..."
"Biz boşanma kararı aldık. Annemle birlikte tutuyorum evi."
"Çok üzgünüm Zeynep hanım. Bu dönemin sizin için nasıl zor olacağını tahmin ediyorum, ben de yaşadım aynısını."
"Gerçekten mi? Boşandığınızı bilmiyordum."
"Evet, neyse. Bu seferlik sizin için istisna yapalım o zaman. Muhasebeye bilgi veririm bu konuda."
"Çok teşekkür ederim, ne diyeceğimi bilmiyorum gerçekten. Çok sağ olun."
"Ne demek Zeynep hanım. Umarım en kısa zamanda hayatınızda herşey yoluna girer."
"Umarım, Barış bey. İzninizle."
Zeynebin üzerinden bir yük kalkmışdı sanki, hiç alışkın değil birilerinden yardım istemeye. Öğleden sonra işden izin alıp ev bakmaya gitti...O hafta Zeynep için çok yoğun geçti. Ev bulma, daha sonra taşınma telaşı, aynı zamanda şirketteki işleri aksatmamaya çalışması derken hafta sonuna kadar işlerin bir çoğunu halletti. Yeni haftaya başlarken daha huzurlu ve mutluydu. Birkaç gün sonra boşanma davası vardı ve ardınca Barış beyle birlikte bir dava için Sofyaya gideceklerdi.
Boşanma günü...
Mahkemeden çıkdıklarında herkes gergin ve telaşlıydı. Bekledikleri olmuşdu, Mehdi boşanmaktan vazgeçmiş ve işi yokuşa sürmüşdü, dava ertelenmişdi. Zeynep sinirden ne söyleyeceğini bilemiyordu.
"Mehdi, senin derdin ne? Eninde sonunda boşanıcaz,ne yapmaya çalışıyorsun?"
"Bu işin böyle bitmeyeceğini söylemişdim sana. Ben asla senden boşanmıycam, bu fikri aklından çıkar!"
"Bitti artık, Mehdi, kabullen bunu. Ne olursa olsun kararımdan dönmem! Bunu o kafana sok."
Zeynep sinirden ağlamak üzereydi, Mehdinin ne yapacağını kesdiremiyordu, bundan sonra nasıl hareket etmesi gerektiğini, ne adım atacağını bilmiyordu. Çaresiz halde işinin başına döndü. Barış Zeynebin keyifsiz olduğunu görüp odasına çağırdı, boşanma davası olduğunu biliyordu, dinlenmesi için eve gitmesini söylecekdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Aşk
RomanceDoğduğu evin kaderi olduğuna inanan,kendinden çok ailesini önemseyen bir kadın... Hayatı işinden ibaret olan,aşkı tanımayan bir adam... Kaderin bir araya getirdiği bu iki genç gerçek aşkı bulup tüm sorunların üstesinden gelebilecek mi?