•10

98 11 9
                                    

Keyifli Okumalar

Jisoo'nun beklediğinin aksine oldukça sakin olması sooyoung'ı geriyor ve konuşmasını geciktiriyordu.
Geleli en az beş dakika olmuştu ama konuya girmek bir kenara merhaba dışında bir şey de dememişti.

Asistanı kapıyı çalıp içecekleri getirmesi ile sonunda sessizlik bozuldu.

"eğer başka bir şey isterseniz ben yerimdeyim bayan kim, bayan park"

Tatlı bir tebessüm ile "teşekkür ederim" dedi sooyoung.
Jisoo da benzer bir gülümseme sundu asistanına.
Gözlerini sooyoung'a çevirdiğinde yüzündeki gülümseyi silmiş daha resmi bir tavır takınmıştı.

"hamile halinde niye buraya kadar zahmet ettin sorabilir miyim?"

Boğazında tıkanıp kalan cümleleri önce yutkundu sonra gün yüzüne çıkarmak için iç çekti.

"ben ve bebeğim asla kimseye yük olmayacağız, ortaya çıkmayacağız bu yüzden taehyung ile aranızı bozmamanız gerektiğini düşünüyorum"

Jisoo hayal kırıklığına uğramış ifadeyle başını salladı ağır ağır.
"söylediklerimden hiçbir şey anlamadığını görmek üzücü"

Gerçekten yanlış yaptığı bir şey mi vardı diye düşünmeden edemedi sooyoung.

"taehyung ile aramda gerçek duygular olsaydı imajımızı ya da herhangi bir şeyi umursamaz, onunla evlenirdim. ama ne yazık ki o da aynı şeyi senin için yapar ve sen buna bile değmezsin"

İçinden kızmak gelsede ne yapabilirdi ki, karşısında aşktan incinmiş birisi vardı.

"hisse sözleşmesinden vazgeçirmek için geldin değil mi? neyseki taehyung seni o kadar iyi tanıyor ki dün gece saati umursamayarak evime geldi"

Jisoo'nun kırgın ve kızgın bakan gözlerinden gözlerini çekip yere baktı. Kaşlarını çatarken ne yapmış olabileceğini düşündü. Dün gece ailesinin evinden döndükten sonra bir süre sohbet etmişlerdi. Ayrıldıklarında saat çoktan on ikiyi geçmişti.

"elinde hisse sözleşmesi vardı, bana apar topar imzalattığında amacını anlayamamış hatta bir ihtimal bahane olup olmadığını bile düşünmüştüm"

Sooyoung duyduğu titrek sesle vicdan azabından ölecek gibi hissetti. Jisoo'nun acı çekmesi isteyeceği son şey bile değildi.

"söylemek isteğin bir şey yoksa git şimdi, biraz meşgulüm de"

Sessizce yerinden kalkıp odadan ayrıldı. İstemsizce başını yerden kaldırmıyordu. Hatta dokunsan ağlayacaktı sooyoung.
Önüne çıkan bedeni geçmek için sağa çekildiğinde adamla aynı anda çekildi.
Kafasını kaldırıp gördüğünde o taehyung'du.

"senin ne işin var burada?"

Omuz silkti.
"ben senden her zaman bir adım öndeyim" 

Şaşkın bakışlı kızı umursamazca kolları altına aldı ve yürümeye başladı. Bu sooyoung'ı sinirlendirsede taehyung'un kendisini sıkıca saran kollarını itmek imkansız gibiydi.

"gerizekalı ne yapıyorsun? insanlar bize bakıyor!"

"biliyorum, baksınlar diye yapıyorum"

Başını hafifçe eğip sooyoung'ın kendisine ateş eden gözlerine baktı. Yüzündeki gülümseme artık daha burkuktu. Bir süreliğine hiçbir şey olmamış gibi yaşamak istiyordu ama ne zaman sooyoung ile karşı karşıya gelse kırık kalbi sızlıyordu.
Sooyoung'ın da değişen mimiklerini fark edince yeniden büyükçe gülümsedi ve önüne döndü.

Şirketten çıkıp arabaya binene kadar bırakmamıştı kızı. Sonunda serbest kaldığında sooyoung derin bir nefes verdi. Daralmış hissetmişti de

"arabamla dönerim ben"

Taehyung gülümseyip kaşlarını kaldırdı.
"olmaz sana ihtiyacım var"

"ne ihtiyacı ya, sal beni bi'!"

Sooyoung'ın burun kıvırışına göz devirip arabasına bindirmek için yeniden zor kullandı.

"of taehyung gerçekten yoruyorsun beni"

Emniyet kemerini takarken yanıtladı.
"eve gidiyoruz zaten sabret"

Yine ne döndüğünü anlamamıştı ama gerçekten yorgun hissediyordu bu yüzden arkasına yaslanıp gözlerini yumdu.
"varınca haber verirsin. ha bir de sallamadan sür yoksa olacaklardan ben sorumlu değilim"

Sooyoung'ın bu halleri hoşuna gidiyordu kabul etse de etmese de.
Gülümseyerek tamam dediğinde duyduğu son şey buydu sooyoung'ın.
...

Yeniden kulakları taehyung'un sesiyle dolduğunda sersemce etrafa bakındı.

"evime gelmişiz?"

Taehyung gülümseyerek sersem kızın arabadan inmesine yardım etti.

"evimize geldik de diyebiliriz"

Yeni uyandığı için dağılan saçlarını geriye atıp çattığı kaşlarıyla taehyung'a baktı.
"sana birlikte yaşamayacağımızı söylediğimi hatırlıyorum"

Oğlanın yüzündeki gülümseme silinmemiş aksine ellerini cebine koyup arabaya yaslanmıştı büyük bir gevşeklikle
"ben de birlikte yaşayacağız demedim zaten"

Sooyoung'ın gittikçe kafası karışıyordu ki bu onu sinir etmişti. Hamileliğin getirdiği siniri de hesaba katarsak her an taehyung'a sövüp orayı terk edebilirdi.

"bilmece çözecek vaktim yok, uzatma da ne ima edşyprsan söyle!"

"peki peki.."

Yönünü sooyoung'ın evinin karşısındaki eve döndüğünde çok geçmeden anlamıştı sooyoung'da.

".. bugünden itibaren komşuyuz"

Taehyung söylemeden anlamış olsa bile duymak da şok etmişti. Kederli bir iç çekmiş ve evine doğru yürümeye başlamıştı.
Sooyoung'ın gidişini farkettiğinde taehyung, arkasından "ziyaretime gel" diye seslendi.
Günün yarısının getirdiği yorgunlukla nefes verdi. Yapacak çok işi vardı bu yüzden yeniden arabaya bindi. Şirkete gidip çalışması gerekiyordu.

Zaten yorucu olan hayatı babalık sorumluluğuyla daha da yorucu bir hale geliyordu. Baş etmek için de sooyoung'a ihtiyacı vardı. Onun da kendisine ihtiyacı olduğuna emindi. Ebeveynlik görevi olarak bir aile olmalarını sağlamayı aklına koymuştu taehyung.

Aile olmak..

×××

taslaktaki son bölümümdü..
okuyanlar için yazmaya devam edeceğim ama bu yavaş artan okunma ve oy sayısı yüzünden ne kadar erken bölüm gelir bilemiyorum.

yoruldum bacılar, iyi geceler!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 12, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

tae•joy × pregnantHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin