•4

92 13 30
                                    

Gözlerini masanın üstünde gezdirirken büyük bir tebessüm etti.
"her şey çok güzel, kahvaltı için bile"

Sooyoung da tebessüm etti burukça. Geldiğinden beri Taehyung'u inceliyordu ve ters giden bir şeyler olduğunu anlamak zor olmamıştı.

"başla lütfen"

Geri çevirmeyeceği teklif ile ağzına gözüne kestirdiği ilk şeyi attı. Ancak Sooyoung'ın kendisini izliyor olmasıyla duraksadı.
"sen yemeyecek misin?"

"umarım bunu duymak seni rahatsız etmez, sabah bulantılarım olduğu için kraker dışında bir şeyler yiyemiyorum"

Samimi bir ses tonuyla "saçmalama" dedi.
"bunlar oldukça normal olan şeyler, bana bunları söylemekten çekinme. sonuçta o benim de bebeğim, sebep olduğu her şey benim için lütuftur"

Sooyoung Taehyung'un ağzından çıkan anlamlı şeyler yüzünden duygusallaştı. Dolmaya başlayan gözlerini kaçırırken dudaklarını da dişledi ağlamamak için. Aynı zamanda beyninde yankılanan geçmişin sesi kendisine sövmesine sebep oluyordu.
Neden bu hale gelmelerine sebep olmuştu, neden onca yol varken o çıkmazı seçmişti?

"sooyoung iyi misin?"

O an bile taehyung'un sesi tokat gibi çarptı yüzüne.

"evet iyiyim, harikayım"

Üstelemek istmediği için yemeğine döndü taehyung.

"peki sen iyi misin? her şey yolunda mı?"

"hı hı"
Ağzının doluluğuyla geçiştirdi adeta Sooyoung'ı.

"ailen biliyor mu, bebeğimizi?"

"hayır daha fırsatım olmadı söylemek için. sen söyledin mi?"

"hayır, sadece yerim ve eunwoo biliyor"

Taehyung'un yüzündeli alaycı gülüş sinir olmasına sebep oldu. O gülüşün altında yatan imzayı çok iyi biliyordu ama görmezden gelecekti.

"büyük ihtimalle  öğrendiklerinde gelip ağzıma sıçacaklar"

"seninkilerin de farklı olacağını sanmıyorum taehyung"

Gülümseyen dudaklarını sildi nazikçe.
"peki ağızlarımıza sıçmamaları için sen bir çözüm önermek ister misin yoksa bırakalım da sıçsınlar mı?"

Göğsünde hissettiği ağrı tamamen pişmanlıktı. Taehyung üstüne geldikçe bu ağrı artmaya başladı.

"ne zaman geçmişe gönderme yapmayı bırakacaksın!?"

"öyle mi yapıyor muşum, farketmedim kusura bakma"

Taehyung'un devam eden alaycı tavrıyla sinir olmuş bir şekilde sandalyesinden kalktı
"yeter bu kadar git evimden!"

Aynı alaycılıkla taehyung da kalktı.
"owowowow sakin ol, sanki daha önce hiç kalkıp gitmedim, bugün de giderim ne olcak?"

Sooyoung'ın elinin aniden karnına gitmesiyle büyük bir panik yaşadı Taehyung. Yüzündeki alaycı ifade yerini korkuya bıraktı.

"sooyoung..-"

"defol evimden!"

Bir iki adımla yaklaştı kıza
"özür dilerim, özür dilerim"

Her ne kadar geri çekilse de Taehyung'un gücüne karşı koyamazdı.
Bu yüzden aylar sonra yeniden kolları arasına girdi.

Ama çok sürmemişti, taehyung kızı hemen kendinden ayırdı. Yine de samimiyeti devam ediyordu.
"özür dilerim gerçekten"

Sooyoung yaşadığı gerginlikle "tamam sorun değil" diyebildi.

İçten içe aldığı derin nefeslerle toparlandı Taehyung. Günün bok gibi bitmesini istemiyordu.

"bak ne dicem, yürüyüş yapmak ister misin? önce yürürüz sonra nehrin oradaki tatlıcıya gider ve sen ne istiyorsan yeriz. öğleden sonra ne işin var bilmiyorum ama eğer erteleyebilirsen bugünü birlikte geçirelim. tüm günümüzü gerçekten anne baba olmak için adayalım. geçmişi açmadan birbirimizi anlayalım. ayrıca ben hiç bilmiyorum yani hamilelikte sana nasıl yardım ederim falan, sen onları öğretisin bana. sonra-"

"yeter taehyung, sakin ol. alt tarafı sinirle kasıldım biraz, o kadar korkmana gerek yok."

"sen öyle san bu küçük kasılmalar nelere sorun olur haberin var mı ki?"

İstemsizce güldü Sooyoung.
"hani sen hiçbir şey bilmiyordun."

"hamilelik hakkında değil sana nasıl destek olacağım hakkında bilgim yok. yoksa ben senden daha iyi hamile olurum"

"bunu istediğine emin misin? eğer istersen onu sen taşıyabilirsin, tıp çok gelişti"

Gözlerini kısarak baktı kıza
"sen öğleden sonranı iptal edebilecek misin?"

"ederim"

taehyung büyük bir tepkiyle geri çekildi.
"harika! sen işlerini bitirene kadar ben şu koltukta oturuyor olacağım"

Sessizliğin arkasına sığınarak cevap vermemeyi seçti. taehyung'un samimiyetinden şüphesi yoktu ancak onun bazı şeyleri zoraki olarak katlandığına emindi. Kendisinin kalbi ne kadar acıyorsa onunkinin daha çok acıdığına emindi.

Düşüncelerinin önüne geçen kapı sesiyle taehyung'a baktı. Yüzündeki meraka karşı "eunwoo'dur" diye mırıldandı.

Ancak yanılmış ve zar zor konuşabilmişti.
"bay kim?"

Neredeyse kendisinin bile duyamayacağı kadar kısık bir sesti çıkan. Yine de taehyung bir şeylerin ters gittiğini anlayıp kapıya gitti. En az sooyoung kadar şaşkındı.

"baba?"

Ve sooyoung o gün hayatında ikinci kez taehyung'un babası ile yüzleşmek zorundaydı.

×××

çok mu kısa yazıyorum bilmiyorum ama çok uzun yazıp da sıkmak istemiyorum ağağağ bilmiom

tae•joy × pregnantHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin