Karşısında ki ekranda izlediği dizisi varken, diğer ekranda odasında oturmuş ağlayan Seungmin vardı. Hyunjin'in gözleri arada Seungmin'e kaysa da genel olarak dizisine odaklanmıştı.
Seungmin'in ağlaması arasında hıçkırmasıyla Hyunjin mesajı almıştı. Yerinden rahatsızca kalktı. Seungmin'in kaldığı odaya gitti. Kapının üzerinde ki kilitleri açmadan önce kendini hazırladı. Endişeli biri nasıl gözükürdü?
Yavaşça içeriye kafasını uzattı. Kapının açılmasıyla Seungmin ayağa kalktı. Hyunjin'in yanına yürüdü. Hyunjin ise aslında endişeli olmasa bile endişeli gibi davranmaya çalışıyordu.
"o...o adamları ben mi öldürdüm?"
"efendim onlar hakkında endişelenmeyin. Size zarar vermek için gelmişlerdi."
Seungmin biraz rahatlamış gibi gözüksede hala elleri titriyordu. Hyunjin Seungmin'e sarıldı. Bir eliyle saçlarını okşarken konuşmaya devam etti.
"efendim siz çok büyük adamlar öldürdünüz bu adamlar sizin için kim ki?"
"ben...birilerini daha mı öldürdüm?"
"evet bu yüzden rahatlayabilirsiniz."
Seungmin sinirle Hyunjin'in kolları arasından ayrıldı. Çok sinirli gözüküyordu. Yumruklarını sıkmıştı ama gözleri hala doluydu. Hyunjin'in anlık dikkati dağılmıştı ve olacakları tahmin edebiliyordu, tek elini biraz havaya kaldırıp kendini koruyacak bir büyü yaptı.
Hyunjin sakince konuştu."sakin olun lütfen"
Seungmin sıktığı dişleri arasından konuşuyordu. "anlat bana...her şeyi"
Hyunjin itaatkar bir şekilde davranmaya karar vermişti. "peki"
Beraber Seungmin'in uyuduğu yatağın üzerine oturdular. Hyunjin Seungmin'in siniri biraz olsun hafiflesin diye Seungmin'in ellerini elleri arasına aldı.
"prensim öğrenmek istiyorsa anlatmak zorundayım değil mi?"
"lütfen, artık bana ne olduğunu öğrenmek istiyorum."
Hyunjin Seungmin'ine elini tutup yataktan kaldırdı. "resimlerinizi de görün o zaman"
Seungmin sorarcasına Hyunjin'in yüzüne bakarken Hyunjin Seungmin'in elliklerini getirip ellerine geçirdi.
Seungmin şikayet etmeye başlamıştı. "bu ellikler çok ağır gerçekten ihtiyacımız var mı?"
Hyunjin sakince kafasını salladı. Sonra beraber bir aşağı kata indiler. Kapı demirdi ve kilit vurulmuştu.
"neresi burası?"
"geçmişiniz, siz öğrenene kadar başka kimse öğrensin istemedim"
Beraber büyük demir kapıdan geçtiler. Hyunjin sağ taraftaki duvara yürüdü. Tamamen karanlık bir koridordu. Muhtemelen tablo olan şeyin üstünde ki lambayı yaktı. Bir bebek resmedilmişti. Etrafına gülücükler saçıyordu. Vampir gibi uzun dişleri vardı. Seungmin hala hiçbir şey anlamazken Hyunjin konuşmaya başladı.
"bebekliğiniz efendim. Krallığımızın tek varisi yarı insan yarı vampir Kral Kim'in tek oğlu Prens Kim Seungmin"
Seungmin hala resme bakarken Hyunjin diğer tarafa yürüyüp o tarafta ki lambayı açtı.
"Kral Kim ve çok sevgili eşi yani anne ve babanız"
Seungmin kafalarında taç olan ikiliye bakıp kalmıştı. Bu resimde ki kadınla kendi gözleri tıpatıp aynıydı. Burnuda kral denen kişiyle. Gerçekten prens miydi yani Seungmin?
Hyunjin sıra sıra lambaların hepsini açıp tek tek fotoğraflarda ki kişileri anlatıyordu.
"bu ben ve ailem daha küçük bir çocukken ki resmim. Bu annem bu da babam krallığımızda çıkan büyük savaş sonrasi ikiside öldü."
"bu resim asıl evinizin. Bir süre boyunca büyüdüğünüz ev. Ya da kraliyet şatosu demeliyim."
Hyunjin"sizi evlat edinen ailenin resmi ve bütün bilgileri" diyip küçük masanın üstünde ki defteri açtı. Ailesi hakkında kendinin bile bilmediği şeyler yazıyordu.
"ve son olarak da bence en güzeli" diğer büyük demir kapıyı açıp içeriye girdiler. İçerisi altın külçeleri ile doluydu.
"mirasınız."
Seungmin'in ağzı açık kalmıştı. Şaşkın haliyle Hyunjin'e baktı. Hyunjin tekrar Seungmin'in önünde eğildi.
"ben çıkayım siz resimlerinize bakın. Bir şey olursa hemen kapının arkasında olacağım"
"tamam"
Hyunjin arkasında sakladığı tabloyla hızlıca odadan çıktı. Seungmin bütün fotoğraflara tek tek tekrar baktı. Anne babasının fotoğraflarında takılı kaldı gözleri. Benziyorlardı. Yani gerçekten kraliyet ailesindendi. Anlaşılan vampirlerin kralı olacaktı. Şatosuna tekrar baktı. Kocaman ve ihtişamlıydı.
Ellerinde ki elliklerle elini kaldırıp annesinin fotoğrafının üstünde gezdirdi. Onun dişleri yoktu. "Yarı insan yarı vampir" diye fısıldadı. Hyunjin'in söylediklerini hatırlıyordu. Yani annesi insan babası vampirlerin kralıydı.
Seungmin'in gözleri tekrar dolarken hyunjin içeriye girdi. Önünde revenas yaptıkdan sonra konuştu.
"artık sizi krallık için eğitmeye başlamalıyım galiba"
________________________________________________
Ay her şeyi öğrendik 😮
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Not Sorry I'm Dirty / Hyunmin✅
FanfictionVampirler, karmaşık kraliyet ailesi ve dahası "Kral Kim'in tek oğlu Prens Kim Seungmin" Yanlışlarla ve yalanlarla dolu yolculukta aşık olduğu adamdan başka güvenecek kimsesi olmayan bir çocuk zihnini ne kadar dinç tutabilir? "Umarım çabuk unutabil...