"efendim odanızdan çıkmamalısınız."
Seungmin yerdeki kırık camlara basmamaya çalışarak Hyunjin'in yanına geldi."onlara niye böyle davranıyorsun?"
"siz kafanızı böyle şeylere yormayın"
"hayır, ben prensim"
Hyunjin sinirle nefesini dışarıya verdi. Sonra Seungmin'in elini tutup tatlı olduğunu düşündüğü şekilde gülümseyerek konuştu. "Dışarı çıkmak ister misiniz?"
"hayır dikkatimi dağıtamazsın"
Hyunjin artık döndüremeyeceğini anlamıştı."efendim onlar benim çalışanlarım"
"ama onlar iyi vampirler."
Hyunjin sinirli sesiyle konuştu"efendim lütfen"
Seungmin sesini yükseltti."HYUNJİN!"
Hyunjin artık sinirinden köpürüyordu. Yumruklarını sıkmıştı. Herkes birazdan patlayacağını bilerek geri çekilmişti. Ama Seungmin sarılmayı seçmişti. Hyunjin Seungmin'in sarılışına karşılık vermemişti. Hala yumrukları sıkılı sakinleşmeyi bekliyordu.
Hyunjin solunda duran adamlara doğru döndü. "aşağıyı hazırlayın."
10 belki 15 kişi bir anda aşağıya inmeye başladı hızlı olmaya çalışıyorlardı.
Seungmin kafasını Hyunjin'in göğsünden biraz kaldırıp yüzüne baktı."ne aşağısı? Ne yapacaksın?"
Hyunjin Seungminden ayrıldı. "hiçbir şey, hadi siz odanıza gidin"
Seungmin inatla konuştu."seninle geleceğim"
Hyunjin hala saygısını korumaya çalışıyordu. "efendim lütfen"
"hyunjin lütfen o odada sıkılıyorum"
"elliklerle göz bandını getirin" dedi hyunjin, sinirli sesiyle. Bu Seungmin'in de onunla aşağıya gelecek olması demekti. Odada kalan son kişiler de Seungmin'in odasına gitmişti.
Kısa süre sonra ellikler ve göz bandı geldiğinde Hyunjin hızlı hızlı ellikleri giydirip, Seungmin'in gözünü bağladı. Yavaşlamamak içinde Seungmin'i kucağına almıştı.
"hyunjin indir beni"
"benimle gelmek istemiyo muydunuz?"
"Evet ama kendim yürüyebilirim"
Hyunjin Seungmin'i kucağından indirdi."geldik bile"
Hyunjin karanlık koridorun başında durdu. Seungmin'i indirip elinden tuttu. Büyük siyah kapıyı açtı. İçeride bir adam vardı. Ağlıyordu yani Seungmin öyle anlamıştı. Ağlama sesi geliyordu.
"Hyunjin kim o? Neredeyiz?"
Hyunjin Seungmin'in elini bıraktı" sizin için korkunç benim için eğlenceli bi yerdeyiz. Siz şuraya oturun ve çok konuşmayın.
Seungmin köşedeki koltuğa oturdu. Hala gözleri kapalıydı. Hyunjin ağlayan adamın yanına gitti sandayesine tekme atıp yere düşmesini sağladı. Adam acıyle inlerken seungmin oturduğu yerden kalkıp bağırdı. "NE YAPIYORSUN?"
"pardon büyüyü unutmuşum yerinize oturun lütfen"
Seungmin Hyunjin'in başının belada olduğunu düşünüyordu. Elindekilerle ne kadar mümkün olabilirse oturduğu koltuğu bulmuş yanına çömelmiş, Hyunjin'i çağırıp ağlıyordu. En baştan buraya gelmemesi gerekirdi. Ya Hyunjin'e bir şey olursa, Seungmin nasıl hayatta kalacaktı? Hyunjin'e çok ihtiyacı vardı.
Hyunjin hemen yanı başında ağlayan Seungmin'e bir büyü yapıp etrafındakileri duymamasını sağlamıştı. Odada ki adamın ağzından öğrenmesi gerekenler vardı. Tam sinirli vaktinde bu işi de hallediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Not Sorry I'm Dirty / Hyunmin✅
FanfictionVampirler, karmaşık kraliyet ailesi ve dahası "Kral Kim'in tek oğlu Prens Kim Seungmin" Yanlışlarla ve yalanlarla dolu yolculukta aşık olduğu adamdan başka güvenecek kimsesi olmayan bir çocuk zihnini ne kadar dinç tutabilir? "Umarım çabuk unutabil...