Öğlen saatlerine kadar uyuyan yeni evli çift yeni küçük evlerinde uyandıklarında ikisinin de yüzünde güller açıyordu. Yataktan ilk kalkan Hyunjin olmuştu. Eşini kucağına alıp odadan çıktı. Beraber kahvaltı hazırladılar.
Seungmin sürekli 32 diş gülümsüyor, elinin üzerindeki küçük işarete bakmadan duramıyordu. Hayatının en mutlu günlerini geçiriyordu.
Hyunjin ise Seungmin'in gülüşlerine karşılık veriyordu. Canım cicim aylarındalardı. Sürekli diz dize el elelerdi.
Kahvaltıdan sonra Hyunjin eşinin tabakları toplamasına izin vermemiş her şeyi kendisi toplamıştı. Ona arkasından sarılan Seungmin ise bir an bile bırakmamıştı.
Üstlerini değiştirdikten sonra yine el ele evden çıktılar. 2 gündür bütün gün evdelerdi. Bugün biraz gezmek istemişlerdi. Arabalarına binip en yakında ki avmye gittiler. Bütün yol Seungmin Hyunjin'i öpücüklere boğmuştu.
Sinema bölümüne geldiklerinde seansı boş olan filme girdiler. Orta kısımda 2 kişilik boşluk kalmıştı. Bütün film boyunca ikili birbirlerine sarılıp oturmuşlardı. Seans çıkışı en sonra salondan çıkan onlardı. Avm de biraz daha gezdikten sonra beraber dışarıya çıkıp deniz kenarında bir kafeye oturdular. Küçük cupcakelerini yerken sohbet ediyorlardı.
1 hafta canım cicimli geçmişti. Beraber uyuyor beraber uyanıyorlardı. Her öğünlerini beraber yiyorlardı. Seungmin'in özel isteği üzerine evin içinde hiç çalışan yoktu. Sadece onlara aitti.
~
Minho Jisung'u uyandırmamaya çalışarak yataktan kalktı duşa girdi. Eğer uyanık olsa beraber girmek isterdi ve Minho bu teklifi reddedemezdi. Tamam bir şeyler yaşıyorlardı ama Minho'nun da kalın kırmızı çizgileri vardı. Köprüyü geçene kadar onları tabii ki biraz inceltmişti ama daha ileriye gidemezdi.
Jisung su sesi ile uyandığında Minho'nun duşta olduğunu anlamıştı. Geçen sefer beraber girdiklerinde oldukça eğlenmişti ama bu sefer oraya girmeyecekti. Uyanmasını bekleyebilirdi veya uyandırabilirdi. Ayrıca biraz trip atmasının gerekli olduğunu düşünüyordu. Yani Felix böyle demişti. Kolay biri olmamasını söylemişti. Birazcık trip atmasında sorun yoktu.
Duştan çıkan Minho Jisung'u gördüğünde hızlıca düşüncelerini okudu. Yatağa adımladı. "Hadi ama çok güzel uyuyordun, uyandırmak istemedim"
"Bekleyebilirdin"
"Yorgun olduğunu düşündüm. Bir sonraki sefer uyandırırım olur mu?"
Jisung gelen teklife karşı gardını indirdi. Sevgilisinin boynuna sarıldı. "Şimdi ben duşa gireceğim. Kahvaltı hazırla sen de"
"Hayatında yiyeceğin en iyi kahvaltıyı hazırlayacağım"
"Elinden zehir olsa içerim"
Minho Jisung'un dediğiyle yüzünü ekşitmişti. Neyseki Jisung banyonum yolunu tutmuş bunu görmemişti. Minho üzerine dolaptan herhangi bir şeyler giyip mutfağa gitti. Salata domates doğrayıp yumurta kırdı. Ona göre bu fazlaydı bile Changbin bunları yaptığını görse "beton yetmez" diye bağırır bütün yemek boyunca "ulan köpek madem böyle şeylerin vardı. Neden söylemiyosun köpek" derdi. Jisung geldiğinde ise sevgilisini öpmüş teşekkür etmişti.
~
Chan telefonuna gelen aramayla uyandı. Hyunjin arıyordu. Hızlıca açtı.
"Zamanı geldi."
"Geliyoruz hemen"
Jeongin ve Chan hızlıca hazırlanıp evden çıktılar. Yaklaşık on dakika yolları vardı. Chan arabadan inmeden önce kalın kitabını eline almış öyle girmişti eve. Adımını attığı gibi bir şeyler okumaya başlamıştı. Jeongin ve Hyunjin salonda Seungmin ile ilgilenirken Chan mutfakta kitabı kısık sesle okumaya devam ediyordu.
Sonunda bittiğinde başı çatlıyordu. Birkaç bardak su içtikten sonra kitabı tişörtünün içine saklayıp sessizce arka kapıdan çıktı. Telepti ile Hyunjin ve Jeongine haber verdi. Yaklaşık beş dakika sonra evden çıkan Jeongin hızlıca telefonunu çıkarıp Changbin'i aradı. Chan ise Minhoyu arıyordu.
Chan eve geldiği gibi önceden ayarladıkları valizlerin içine son an eklenen eşyaları koyarken Jeongin yolda yemek için bir şeyler hazırlıyordu. Hızlı hareketlerle evden çıktından sonra Changbin'i almaya gittiler. Changbin valizini arabanın bagajına koyduktan sonra arka koltuğa oturdu.
"Minho beni aradı. Beraber avlanacağımızı söylemiş onu almamız gerek."
"Tamam zaten yaklaşık iki üç saatimiz var"
Chan hızla arabayı Minho ve Jisung'un evine sürmüştü. Geldiklerinde Minho kapıya çıkmıştı bile. Elindeki küçük sırt çantasını arka koltuğa atıp kendi de arabaya oturdu.
"Ne kadar kaldı?"
Jeongin saatini kontrol etti. "Bir buçuk saat"
"Hyunjin'i almayacak mıyız?"
"Kendi gelecek."
Chan siyah arabasını şehrin dışına sürerken Hyunjin telaşla televizyonu açtı.
"Ne izlemek istersin?"
"Bilmem"
Hyunjin herhangi bir şey açtığında Seungmin Hyunjin'in işaretli elini tutup kafasını omzuna yasladı. Film iki saat sürecekti. Hyunjin göz ucuyla saatine baktı. Ne yazık ki filmin sonunu göremeyecekti.
__________________________________________________
Olaylar şimdi başlıyo heyecanlanmak AAAAAAAAAAAA
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Not Sorry I'm Dirty / Hyunmin✅
FanfictionVampirler, karmaşık kraliyet ailesi ve dahası "Kral Kim'in tek oğlu Prens Kim Seungmin" Yanlışlarla ve yalanlarla dolu yolculukta aşık olduğu adamdan başka güvenecek kimsesi olmayan bir çocuk zihnini ne kadar dinç tutabilir? "Umarım çabuk unutabil...