Yine bir ödül töreni için güzel uykumdan uyandırılmıştım. Kore'de ve dünyada tanınan en ünlü idollerden biriydim. Bir diğer ünlü olan kişi ise Jung Hoseok idi.
Gözlerimi bir süre tavana diktikten sonra yataktan kalkmıştım. Kalkmam ile birlikte ayaklarımın soğuk zeminle buluşmasıyla irkilmiştim. Her ne kadar bu ödül törenine gitmek istemesem de Bay çok bilmiş PD'nim yüzünden gitmek zorundaydım.
Yavaş adımlar ile banyoya giderek, ayılmam için yüzüme soğuk su vurmuştum. Daha sonra banyodaki diğer işlerimi hallettikten sonra çıkıp dolabımın önüne gelmiştim.
Üzerime rahat olmak amacıyla sweatshirt ile gri bir eşofman giyinmiştim. O kadar süslenmeme gerke yoktu, sonuçta bekleme odasında stilistler abartılı bir şekilde kıyafet vereceklerdi.
Odadan çıkıp, mutfağa geldiğimde küçük bir şeyler atıştırmak için, kendime gevrek koymuştum.
Gevreğimi yedikten sonra evden çıkmıştım. Evimin önünde menajerimin gönderdiği arabaya bakmıştım. Sadece ben binecektim, bu kadar büyük arabaya ne gerek vardı sanki.
*** Ödül töreninin olduğu yere gelip, bekleme odasına geçmiştim. Makyajım ve saçım yapılmış, şimdi ise giyineceğim kıyafet seçiliyordu.
O sırada yanıma Namjoon ile Seokjin gelmişti. Namjoon benim gibi rap ile uğraşırken, Jin ise vocal ile uğraşıyordu. Açıkçası ikisi de benden daha iyi sanatçılardı.
Ben derin düşüncelere dalmışken Namjoon konuşmuştu, "Dostum, sana hem iyi hem de kötü bir haberimiz var..."demişti.
"Peki, nedir onlar Namjoon?" Demiştim. Bu soru karşısınd ane kadar meraklansamda, bozuntuya vermemeye çalışmıştım.
"İlk önce iyi haberi vermek isterim." Kolunu Jin'in beline dolayarak, ona en içten bir şekilde gülümsemesini göndermişti. "Biz, biz Jin ile beraberiz." gülümseyerek Jin'e baktığımda Jin'de Namjoon kadar heyecanlı ve mutluydu.
"Tebrik ederim çocuklar, sizin adınıza çok sevindim. Umarım mutluluğunuz daim olur." Açıkçası, ikisinin de beraber olmalarını onlar kadar ben de fazlasıyla istemiştim. Birbirlerine ne kadar zıt olsalar da, zıt kutuplar birbirlerini çekiyordu değil mi?
"Ee namjoon? Kötü haber ne bakalım?"
Bunu demem ile Namjoon ile Jin'in bir anda yüzü düşmüştü. Namjoon Jin'in söylemesi için eliyle bir nevi işaret etmişti. Jin derin bir nefes almış ardından, " Bence bunu sahneye çıkınca kendi gözlerinle gör Yoongi..."demişti.
Bunu demesi ile şaşırsamda belli etmemeye çalışmıştım. "Umarım, o kadar da kötü bir şey değildir Jin."
Onların bir şey demesine izin vermeden bekleme odasından çıkmıştım.
Şarkı söyleme sırası bana gelmişti. sahnenin arkasına geçerek sunucunun benim adımı söylemesini bekliyordum.
Sunucu, "Sıradaki, şarkımız. Agust D adlı, sanatçımızdan 'Trivia: Seesaw!' "
Sunucunun benim adımı söylemesiyle birlikte sahneye çıkmıştım. Fanların o güçlü çığlıkları ile gülümsemiştim.
Gözlerimi etrafta gezdirirken, başımdan aşağı kaynar suların boşalmasına neden olan o yüzü görmüştüm. Tahmin ettiğiniz gibi, Jung Hoseok...
Göz göze geldiğimizde, yüzünde anlamdıramadığım o sırıtış vardı. Onunla daha fazla göz teması kurmamak adına gözlerimi ondan çekerek şarkımı söylemeye başlamıştım.
*** Şarkımı söyledikten sonra, fanlardan kopan o güçlü çığlıklar ile birlikte tekrardan bekleme odasına gidip, kulağındaki kulaklığı ve üzerimdeki leopar desenli ceketi çıkarıp bir kenara atmıştım.
Namjin ikilisi ile menajer ne olduğunu anlamadan bana bakıyorlardı. Üzerimdeki o sinirle kendime hakim olamayıp bağırmıştım.
"Lanet olsun, bana neden onun burada tam da karşımda oturduğunu söylemediniz!" bağırmamla odadaki diğer kişilerinde irkilmesiyle Jin söze atılmıştı.
"Bağırmayı kes, sana bunu söyleseydik ne olacağını hepimiz biliyorduk. Yine diğer ödüller de olduğu gibi sahneye çıkmayacak ve orayı terk edecektin. Aradan ne kadar zaman geçmiş, korkaklık yapmayı bırak yoongi!"dedikleri ile olduğum yere sinmiştim. Haklıydı, önceki ödüllerde olduğu gibi yine sahneye çıkmayacaktım. Ama ne yapabilirim? Onun o iğrenç yüzünü görmek istemiyordum.
"Atık buna bir son ver. Daha nereye kadar kaçmayı düşünüyorsun? Şimdi kalk ve kulaklığın ile ceketini tekrardan giyinip diğer sanatçıların olduğu yere geç. Bizde seninle geleceğiz zaten."Jin'in bunları demesiyle, derin bir nefes almıştım. Onu gördükçe eski anılarımız aklıma geliyordu ve bu da ondan daha çok nefret etmemi sağlıyordu.
Kulaklığımı tekrardan takıp ceketimi giyindiğimde diğer idollerin de bulunduğu alana gitmiştim. Benim için ayrılan yere baktığımda, kaşlarımı çatmama engel olamamıştım. Ne yani? onun yanına mı oturacaktım ben! Sakin olmak adına derin bir nefes aldığımda onu umursamayarak yanına oturmuştum.
Üzerimdeki bakışlarını hissetsemde, bir an önce bu lanet ödül töreninin son bulmasını istiyordum. Ben bunları düşünürken Namjin ikilisinin yanıma oturmasıyla onlara bakmıştım. Namjoon elini sakin ol dercesine omzuma attığında gözlerimi kapatmıştım.
Diğer idoller, sıra sıra çıkıp şarkı söylerken yanımda bir hareketlilik hissetmiştim. Ardından, kulağıma değen dudaklar ile fısıldayan bir nefes...
"Ne tesadüf bebeğim, tanrı bizi ayırmamak için yemin etmiş gibi. Her zaman bir araya geliyoruz baksana."
Bu cümleleriyle olduğum yere çivilenirken, kendimi daha fazla tutamayarak, ödül töreninin olduğu mekandan hızla ayrılmıştım.
Nereden bilebilirdim, belki de oyun benim için daha yeni başlıyordu...
Dırırım...
Neyse, vote verin lütfen!😩
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yoongi beyimizin giyindiği
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
