0:3

1.3K 136 120
                                    

Sıkıldıkçw bölm atasm gelio-
.
.
.

09.03.18

Bugün doğum günümle birlikte yeni bir Mv çıkartmıştım. Mv sonrası, 1-2 hafta dinlenme için PD'nimden izin almayı başarmıştım. Eh, tabi bu isteğime her ne kadar karşı gelse de izin vermek zorundaydı. Sonuçta, şirketin bütün gelirleri ile borç bataklıklarından onu ben kurtarıyordum.

Yemeğimi yemiş, ardından kendimi yatağa atmıştım. Son zamanlarda ise Hoseok bana soğuk davranmaya ve eve geç saatlerde üstü içki kokulu bir şekilde geliyordu. Her ne kadar aklıma farklı düşünceler getirsede bunu düşünmemeye çalışıyordum.

Sonuçta Hoseok böyle şeyler yapacak biri değildi değil mi? Ya da ben kendimi  bu sözlerle rahatlatmaya çalışıyordum.

Gözlerimi tavana dikmiş, Hoseok'un gelmesini bekliyordum. Önceki günler gibi üstü başı içki kokmuş bir şekilde gelirse ona benden ne sakladığını soracaktım. Ondan her ne kadar korksam da bunu öğrenmek zorundaydım...

***
Ne zamam uykuya dalmıştım hiç bir fikrim yoktu. Zile ard arda basılmasıyla yerimden kalkmış aşağı inmiştim. İçimde anlamdıramadığım bir korku vardı. Kapıyı açtığımda baygın gözlerle bana bakan, üstüne iğrenç bir şekilde sinmiş olan sigara ile alkol kokusu yüzümü buruşturmama sebep olmuştu. Hoseok beni iterek içeri girdiğinde, şaşkın gözlerle ona bakıp kapıyı kapatmıştım. O ise kendini koltuğa bıraktığı gibi sızmıştı. Yanına gidip bedeni ile yüzünü dikkatli bir şekilde incelediğimde boynundaki kızarıklıkları görmem ile elimle ağzımı kapatarak gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.

İçimdeki bu sinir ile mutfağa gidip bardağa su doldurmuştum. Hoseok'un yanına geldiğimde bardaktaki bütün suyu uzerine dökmem ile sıçramış ve sinirli bir şekilde bana bakmıştı.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen!?" işte o an ilk kez bağırmıştı bana.

Bağırması ile irkilip geri adım attığımda, korkumu bir kenara bırakıp soğukkanlı bir şekilde konuşmuştum. "Asıl sana sormalı Jung Hoseok, ne sikim yaptığını sanıyorsun sen? Boynundaki izler hangi kadının veya erkeğin söylesene." Alt dudağımın titremesine engel olamamıştım.

Hoseok, bu dediğimle her ne kadar afallasa da hızla ayağa kalkmış sertçe kolumu tutmuştu. Kolumu sıkması ile yüzümü buruşturduğumda, yüzüme sanki tükürürcesine konuşmuştu. "Söylesene Min Yoongi, seni aldattığımı bile bile salak ayağına yatmak nasıl bir duygu? Bunu o kafana sok  Yoongi, artık seni ve bedenini sevmiyorum!"

Kolumu sertçe ittirdiğinde, dedikleri ile olduğum yere çivilenmiştim. Gözümden bir kaç damla yaşın yanağımı ıslatmasına izin verdiğimde, yüzüne iğrenircesine bakmıştım.

"S-senden nefret ediyorum Hoseok! Bunca zaman bedenim için mi birlikte oldun benimle adi herif! Seni de kariyerini de sikeyim tamam mı! Sa-sakın, bir daha karşıma çıkıp adımı ağzına alayım deme, artık senle biz yokuz ve bir an önce eşyalarını da alıp siktir git evimden!"

Günümüz

Gözlerimi hızla açıp yerimden doğrulduğumda, telaşlı gözler ile etrafıma bakmıştım. Ardından, odaya hızla Namjoon ile Jin girdiğin de o tarafa dönmüştüm. Jin hızla yanıma gelip oturduğunda telaşlı bir şekilde konuşmuştu.

L'amour qui surprend / Sope (DÜZENLENİYOR.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin