Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın bebeler💖.
***
"Hazırlandın mı Jen?"
"Hazırlandım sayılır çıkacağım birazdan. Siz?" Bir yandan telefonla konuşuyor bir yandan da yanıma alacaklarımı çantama koymaya çalışıyordum.
"Biz geldik bile. Diğerleri gelmedi... Aha şimdi geldiler. Seni bekliyoruz hadi gel."
"Tamam çıkıyorum şimdi Rose." diyerek telefonu kapattım. Yine geç kalmıştım işte. Cüzdanımı ve telefonumu da alıp indim aşağı. Son olarak siyah bir tülü etek gibi bağladıktan sonra çıktım evden. Hava çok güzeldi. Güneşlenmelikti. Eğleneceğimize adım gibi emindim. Her zamanki gibi gün sonunda yorgun düşeceğimi biliyordum.
Havuzun olduğu kısıma geldiğimde girişte site kartımı okutup girdim içeri. Havuz çevresine bakınmaya başladım. Uzaktan bana el sallayan kızları görünce yanlarına ilerlemeye koyuldum. Hepsi bir yuvarlak masanın etrafına oturmuştu.
"Oha Jen..." Dedi Jisoo gözlerini kocaman açarak.
"Kız yürüyen fizik!"
"Ya Lisa! Abartma." dedim gülerek.
"Fizik akıyor kızım ne abartma?"
Tek boş yer olan Lisa'nın yanına oturdum.
"N'aber Jennie?" dedi Nana.
"İyidir. Senden n'aber?"
"İyi işte bildiğin gibi. Ben bugün size eşlik edemeyeceğim ama güneşlenip sizi izlerim." dediğinde özel gününde olduğunu tahmin etmiştim.
"Olsun. Bir dahakine beraber gireriz." dedim göz kırparak. Ellerinde içeceklerle Jiyong, Taeyang ve Daesung açık bar-büfe den buraya doğru gelmeye başladılar. Tepsileri masaya koyduklarında karışık içeceklerden hangisini içebilirim diye bakınmaya başladım. Kolay kolay her şeyi içemezdim. Midemi bulandırıyordu.
Herkes bir bardağı kaparken Jiyong en köşedeki farklı olanı önüme bıraktı. Ne olduğuna baktığımda gülümsedim. Eskiden her seferinde bunu içerdim.
"Teşekkür ederim." dedim sessizce. Kafasını salladı cevap olarak.
"Evet ilk önce içeceklerimizi içelim sonra deve güreşi!" dedi Seungri bağıra çağıra. Deli panda.
"Oğlum ne bağırıyorsun? Herkes bize bakıyor otur şuraya!" dedi Jiyong sinirle. Benim gibi herkes kahkahalara boğulurken Seungri sessizce yerine oturdu. Yoksa Ji'den yiyeceği dayağı biliyordu.
Jiyong yaklaşıp Nana ile aramızda kalan boş yere oturdu. Kendimi biraz daha Lisa'nın olduğu tarafa kaydırdım. Rahatsız olmaması için.
Pipetten derin bir yudum çektiğimde gözlerimi kapattım. Ağızıma gelen tat bir çok şeyi hatırlatıyordu bana. Bir çok anıyı... Tatların ve kokuların anısı olduğuna inananlardandım. Bir koku ya da tad size eskiyi anımsatabilirdi. Şu an bu tadın bana eskielrden bir şeyleri hatırlattığı gibi.
Çok alakasız oldu. Nana birden bire konuşulan konuyu değiştirip bana döndü.
"Senin de var mı sevdiğin, sevgilin?"
Ani gelen soru karşısında afalladım ama hiç düşünmeden verdim cevabı.
"Yok. Gerekte olduğunu sanmıyorum şahsen." dediğimde kafasını onaylarcasına salladı. O an nedense Jiyong'un bakışları kaydı bana. Rahatsızca kıpırdandığımda içeceğimi bitirip telefonumu elime aldım. Niye öyle bakıyordu bana?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ENEMY ※ Jendragon
Fiksi Penggemar"Ay ve yıldızlar yükselirken biz dans ediyoruz Jennie." -050520-