Bölüm-5- Bir Küçük Yürüyüş Meselesi

39 8 14
                                    

İyi okumalar dilerim...

Bölüm Şarkısı: Sezen Aksu- Seni Kimler Aldı

- 8 yıl önce -

"Ayşe!"

Hışımla evin kapısından giren genç adam gördükleri karşısında dumura uğramış vaziyette attığı büyük adımları durdurdu. Elinin altındaki kapı kolu sıkmaktan bembeyaz kesilmiş eklemlerinin arasından yavaşça kayarken göz pınarlarına dolan yaşlarla merdivenin en alt basamağında kireç kadar beyaz bedeniyle cansız yatan kız kardeşinin yanına adımladı. 

Yere eğilip çiçek kokulu kardeşinin başını ellerinin arasına alıp titreyen alt dudağıyla alnına küçük bir buse bıraktı. Gözlerine merdivenin kenarında duran kız kardeşinin kanıyla lekelenmiş bir zarf ilişti. Kucağındaki cansız bedeni en nazik şekilde yere bıraktıktan sonra hızlıca katlanmış kağıdı yerinden alıp açarak okumaya başladı. 

"Sana yapabileceklerimin sınırının olmadığını söylemiştim. Ama sen bunu bile bile benden en kıymetlimi sakladın... Bunu da yaptığının küçük bir cezası olarak düşün. Hem merak etme, küçük kardeşinle işim bitmeden önce çok eğlendik...

Yapacaklarımın bununla sınırlı kalacağını sakın düşünme. Sana bir seçim şansı sunmuştum ve sen bunu seçtin. Artık şah damarın kadar yakınındayım. Sen benim sevdiğim kadını elimden aldın. Bende senden sevdiğin kim varsa teker teker alacağım... "

Gözlerinden süzülen yaşlara hakim olamayan genç adam merdivenin korkuluğuna tutunarak basamaklara çöktü. Kız kardeşini kollarına çekip çiçek kokulu saçlarına başını gömerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Gök gürültüsü genç adamın feryadına eşlik ederken bulutlar ağlamaya başladı. Genç yaşında solan zarif bir çiçek için...

- Günümüz-

Gözüme vuran güneş ışığıyla kirpiklerimi yavaşça birbirinden ayırdım. Belimi doğrultarak elimle saçlarımı karıştırdım ve ayaklarımı yattığım yataktan sarkıtıp ayağa kalktım. Dün akşam Giresun'a geldiğimizde ilk işimiz Aksel ve Arel'in babasıyla tanışmıştık. Bence oldukça kibar ve samimi biriydi. Ve kesinlikle ikizler dış görünüşlerini babalarından almamışlardı. Acaba anneleri nasıl biriydi? Ona mı benziyorlardı?

Düşüncelerim arasında kaybolmuşken banyonun kapısına geldiğimi fark ettim. Hızlıca silkelenerek kapıyı tıklattım. İçeriden ses gelmeyince kapının kolunu indirerek içeriye adımladım. 

Kesinlikle içeride üzerinde sadece siyah bir eşofman altı ile tıraş olan Aksel'i görmeyi beklemiyordum. Beni görmesiyle bakışlarını aynadaki aksinden alıp bana çevirdi. "Bir problem mi var?" Kocaman olmuş gözlerimle kafamı hızlıca iki yana sallayarak kapıyı kapattığım gibi sırtımı kapıya yasladım. İçeriden gelen küçük bir kıkırdama sesi ile boynuma kadar kızarırken ellerimle yüzüme yelpaze yaparak odama koştum. 

Kahretsin ya! Hadi başka bir şey yapıyor olsaydı? Ama ben kapıya vurmuştum. Ses vermesi gerekmez miydi? 

Yalnız o baklavalar neydi öyle? Ne kadar çalışmıştır acaba onları yapmak için?

Arsız iç sesimi susturabilmek için yüzümü sıvazlayıp dün koltuğun üzerine koyduğum çantamdan koyu lacivert bir kot pantolon çıkarıp üstüme düz beyaz, V yaka bir tişört giydim. Belime taba rengi bir kemer takıp tek ayakkabım olan beyaz spor ayakkabılarımı ayağıma geçirerek saçlarımı taradım. Derin bir nefes alarak odadan dışarı çıktım. Banyonun kapısının önüne geldiğimde sertçe birkaç kez vurdum. Biraz beklememe rağmen ses gelmeyince 'Umarım bu sefer boştur.' diye içimden geçirerek kapıyı yavaşça araladım. 

İPEK KÖPRÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin