Impossible Omega × TaeKook✔

〖45〗

Medya: ONEUS - Black Mirror

_

"İstersen akşam yemeğini ben hazırlayabilirim."

Jeongguk bir elini eşinin başında gezdirirken parmak uçlarıyla çok hafif masaj yapıyor ve mayışmasını sağlıyordu. Beklenmedik bir şekilde yaşadığı baş dönmesi ile Jeongguk telaşla onun koltuğa uzanmasını sağlamış hemen da yanına oturmuştu.

"Olur." Taehyung, kısıkça mırıldandığında Jeongguk ayağa kalkmış, dalgalı saçlarını geriye atarak alnına uzun bir öpücük kondurmuştu. "Uyu biraz. Hazırladığımda seni uyandırırım." Saçlarını karıştırıp ondan uzaklamış, salondan mutfağa ilerlemişti.

Balayından geleli birkaç ay oluyordu. Bu da demek oluyordu ki evlilikleri süre boyunca birkaç ayı çabucak geçirmişlerdi. Jeongguk birkaç izin gününden sonra işine devam etmiş, Taehyung ise devamlı bir işte çalışmak yerine sadece hafta da bir kez üyeliği bulunduğu şirketten iş alıyor ve evdeki bilgisayarından tamamlayıp gönderiyordu.

Bu süreçte hayatları oldukça güzel ilerlemişti, Jeongguk'un ve Taehyung'un arkadaşları ile birlikte sık sık araya geliyorlardı. Kendilerinin eskiden pek konuşmadığı lise arkadaşları ile şimdi oldukça güzel anlaşıyorlardu. Lise anılarını dile getiriyorlar, fakat en çokta Jeongguk'un Taehyung'un gözüne girebilmek için yaptıkları konuşuluyordu.

Yemeyği kısa süreden hazırladıktan sonra mutfakta bulunan masalarına hazırlamış ve salona ilerlemişti. Eşini yüzüne kondurduğu birden fazla öpücük ile uyandırdığında yüzünü yıkaması için banyoya göndermiş, Taehyung hemencecik mutfağa geri dönmüştü ardından masaya, eşinin karşısına otururken.

Eline aldığı çubuklar ile bakışlarını önündeki tabağa çevirmiş, ancak bir lokma almadan öylece tabağa bakarken Jeongguk eşindeki ifadesizliği fark edip gözlerine bakabilmek için başını biraz eğmişti. "Taehyung? Neden yemiyorsun? Güzel görünmüyor mu?"

Soruları arasında eşinin yüzünün rengi daha da çok değişirken o hızla burnunu kırıştırıp bir anda masadan kalkmıştı. Elindeki çubukların tanesi yere düşerken Jeongguk koşarak üst kata giden eşinin ilk başta arkasından şaşkınca bakmış, şaşkınlığını henüz üzerinden atamadan hızla arkasına gitmişti.

Yukarı çıkarken duyduğu sifon sesiyle banyonun kapısına ilerleyip eliyle birkaç kez tıklatmıştı. İçten içe yaşadığı endişe ile doğru düzgün düşünemezken hareklerine yansıyan sakinlik pekte iç açıcı değilken dudaklarını araladı.

"Taehyungie? İyi misin?" Hemen sonrasında duyduğu su sesi ve birkaç öksürük ile kapıya daha çok yaklaşmıştı istemsizce. "Konuşsana bebeğim. Endişeleniyorum." Hala sakinliğini korumayı deniyor ama açık olan çeşmeden gelen su sesi ve eşinin aralıklı öksürükleri buna pek izin vermiyor gibiydi.

"Jeongguk, telefonumu getirir misin?" Kafasını usulca sallamıştı hemen sonra kapının oradan uzaklaşmıştı. Merdivenlerden koşar gibi indiğinde Taehyung'un telefonunu alıp tekrar üst kata çıkmış, getirdiği söylemişti. Fakat kapıyı açmamakta ısrarcı olan Taehyung, kapının altından vermesini söylemiş ve sonra sessizliğe gömülmüştü.

Ona neden böyle davrandığını sormak isteyen Jeongguk sessiz kalmış ve onun söylemesini beklemişti. Endişeyle çarpan kalbi ile kapının yanına çktüğünde derin bir nefes alıp başını yaslamıştı. Dört dakikayı geçkin bir sürede orada öylece sessizce beklemişken tırnaklarının kenarını soyuyor ve eşinin içten içe iyi olmasını diliyordu.

"Jeongguk?"

Belirli bir süre essiz kalan eşi ona seslendiğinde hızla başını kapıdan ayırıp o tarafa dönmüştü. "Efendim?" Hafif yüksek çıkan sesiyle cevap vermişken hemen sonra eşinin çekingen sesini duymuştu.