Biraz sonra kargam geldi. "GAK GAK! TSUKİKO Y/N VE TOMİOKA GİYUU! ORADA GÖRÜLEN 3 İBLİS İÇİN KUZEYE GİDİN! GAK GAK!" yüzümde boş bir ifade oldu. "Şuan bir görevde görmek istemediğim tek insan, harika." ayağa kalkıp gözleri devirdim. "Haha, iyi şanslar!" dedi Shinobu. "Buna ihtiyacım olacak, görişürüz!" dedim. Kızlar bana el sallayarak görüşürüz dediler. Kılıcımı aldım ve Kelebek Malikanesinden (?) çıktım. Etrafı morsalkım ağaçlarıyla çevrili bir köy görene kadar kuzeye gittim. Hala keyfim pek yerinde değildi ama böyle olmanın zamanı da değildi. Kılıç sallama sesleri duyduğum yere yürümeye başladım.
Ciddi anlamda büyük bir iblisle dövüşen Giyuu'yu gördüm. Gerçekten büyük bir iblis diye düşündüm. gÖzlErİmi dEviRdİm ve harekete geçtim. İblisin arkasına zıpladım. Tam konsantrasyon... Dokuzuncu hal: ama iblisin kolu yeniden büyüdü ve Giyuu'ya vurdu. Onun yanına gittim ve arkasında durdum. "y/n..?" dedi güçsüzce. "Merak etme ben halledicem şimdi sen dinlen." dedim gülümseyerek. O kendinden geçti. (yok daha neler)
İblis bana saldırdı ama onu kılıcımla karşıladım. Bu güçlüydü. Tam konsantrasyon... On altıncı hal: Moonbow- Half Moon. Kılıcı aşağı doğru şey ettim ve altı katlı şey oluşturdum. İblisin kafasını kestim ve güneşe doğru yuvarlandı. Kılıcımı kınına sokup Giyuu'nun yanına gittim. Onu sırtıma aldım ve İblis Avcısı Birliğine gittim. Kelebek Malikanesine girdim. Onu yatağa bıraktım. "Ara ara, hemen yaralandı mı?" dedi Shinobu. "Evet." dedim başımın arkasını kaşırken.
"Başını sert vurmuş gibi gözüküyor ben bir onunla ilgileneyim." dedi Shinobu, tamam deyip dışarı çıktım. "Y/n!" dedi Mitsuri. "Oh hey Mitsuri!" "Ne olduğunu duydum Giyuu iyi mi?" diye sordu. "Evet, Shinobu şuan onu tedavi ediyor." dedim. Mitsuri rahat bir nefes alıp başını salladı. "Hey, ona bir hediye yapmalısın." dedi. "Uh.. Neden?" diye sordum. "Sadece bir öneri." dedi. "Yani her şeyden sonra demek istediğim, ondan hoşlanıyorsun." dedi arsız bir gülümsemeyle. "Hoşlanmıyorum." dedim başka bir yere bakarak. "Hoşlanıyorsun, yalan söyleme." Beni rahatsız ediyordu. Sonunda konu can sıkıcı olmaya başladığında pes ettim ve nihayetinde kabul ettim.
"YEEY!" dedi Mitsuri. Birlikte Love Malikanesine gittik. Eski bir fotoğraf çıkardım Giyuu, Urorodaki ve ben vardık. "Yani, sanırım bu Urorodaki?" dedi Mitsuri. "Mhm, ikimizi o çalıştırdı." "Hediyeye bir kartla bunu koyacağım." dedim sade beyaz bir kart alırken. "Ahh~ iyi fikir!" dedi Mitsuri. "Bir hediye yapmayacak mısın?" diye sordum. Mitsuri başını salladı. "Giyuu'yu seven ben değilim." dedi. "Onu sevmiyorum." dedim kollarımı birleştirip. Mitsuri alayla bana bakmaya başladı. Yüzümü başka yöne çevirip kızarırken işime devam ettim.
Etraftaki bütün engellere ve ultra üşengeçliğime rağmen bu bölümü çevirdim evet bunu başardım inanabiliyo musunuz

ŞİMDİ OKUDUĞUN
I Don't Know You |~| GIYUU X OKUYUCU (türkçe çeviri)
FanfictionY/N L/N ailesini seven normal bir kızdı. Babası ay tekniğini kullanan emekli bir iblis avcısıydı. Özel tarzları nesilden nesile geçiyordu. Peki y/n yeni hashira olduğunda neler oldu?