I Don't Know You |~| GIYUU X OKUYUCU (türkçe çeviri)

20. Bölüm 🌙

Bir köye geldiğimde Mitsuri'yi gördüm. "Hey Selam!"

TIME SKIP 😀

Geri dönmeye başladığımızda Tomioka ve Kocho yu beraber gördüğümde hissetiğim hissi hatırladım. Mitsuri'ye döndüm ve "Hey Mitsuri?" dedim. "Hm?" "Eğer belirli birisini kızların etrafında görmek istemiyorsan bunun anlamı nedir?" diye sordum. "Oh buna aşk denir!" dedi. "Öyle bir şey mi hissettin?" diye sordu. Derin bir nefes aldım "Evet, hissettim." Heyecanla "Kim? Kim?" diye sordu.

"Kimse!" dedim. "Bana gerçeği söyleyebilirsin, kimseye söylemem söz veriyorum." dedi. Kollarımı önümde birleştirip "Tamam, tamam." dedim. "Tomioka." Bakışları yumuşadı. "Onu seviyor musun?" diye sordu. Başımla onayladım, "Ama bana Kocho'dan hoşlanıyormuş gibi geliyor." dediğimde "Nasıl emin oluyorsun?" diye sordu. "Onu Kocho ile flörtleşirken gördüm ya da onun etrafında falandı yani." diye cevapladım.

"Belki de flörtleşmiyordu." dedi Mitsuri. "Puff, benden hoşlanmıyor işte." dedi. "Bir dene bence." dedi. "İmkanı yok!" dedim bakışlarımı başka yöne çevirerek. "Şey, yakında itiraf etmelisin." dediğinde biraz düşünüp onun haklı olduğunu fark ettim..

"Acele etme Y/n" derken ona baktım. "Aşkı aceleye getirme." dedi gülümseyerek. Başımla onaylayıp teşekkür ettim ve içeri girdik. Herkes yine aynı her zamanki gibiydi. Tomioka geçen sefer Kocho ile konuşuyordu ama bu sefer bildiğin gülümsüyordu!! VE KARNIMDAKİ AĞRI BUNU DAHA DA KÖTÜ YAPMIŞTI.

REGL! ŞAKA MISIN YA!?
Kendimle mücadele içindeyken "Hey, Y/n nasıls-" diyen Tomioka'nın yanından yürüyüp geçtim. Karnımdaki ağrılar beni öldürüyordu.

-TOMIOKA POV-

Y/n yanımdan geçip gittiğinde tekrar Kanroji (kanroji mitsuriymis lan yeni ogrendim) ile konuştuğunu gördüm. Kafam karışırken başımı eğdim. O da evine geçti. "Yo, iyi misin?" dedi Kocho. Evet dedim. "Hmm tamam o zaman. Gitmem gereken bir görev var" deyip el salladı. Sonra bana yaklaşmaya başladı ve "Y/n'yi seviyor musun?" diye sordu.

Hafifçe kızarırken "Niye böyle düşündün ki?" diye sordum normal davranmaya çalışarak. "Gerçekten mi? Yani ondan hoşlanmıyorsun?!" dedi şaşırarak. Başımı çevirdim ve cevap vermedim.

"Eh o zaman Rengoku konuşur artık onunla." dedi arsız bir gülümsemeyle. Kaşlarımı çattım ve pes ederek, "Ondan hoşlanıyorum." dedim. "Tamam, onu biliyoruz zaten ama neden bunu ona söylemiyorsun ki?" dedi. "O beni sevmiyordur, ben çoğu çocukluk zamanlarımızı beraber geçirdiğimizi bile unutmuştum." dedim. "Hmm, bana sorarsan, geçmişin pek bir önemi yok. Sadece ona söyle yeter." dedi ayrılmadan önce. Sıkıntıyla iç çektim. Beni asla sevmeyecek..