0539*: Lahana canavarııııııı
Ben: Yine mi sen?
0539*: Kaydettin mi beni?
Ben: Hayır. Düşünmüyorum da.
0539*: Olmaz ki ya.
Ben: Zoruna gittiyse bu işi engelleyerek çözebiliriz. Ne dersin??
0539*: Off, tamam ya. Gidiyorum ben. Hıh.
Ben: Küstün mü sen. Dur haykırıp geliyorum.
Görüldü.
Ben: Hey! Ben görüldü atılacak kız değilim. Ama ben atabilirim.
Cidden gittin mi ya.
Peki.Görüldü.
İki gündür tanımadığım numarayla konuşuyordum. Şimdi itiraf etmek gerekirse eğleniyorum. Umarım gereksiz anonim-aşk olayı olmadan onunla konuşmaya son verebilirim. İnşallah.
Yani hoşuma gitmiyor genelde. Kitaplarda görüyoruz oğlan kızı 4 yıl seviyor son yıl gelince anonimden yazıyor ve bir süre sonra aşk başlıyor sonra oğlanın eski sevgilisi falan ortaya çıkıyor. Böyle şeylere gelemediğim için saçma buluyorum. Ne var olaysız bir şekilde oğlan kızı sevse eski sevgili derdi olmasa. Oh mis. Bunları okurken üzülmem gerekse bile üzülmüyorum. Tam tersine gülüyorum. Umarım başıma gelmez. Kaldıramam.
İyileşmiş sayılırdım. Okula gidememek üzüyordu beni. Her ne kadar içinde sevmediklerim olsa da konuştuğum kişiler gerçekten iyilerdi.
Kalbimden dolayı hele ki ameliyattan sonra fazla heyecana kapılamıyordum. Koşmam da yasak. Hatta doktoruma kalsa aşık olmayı bile yasaklar. Çünkü kalbim fazla dayanıklı değil. Bu yüzden kolumda saat ile dolaşıyorum. Atış normalini geçtiği zaman ötüyor. Bu iyi oldu aslında. Önceden kalbim normal atsa bile patlayacakmış gibi atıyor sanırdım. Saat sayesinde bu son buldu.
Artık yata yata popom yatakla birleştiğini hissetmeye başladım. Ameliyattan sonra aman bir şey olur, aman şu olur bu olur diye kaldırmadılar. Arkadaş hava almam lazım. Yok balkona çıkamazsın. Bir şey görürsün kalbine zarar gelir diye balkona bile çıkmadım. Yani son zamanlarda durumum ne hale geldi, ne ara böyle oldu ben bile anlamadım. Artı turşu bile vermediler. Oysa ben lahana turşusuz yapamam. Ölüm döşeğimde bile olsam son yediğim şey o turşu olmalı. Allah korusun yine de. Daha genciz.
Kalkmaya çalışmaya çalışırken kalkamayacağımı anlayıp abime seslendim.
"Abi! Yardım eder misin!?"
"Otur oturduğun yerde. Sakın kalkma!"
"Ya otur otur popom düzleşti. Millet bunu yaptırmak için milyarlar harcıyor. Azıcık kalkıp hava alsam ölür müsün!"
"Evet ölürüm. Ha bu ara da seninkiler gelecek bir saate."
"Tamam."
Gelmeleri iyi olurdu aslında. Bir haftadır tek başıma kalmaktan kafayı yiyecektim. Telefonumu elime alıp sosyal medya uygulamalarımda gezinmeye başladım. Ne kadar vakit harcadım bilmiyorum ama ekrana bakmaktan gözlerim acımıştı. Zaten diğerleri de gelmişti.
"Bacım orada ne varda kafanı gömmüş bakıyorsun. Gözlerine zarar anneciğim."
Zeynep'in konuşmasıyla kafamı kaldırmam bir olmuştu.
"A ne zaman geldiniz? Duymadım."
"Diyorum ya ekranda ne varsa geldiğimizi duymadın." Edis hemen atlayarak:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lahanalı Turşum ~ Yarı Texting (✓)
Teen FictionLahanalı Turşu sever misiniz? Belki sen sevmiyor olabilirsin. Amaaa içerdeki kişi çok seviyor. Hatta sevdiğine bile öyle sesleniyor. Neyse daha fazla şey yapmayın. İçerde gülmekten kırıp geçeceğiniz çoook yer var. E hadi daha ne duruyorsun. Girsene...