□5♡

861 47 3
                                    

Annemin sesini duyuyordum. En sevdiğim türküyü söylüyordu. Aslında türkü mü şarkı mı olduğunu hiçbir zaman anlayamamıştım.

Annem beni hep bu türkü ile uyuşturdu.Annem yanık sesiyle  söylüyordu türküyü.

Yürüyorum dikenlerin üstünde
Yaralıyam
Üstünde
Yaralıyam
Üstünde

Sahi ben yaralıydım en son.

Güneş erken doğup
Şafak sökmüyor.

Gökteki dumanı silip
Gitmiyor.

Ay karardı
Yıldız ışık tutmuyor.

Yürüyorum dikenlerin üstünde
Yaralıyım
Üstünde
Yaralıyam
Üstünde

Yürüyorum dikenlerin üstünde
Yarlıyam
Üstün de
Yaralıyam
Üstünde

Gerçekten çok ama çok severdim bu türküyü. Annemin yanık sesiyle yıllar sonra ilk defa duymuştum.

Annemin sesini duymanın verdiği sevinçle kalp atışlarım hızlanmıştı. Kadife gibi olan sesi sadece bu türküde yanık gelirdi kulağa. Nasıl da özlemiştim beni bu türkü ile uyutmasını.

kalp atışlarım daha da hızlandığında kulağıma makine sesleri ve insan sesleri gelmeye başladı. Birileri telaşla birşeyler söylüyorlardı.

Sonra bedenimde anı bir ağrı hissettim. Daha önce kendimdeyken de elektroşop yediğim için bu acının nerden geldiğini anladım.

Yine bir operasyonda hevaller tarafından alıkoyulmuştum. Şerefsizler yaralayıp götürmüşlerdi . E kolay mı karşısında Türk askeri var. Tırsıyo tabi gerzekler.

Ben yine dalmışken konuşma sesleri netleşmeye başladı. Birisi " hadi kızım , dayan" diyordu. Hemen ardın bedenimde az önceki elektirik akımının iki katı bir akım hissettim.

Kalp atışlarımın yavaşladığını hissettim. Aynı kişi " dayanıklı çıktın evlat" dedi.

Hadi ya yine anne babamın yanına gidememiştim.

Yazarın anlatımından

Uraş bir köşe de oturmuş bir ayağını kendine çekmiş bir ayağını uzatmış yere bakıyordu. Her şeyin kendisi yüzünden olduğunu düşünüyordu. Koridorda bulunan 4 kişiden bir kişi daha aynı şeyi düşünüyordu. Oktay DİNÇER .

Oktay bitmek bilmeyen bir öfkeyle yerinde duramazken bir sağa bir sola gidiyordu. Binbaşı Uraş'a öfkeliydi.' Her şey onun yüzünden' diye geçirip duruyordu içinden.

34 yaşındaki Oktay eğer rütbesi kendinden büyük olmasa 1 saniye yerinde durmaz gider okkalı bir yumruk geçirirdi Uraş'a.

Aslında Uraş'ın yüzüne yumruk geçirmek isteyen kişi sayısı 2 idi.
Birincisi Oktay iken öbürü de Ateş'di.

Her ne kadar yumruk geçirmek istese de abisi olduğu için Uraş'a kıyamıyordu. Uraş 29 yaşında iken Ateş 25 yaşındaydı.

Yoğun bakımın kapısının açılmasıyla Metin Binbaşı, Oktay Yüzbaşı, Uraş Binbaşı ve askeriyeye yeni gelen Ateş binbaşı doktorun başına üşüştüler.

Metin Binbaşı doktora "durum nedir?" Diye sorduğunda doktor Ali sıkıntılı bir nefes verdi. Adam 35 yıllık doktorluk hayatında ilk defa ne yapacağına karar veremiyordu. İşin kötü tarafı hastası olan Asena'nın hiçbir akrabası yoktu. Hangi şekilde ameliyat yapacağına kendisi karar vermek zorundaydı.

Doktor Ali, Metin Binbaşı'na bakıp söze girdi." Malesef kurşun çok kritik bir noktaya saplanmış. Kalbinden bir kaç milim ötesi. Dolayısı ile kurşunu çıkaramadık. İki ihtimal var." Doktorun söyledikleri herkesin kalbini sızlamıştı.

"Nedir o ihtimler?" Dedi Metin Binbaşı .

"İlki ameliyat yapıp kurşunu çıkarmak. Lâkin bunun olma olasılığı olmama olasılığından az. Bir diğer ihtimalde ameliyatın başarısız geçmesi. malesef ki ameliyat başarısız geçerse Asena komaya girebilir." 

Doktorun sözleri bittiğinde koridorda ölüm sessizliği oluşmuştu.

Peki ameliyat sonucunda Asena komaya mı girecekti yoksa ameliyat başarılı mı geçecekti?

□♡□♡□♡□♡

Kısa bir bölümdü.

Peki sizce ne olacak?

Umarım beğenmişsinizdir. Şimdiden iyi okumalar...

Asena'mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin