2. Bölüm

107 12 15
                                    

Durağa geldiğimde Tuğce
babasının arabasına binerken bi yandan durağa gelen Demir'i kesiyordu.Başımıza çok sıkıntılı şeyler gelecekti emindim.Kulaklığımı tekrar çantamdan çıkardım ve telefonuma taktım.Minibüs bomboş bir şekilde bize geliyordu, bi yere oturdum.Yanıma başka sınıftan biri oturdu, umursamadım benim tüm odağım çalan şarkıdaydı "giy üstünü bul bişeyler incinmesin kanatların" diyordu içimden "Doruk bu şarkı benden sana" diyip sırıttım onu düşünmek onun yanında kendimi düşlemek bile o kadar güzeldi ki iyiki girmişti hayatıma...

7. şarkının bitiminde eve çok yaklaşmıştım ineceğim yeri kaçırmamak için kulaklığımı çıkardım ve minibüsün içine göz gezdirdim Demir ,3 insan ve ben kalmıştık sonunda ineceğim yeri görünce " müsait bi yerde" dedim yavaşça durduk ve indim arkamda çantasını tek kolunda taşıyan Demir vardı şimdi ona" kolun ağrıyacak' desem "sanane" derdi ama sadece iyiliği düşünmüştüm...

Benle aynı yerde inmişti çok fazla tesadüf vardı ve normal gelmiyordu artık.Bide yan evimizde yaşasa tam olacaktı ama orası doluydu büyük ihtimalle iki yandaki 2 katlı eve gelmişlerdi. Gezerken oranın satılık olduğunu görmüştüm.Eve girdim annem evde yoktu eve gelip Wi-fi 'ye bağlandığımda annemden gelen mesaj beni öylece bırakmıştı;
"Babanla kavgalarımız asla bitmek bilmedi kızım bugün yine aynı şeyleri yaşadık biriktirdiğim paraları bulup kumara yatırmış kaybetmiş orda ağzımı açtığım anda beni dövmeye başladı gitmek zorundaydım kızım nolur affet beni alıcağım seni gelip sakın sana bişey yapmasına izin verme senin doğum günün yaklaşıyor diye para biriktirmiştim motor alacaktım sana ama o al*çak baban senin hayallerini sattı kızım onu asla affetmeyeceğim sende etme, seni çok seviyorum yazabildikçe yazacağım sana köye anneannenlere gidiyorum şimdi alıcağım seni geleceğim sakın güçsüz kalma bişey olursa ilk polisi sonra beni ara."
Mesajı kaç dakika kaç kere okudum bilmiyordum ama elimi yüzüme götürdüğümde ağladığımı farkettim ağladığımı anlayamayacak kadar boşluktaydım odama çıktım ve direk kendimi duşa attım doya doya ağladım orda Doruk' a hala eve geldiğimi bile haber vermemiştim hatırlayıp hızlıca çıktım duştan havluya sarılıp telefonumu açtım 11 bildirim gelmişti merak etmişti beni haklıydı eve gelme vaktimin üzerinden bir buçuk saat geçmişti hemen Doruk'a "geldim" yazdım ve giyinmeye başladım lila tişörtümü ve siyah taytımı giydikten sonra saçımda havlu ile Doruk'un mesajlarını okumaya başladım;
doruk;
-geldim ben
-sen gelmedin mi hala
-hayatım gelmiş olman gerekiyo
-heyy internetin açık yaz bişey gözünü seveyim
-buse yaz bişey artık meraktan öleceğim
(cevapsız sesli arama)
-lan açsana şu telefonu nasılsın bişey söyle
-bakana kadar arayacağım açacaksın şu telefonu
(cevapsız sesli arama)
(cevapsız sesli arama)
(cevapsız sesli arama)
buse;geldim
doruk;
-nerdesin kızım ya
-nerdeydin bi buçuk saattir
-bişey mi oldu iyi misin
-çok merak ettim
-burda mısın geldin mi emin misin
buse;eve gelince direk duşa girmek zorunda kaldım ağlamaktan öleceğim doruk
doruk;noldu güzelim anlatsana

Ona annemin yazdıklarını attım ve beni direkt sesli aradı ağlamamı her şeyin güzel olacağını söyledi şu an o yanıma gelmeden hiç bişey güzel olmayacaktı biliyorum.Doruk'a uyumak istediğimi söyledim aramayı kapadık.Sonra uyumak için kafamı yastığa koyduğumda o hiç sevmediğim bi güzel anım bile olmayan çocukluğum gözlerimin önüne geldi ağlamamak elimde değildi ama babamın bu kadar kötü bi insan olduğundan utanıyordum, onun kızı olmaktanda.Doruk'a ağlamayacağım dediğim için gözlerimi sildim ve onunla hayaller kurmaya başladım mesela şuan yanımda olduğunu benim saçlarımı okşadığını gözlerimi onun sildiğini....sonra uyumuşum 2 buçuk saat sonra kapı çaldı babam kapıyı çalmazdı anahtar ile girerdi hızlıca aşşağı indim ve kapıyı açtım Tuğçe gelmişti yüzümü gördüğü gibi bana sarıldı ve her şey güzel olacak dedi herkes aynı şeyi söylüyor ben ise buna bi saniye bile inanamıyordum. Tuğçeyi içeri aldım ve odama çıktık.Telefonuma baktığımda Doruktan gelen mesajları gördüm;
-bebeğim biliyorum uyumak istedin ama elbet uyanacaksın yalnız kalmanı istemedim
-Tuğçeye anlattım ve gelebileceğini söyledi umarım bana kızmazsın baban eve gelip sana bulaşacak diye çok korkuyorum lütfen anla beni
-seni çok seviyorum güzelliğim<3

Ekrana bakmış öylece sırıtıyordum 1807 kilometre öteden beni düşünüyordu kızacağımı düşünüyordu fakat o kadar değerli hissetmiştim ki kendimi onu çok seviyordum ve bende
"seni kalbini seviyorum bana çok iyi gelicek teşekkür ederim beni düşündüğün için tuğçe geldi şimdi seni çok seviyorum aşk<3" yazıp gönderdim gülücük atmıştı benim mutluluğum ile mutlu oluyor ben ağlayınca üzülüyordu doğru insandı o emindim arkadaşlarımın çoğu Tuğçe ve Onur dışındaki yakın olmayanlar mesafe ilişkisine bu kadar güvenmememi söylüyordu fakat onlar Doruk'u tanımıyorlardı ki onun şu kalbini görseler ona güvenmemek imkansızdı resmen...

Tuğçe beni gerçekten az da olsa iyi hissettirmişti en azından eskiyi ve bugün gelen mesajı düşünüp ağlamıyordum iyiki vardı çok değerliydi ama aptaldı,benim aptalım:) Bize kahve yaptı abur cubur almıştı onları yedik bizde kalacağı için üstünü değiştirdi saat gece 02:00'a kadar takıldık babam hala eve gelmemişti sanırım bu gece gelmeyecekti de..Uyumaya karar verdik yarın bizim evden birlikte okula gidecektik.Yanıma yattı ve bana arkamdan sarıldı. Keşke Doruk'ta bana sarılabilseydi şuan:')

Ben alarm kurmayı unutmuştum fakat Tuğçe'nin alarmına kalkmıştım ve hala Tuğçe bana sarılır şekilde uyuyordu.Ben doğrulurken ona seslendim ve gözlerini açıp bana uykulu uykulu baktı.Hemen telefonumu elime aldım ve Doruk'a "günaydın kuzum" yazdım 12 dakika sonra ondan da "günaydın hayatım" mesajını alınca yüzümde bi gülümseme oluştu.

Tuğçe hızlıca giyinmiş ben hazırlanırken yiyecek birşeyler hazırlamıştı.Aşşağı indiğimde bana "çok güzel olmuşsun" dedi oysaki çok klasik giyinmiştim; koyu yeşil sweat ve gri eşofman saçlarım da öylesine toplanmış bi topuzdu. Asıl o çok güzeldi mavi gözleri kahve saçları dolgun dudakları o kadar güzeldi ki açık mavi kazak ve siyah kot giymişti o da.

Neyse kahvaltımızı ettikten sonra ikimiz de beyaz ayyakbılarımızı giyip çıktık. Bu gün yanımda Tuğçe olduğu için müzik dinlemeyecektim durağa geldiğimizde Demir ordaydı ve Tuğçe ona "günaydın" dedi Demir "günaydın sizede" diyerek bana gülümsedi...

 Engelmiş MesafelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin