Mesele onu unutamamak değil, ondaki seni geri istemek. Yapamıyorsun. Gözünü her kapadığında gözünün önüne gelen onun yüzüyken, başkasının olamıyorsun. Almak istediğin tek koku onunkiyken, başkasına sarılamıyorsun. Öpmek istediğin tek kişi oyken, başkasına dokunamıyorsun. O aklına geldiğinde yüzünde oluşan buruk gülümsemeyi, ardından gözlerine dolan yaşları kimse görmesin diye saklamaktan yoruluyorsun. Özlemekten yoruluyorsun. Yaşanmamış anılara ağlamaktan yoruluyorsun. Her gün kendine “bu defa duracağım sapasağlam ayakta” diye sözler verip, tutamamaktan yoruluyorsun. Bir süre sonra sevmekten yoruluyorsun. Hep yanında olacağını söylediğinde bunu gerçekten yapıp seni hep mutlu edeceğini sanıyorsun. Sol yanında yerini alıp, çekip gideceğini değil. Ne yaparsan yap, nereye gidersen git ondan kurtulamayacağını değil. Aynaya baktığında acıyorsun bazen kendine. “Bu musun sen?" sorusunu tekrarlıyorsun sürekli. Hiç güvenmediğin yollarda buluyorsun hayatı. Ne zaman iyileşecek gibi olsan, yine yıkılıyorsun. Altından kalkamıyorsun anıların.