7

147 24 44
                                    


Cherry yakın arkadaşının ısrarıyla birisiyle buluşmaya gelmişti. Kafede oturup gelecek kişiyi beklerken bunu yaptığına inanamıyordu. Resmen zorla randevuya çıkmıştı.

Ellerini oturduğu sandalyeye yaslarken burada olmak istemediğini kendisi de biliyordu. Jaemin kadar yakın olan arkadaşının sevgilisiyle yakınlaşması için bunu kabul etmişti. Çocuğun yakın arkadaşını güya Cherry'le buluşturacak, çöpçatanlık yapacaklardı. Cherry hiç istemese de arkadaşının ısrarlarına dayanamamış, bunu onun için kabul etmişti.

Karşıdan gelen, buluşacağı çocuğu görünce önce ne yapacağını bilememiş, sonra üzerini düzeltip ayağa kalkmıştı. Önüne gelene kadar bekleyip hafifçe selamlayarak yerine oturduğunda ortamın garipliğinden koşarak kaçmak istiyordu.

"Yani, nelerden hoşlanırsın?" Bir süre sohbet etmeye çalıştıktan sonra yine Cherry'nin çabasıyla sohbet devam ettiğinde Cherry cidden sıkılmıştı. Jaemin'i arayıp onu almasını istiyordu. Karşısındakinden çok Jaemin'i düşünüyordu. Çünkü Jaemin'le zamanın nasıl geçtiğini anlamazdı. Başkasıyla ise zamanı geçiremiyordu.

Onu dinlerken arada başını sallıyor, stresten titreyen dizini durdurmaya çalışıyordu. Aklında tuvalete diye kalkıp Jaemin'i arasa ayıp olur mu düşüncesinden başka bir şey yoktu. Onu aramasını ister, sonra da acil olduğunu söyleyerek çıkar giderdi.

Bunları düşünürken içeceğinin pipetiyle oynuyor, dikkatini çocuğa vermeye çalışıyordu. Tam yanındaki sandalyenin çekilmesiyle irkilip sağına döndüğünde Jaemin'i görmesi bir olmuştu. Tam onu düşünürken birden yanında belirmesi özel güçleri olduğunu düşündürterek onu korkutsa da onu gördüğüne sevinmişti.

"Sen kimsin?" Sohbet ettiği çocuğun sorusuyla önüne dönmüş ve ne diyeceğini düşünmüştü. Her zaman en yakın arkadaşım diye tanıtırdı. Neden şimdi dile varmıyordu emin değildi. Aslında aptal değildi, neden söylemek istemediğini de gayet iyi biliyordu ama sırası değildi.

"Arkadaşıyım." Jaemin kendini açıkladığında bakışlarını ellerine çevirdi. Genelde o da en yakın arkadaşım tarzı bir şey derdi ama son günlerde bir sıkıntı var gibiydi. Kendisiyle çelişiyordu çünkü içten içe en yakın arkadaşı olmak istemiyor ama o kendini öyle tanıtmayınca da üzülüyordu.

"Ve bizim gitmemiz gerekiyor, sıkıntı yok değil mi?"

Karşılarında oturan çocuk Jaemin'in bu kadar emin konuşmasından dolayı sesini çıkarmamış ve kafa sallamıştı. Jaemin sandalyeyi itip kalkarken Cherry'de çantasını almış ve çocuğa bir şeyler söyleyip onu takip etmişti. Jaemin fazla hızlı yürüdüğünden biraz koşmak zorunda kalsa da yetişip koluna tutundu.

Jaemin sert bir şekilde ona döndüğünde şaşırdı. Oldukça sinirli gözüküyordu ama neden sinirli olduğunu anlamamıştı bile. İçine oturan huzursuzlukla yutkundu ve konuşmaya başladı.

"Jaemin, neden sinirlisin?" Jaemin onun sorusuyla istemsizce gülmüş ve kendini kontrol etmeye çalışmıştı. Hislerinin görmezden gelinmesine, arkadaşının hiç kendi gibi davranmayarak sürekli başka randevulara çıkmasına aşırı sinirliydi. Olmadığı birine dönüşüyordu ve bu değişim Jaemin'in zerre hoşuna gitmemişti.

Cherry'nin sırtına elini koyup yürümesini ima ederek yürümeye devam etti. Eve gidince açık açık konuşacak, duyguları hariç her şeyi söyleyecekti. Hızlı adımlarla Cherry'nin evine vardıklarında ikisi de direkt odaya çıktılar. Cherry çantasını kenara atıp iyice büyüyen merakıyla Jaemin'in önüne geçti.

"Neden böyle yapıyorsun?" Jaemin direkt konuya girdiğinde Cherry kaşlarını çattı. Ne demek istediğini anlamıyordu.

"Ne yapıyormuşum?"

"Cherry olmadığın biri gibi davranmaktan vazgeç ve kendine gel. O geri zekalı buluşma işlerini istemiyorsan yapma. Bu musun sen?"

Ortam iyice gerildiği gibi Jaemin'de daha fazla geriliyordu. Cherry bu olaya neden bu kadar öfkelendiğini anlamasa da o da lafını esirgeyemezdi. Kırıcı oluyordu.

"Ne alakası var cidden? Zaten biraz sohbet edip kalkacaktım. Kızın ricası yüzünden gittim ne var bunda?"

"Ya anlamıyor musun?" Sesini yükselttiğinde Cherry'de gittikçe sinirlendiğini hissediyordu. Sonunda pişman olacakları şeyler olmasını istemediği için alttan almaya çalışacaktı ama karşısına geçmiş ona bağırıyordu. Üzülmüyor da değildi.

"Son zamanlarda çok değiştin. Sana sadece benimle takıl demiyorum tabii ki ama ne bu sürekli randevuya çıkma işleri? Üstelik hiçbirinden mutlu dönmediğin halde birileriyle buluşmaya devam ediyorsun. Seni anlayamıyorum cidden. Bu sen değilsin Cherry. Başkaları istiyor diye istemediği şeyleri yapan, gereksiz şeylerin peşinden koşan biri haline geldin."

Cherry yaptıklarının yüzüne vurulmasıyla donup kalmıştı. Düşününce söyledikleri doğruydu ama hiçbirini planlamamıştı ki. Olaylar sürekli böyle gelişmişti ve onun değiştiği falan yoktu. Bunu Jaemin'e de kanıtlayabilirdi. Kanıtlamalıydı da, çünkü son zamanlarda istediği asıl kişinin randevuya çıktığı insanlar değil Jaemin olduğunu hissetmeye başlamıştı.

"Kendini tekrar bulduktan sonra konuşuruz ya da bu benim yeni kişiliğim diyorsan buna alışmamı bekleme." Jaemin başka bir şey söylemeden odadan çıkıp gittiğinde Cherry daha fazla şaşıramazdı. Jaemin'le tartışmaları çok nadir olurdu ama bu sefer ki farklı gibiydi. Hiç kendisini dinlemeden çıkıp gitmişti birden.

Jaemin'in ona sinir olduğunu derinden hissetmişti ve hiç hissetmemeyi dilerdi. Bencil değildi ama konu Jaemin olunca dünyanın en bencil insanı olabilirdi. Onun için hep özel kalmak istiyordu. En yakını olmak, onunla kalmak istiyordu. Kötü hissettiğinde yanında olup onu teselli eden kişinin kendisi olmasını istiyordu. Bu yüzden kendini kanıtlaması gerekirdi belki de.

Üzülmüştü ama ondan çok sinirli gibiydi. Üzerine düşünmesi gereken bir konuydu çözmek için. Bu yüzden alttan topladığı topuzunun tokasını çıkarıp kendini yatağına attı. Şimdilik pişman değildi. Şimdilik.

dear diaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin