11

140 25 31
                                    


Cherry, Jaemin'in yine konuşmanın ortasında çıkıp gitmesiyle pes etmiş ve ceketini fırlattığı yatağa oturmuştu. Kendi evinde olmadığı için burada kalması garip kaçsa da dakikalardır halıyla bakışıyor ve kalkıp gitmek adına bir harekette bulunmuyordu. Sadece düşünüyordu ve bu onu zaten son bir aydır oldukça yıpratmıştı.

Sonunda başını kaldırıp etrafa baktığında bulanık görüşünü netleştirmek adına gözlerini sildi. Belki de kendisine de Jaemin'e de biraz daha zaman vermeliydi. Belki ileride bu zamanları yüzlerinde birer tebessümle hatırlarlardı. En azından o zamanların çabucak gelmesini istiyordu çünkü içindeki his dayanılmazdı. Bu düşüncelerle gözlerini sildikten sonra arkasında duran ceketini alıp ayağa kalktı.

Tam gidecekken son kez odaya bakmasıyla beraber gözleri masanın üzerinde açık olan albüme takıldığında durdu. Kendinden emin olamayarak kapıya baktığında aslında evde kimsenin olmadığını biliyordu. Üstelik albümde sadece ikisinin fotoğrafları vardı ve bakmasından zarar gelmezdi. Ceketini tekrar yatağa bırakıp masaya ilerledi. Sandalyeyi çekip oturduğunda albüme uzandı.

Tam tahmin ettiği gibi Jaemin'in ve kendisinin fotoğrafları önüne geldiğinde yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Neredeyse ortaokulun ilk yılından itibaren fotoğrafları vardı. Sayfaları çevirdikçe fotoğraflarda artan samimiyeti görmek kendini daha da kötü hissettiriyordu. Kalın albümün sonlarına geldiğinde en son çekindikleri fotoğrafı ve sonrasının boş olduğunu görmesi bardağı taşıran son damla olmuştu.

Sanki birileri sesini duyabilirmiş gibi elini ağzına kapattığında bu kadar etkilenmemesi gerektiğinin farkındaydı. Jaemin yakında gelebilirdi bu yüzden kalkıp gitmeliydi ama bir şeyler onu tutuyor gibiydi. Artık gitmek değil kalıp bir şeyleri düzeltmek istiyordu. Gözleri albümün yanındaki açık günlüğe takıldığında duraksadı.

Gözyaşlarını tekrar ve son kez silerek elini uzattı. Günlüğü Hara'nın elinden çekip aldığı anılar zihnine dolarken bakıp bakmamak konusunda kararsızdı. Özeline karışmak istemiyordu ama bir yandan da birbirlerinden sakladıkları tek bir şey yoktu. En azından bir iki ay öncesine kadar.

Açık sayfada kendi ismini görmesiyle merakını engelleyememiş ve günlüğü eline almıştı. Çok yıpranmamışa benziyordu bu yüzden yeni olduğunu düşündü. Hara'nın elinden aldığı günlüğün aynısı olsa da çok az sayfası doldurulmuştu.

İlk sayfaları açtığında kendisiyle ilgili anıları gördü. Birkaçını okurken bütün dertlerini unutmuş gibiydi. Okurken o anlara dönüyordu. Okuduklarına gülerken çokta özel şeylerin olmadığını düşündü. Sayfayı bir kere daha çevirdiğinde madde madde yazılmış gibi gözüken yazılara rastlamıştı. Çoğu kendi ismiyle başlıyordu.

Oturduğu yerde dikleşirken kaşları çatıldı. Gözleri diğer yazılanlara kaysa da hızla sayfanın başına baktı. Cherry çift yüzüklerinden hoşlanıyor. Kalbi hızlanırken aynı hızla bir alttaki maddeyi okudu. Cherry yanındayken oyun oynama, hoşlanmıyor. Nefes alış verişi değişirken sakin olmaya çalıştı. Bunların ne anlama gelmesi gerekiyordu?

Sayfayı hızla çevirdiğinde aynı yazıların diğer sayfayı da doldurduğunu gördü. Bunun gibi kendisiyle alakalı birkaç madde daha vardı ve sonra bitiyordu. Diğer sayfada düz yazı halinde bir paragraf vardı ve kendi ismini görememişti. Ne olursa olsun mantığıyla orayı da okumaya karar verse de gerilmişti. Arkasına yaslanıp kapıya baktı. Jaemin'in her an geri dönmesinden korkuyordu. Kimseyi göremeyince günlüğe geri döndü.

Not: Daha fazla not almayı ve bunu bir alışkanlık haline getirmeyi bırak. Hiçbir zaman gerçekleşmeyecek şeylerin peşinde asıl koşan sensin. Mümkünse aranızın bozulmasını fırsat bil ve en yakın arkadaşından etkilenmeyi bırak.

Devamında yazılıp silinmiş yerleri gördüğünde sıkılıp yarıda bıraktığını anladı Cherry. Onu biraz olsun tanıyorsa saçmaladığını, bunun bir işe yaramayacağını düşünüp yazının yarısını silmişti. Hızlıca bir kez daha yazılanları okuduğunda günlüğü sertçe kapatarak ayağa kalktı. Artık kendinden oldukça emindi.

"Hayır bırakma Jaemin." Yazılanlardan sonra düşüncelerini sesli bir şekilde ifade etmiş olsa da gidip yüzüne de söyleyecekti. Artık ikisi de mutlu olacaktı, kendi elindeydi.

Hızlıca yerinden kalkıp ceketini aldı. Üstüne geçirirken daha evin içinde koşmaya başlamıştı bile. Her ne kadar giydiği siyah salopet elbisesiyle koşmak zor gelse de zerre umurunda değildi. Evden çıkıp aynı hızla koşmaya devam etti. Jaemin'in onu umursadığı kadar onu sevdiğini göstermeye gidiyordu.

dear diaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin