14

144 22 40
                                    


"Ne demek günlüğü okudum?"

Cherry tutunduğu koltuğu daha da sıkarken başını salladı. Yaptığının yanlış olduğunu biliyordu ama pişman değildi.

"Sen gittikten sonra," Duraksadığında Jaemin direkt yüzüne bakıyor ve konuşmaya devam etmesini bekliyordu.

"Albüm dikkatimi çekti. Sonra günlüğü gördüm. Adımı görmesem okumayacaktım." Jaemin elini saçlarından geçirip derin bir nefes verdi. Cherry, o böyle yaptıkça daha da geriliyordu.

"Cherry, bu çocuk oyuncağı ya da kısa bir sürede gelişmiş bir şey değil." Jaemin kendisini daha iyi açıklaması gerektiğini düşünmüştü. Böylece bütün pürüzler ortadan kalkmış olurdu ve olay sadece Cherry'nin cevabına bağlanırdı.

İyice Cherry'e dönüp onunda kendisine dönmesini sağladı. Tek elini eline aldığında bir süre gözleri birleşmiş ellerinde takılı kaldıktan sonra devam etti.

"Ben, kimsenin yanında seninle olduğu kadar kendim hissetmiyorum. Seni özel kılan tek şey bana hissettirdiklerin değil. Olay sadece 'ben' olsaydı bu bencillik olurdu." Ortamın gergin olmasını istemiyordu. Başını kaldırıp Cherry'e baktı. Diğer elini kaldırarak yüzüne düşmüş bir tutam saçı kulağının arkasına sıkıştırıp devam etti.

"Sadece senin mutluluğun, sevdiğin bir şeyi yaparken ki gülümsemen, yapmanı istemediğim şeyleri bile bana kabul ettirirken ki hevesin bana fazlasıyla yetiyor. Basit bir hoşlanmadan ibaret değil yani. Bu çok uzun zamandır böyle."

Cherry bunları, uzun süreli küslüğün ardından Jaemin'den duyduğu için çok tuhaf hissettiriyordu. Duygulanmıştı ama bu, kesinlikle iyi hissettiriyordu.

"Ama ben, seni çok kırmış olmalıyım. Ya da yormuş.." Cherry başını eğdiğinde Jaemin ne derse desin söylediklerinin doğru olduğunu biliyordu ve şimdi zamanda geriye gidebilse her şeyi düzeltmek isterdi.

Jaemin gülümsedi. Elini kaldırıp Cherry'nin çenesine koydu ve tekrar ona bakmasını sağladı. Şimdi yüzleri biraz daha yakındı.

"Yaşadığımız bu şeyler, sadece ilişkimizi biraz daha kuvvetlendirir. Üzüldüğüm kadar üzdüm. Farkındayım. Bu yüzden bunların önemi yok." Cherry'nin tepki vermeyeceğinin bilincinde devam etti.

"Biriyle olacaksam, biriyle bir şeyleri paylaşacaksam, o sen olmalısın. Çünkü ben senden başkasını düşünemiyorum." Jaemin biraz daha yaklaştığında Cherry onun gözlerine bakıyordu.

Her zaman tam anlamıyla güvenebileceği, sözleri olmasa da onu anlayabilecek birilerini beklemişti. Hatta o kadar çok istemişti ki böyle birini, burnunun dibinde olduğunu fark etmesi çok geç olmuştu. O da kendisini Jaemin'den başkasıyla düşünemezdi.

Hafifçe başını salladığında ikisi de bunun, verilmiş bir onay olduğunu biliyorlardı. Jaemin yüzündeki sırıtışı gizlemeden Cherry'e yaklaştı. Tam şu an, çok fazla şey değişecekti.

Jaemin yüzündeki gülümsemeyi asla bozmadan elini kaldırıp Cherry'nin çenesi ve yanağı arasında bir yere yerleştirdi. Fazla beklemeden yüzleri arasındaki mesafeyi sıfıra indirerek dudaklarını birleştirdi.

Cherry bir süre sonra kollarını kaldırıp ikisini de Jaemin'in boynuna sardığında tek eli saçları arasında geziyordu. Nefes almak için ayrıldıklarında Jaemin alnını Cherry'ninkine yaslayıp gülümsedi.

"Rüya gibi geliyor." Ortamı bozmamak adına kısık sesle konuştuğunda Cherry güldü.

"O zaman rüya olmadığını kanıtlayayım." Söyleyecekleri bittiğinde dudaklarını birleştiren bu sefer o olmuştu. Jaemin sırıttığında Cherry'nin üzerine eğilerek arkasına yaslanmasını sağladı. Şimdi tek eli belinde, tek eli destek almak için koltuktaydı.

Kapı çaldığında ikisi de geri çekildi. Cherry hemen oturuşunu düzelttiğinde Jaemin'in gülüşünü duymasıyla istemsizce o da gülmüştü. Onunla bu durumda olacağını aklının ucundan bile geçiremezdi. Kalkıp tişörtünü düzeltti ve kapıya yöneldi. Annesi zaten Jaemin'in neden burada olduğunu sorgulamayacaktı.


 aceleye gelmeyen ama içime de sinmeyen bir bölümdü. okunmalar azaldı ve bu noktada biraz tavsiyeye ihtiyacım var. kurgunun seyri nasıl gidiyor ve yakın zamanda, kavuşturmuşken bitirmeli miyim fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim.

dear diaryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin