Tekrar koşuyordu. Bilmediği bi yerde tekrar ondan kaçmak için koşuyordu. Ama her zamanki gibi ondan kaçmayı başaramadı. Tekrar ter içinde uyandı George. Yataktan hızlıca kendini attı ve ayağa kalktığı gibi başı döndü ve gözleri karardı.
"NEDEN BU KADAR SORUNLUYUM" Yere oturdu ve başının geçmesini bekledi. Her zamanki gibi güne sinirli başlamıştı. Ama kedisi onun için endişelenip başını George a sevdirmeye çalıştığında George ona şefkatle gülümsedi. Stres atmasını sağlayan tek şey olabilirdi.
Saate baktı ve erken olduğunu gördü belkide erken gidip okul takımının basket maçını izleyebilirdi. Psikiyatristi ona her zaman bilgisayar dışında hobiler kazanmasını söylemişti. Böyle şeyler ona göre değildi ama denemeye karar verdi.
"Alo? Alex." Alex telefonda biriyle boğuşuyormuş gibiydi. "À-alo George nasılsın?" Çocuk hiç bozuntuya vermeden ona nasıl olduğunu sorunca George afalladı. "İyiyim. A-ama sen öyle değil gibisin." Alex in ordan kapı çarpma sesi duyulunca herşey sessizleşmişti." İyiyim iyi. Karl ile kavga ediyorduk da-" Arkadan Karl ın bağırma seslerini duydu ama sanırım uzaktaydı.
George Karl ı tanıyordu. Alex dün okulda tanıştırmıştı. İyi biriydi çok neşeli ve eğlenceliydi. Beraber okula erken gidip okul takımının maçını izliyceklerdi.
George zaten Alex e söylemeden Alex maçı izlemeye gitmeyi teklif etmişti. İkiside okulun yurdunda olduğu için George yola çıkıp onları kapının önünden almaya gitti.Daha yurda varmamıştı ama hemen solundaki sokaktan dream aceleyle çıkınca neredeyse çarpışacaklardı. "George. Bu kadar erken nereye gidiyorsun?" George Dream ın dudağındaki yeşil parlayan sıvıyı gördüğünde parmağını oraya götürdü. "Bu yeşil parlak sıvı da ne?" Dream telaşla George un elini tuttu ve dudağından uzaklaştırdı. Onunla çok yanlış zamanda karşılaşmışlardı.
"H-hiç birşey. Sadece acele etmem gerek maçım olduğunu biliyorsundur. Maçı izlemeye gelmelisin. Görüşürüz!" George sadece elini sallayabildi. 'Az önce ne oldu?' George eline tekrar baktığında yeşil sıvının eline bulaştığını farketti. Ama sonra hemen onu duvara sildi ve acele etmesi gerektiğini farketti.
"Dream? Neden bu kadar geç kaldın? Avlanmanmı gerekiyordu." Sapnap "avlanma" kelimesini elleriyle tırnak içine alarak vurguladı. "Neler olduğuna inanamazsın." dedi dream soluk soluğa. "Tahmin edeyim. Başını belaya soktun?" Dream oturdu ve sırt çantasına formasını koydu. "Evet. Hemde fena. Birinin rüyasını emerken George ile karşılaştım ve dudağındaki yeşil sıvıyı farketti."
Sapnap şaşırarak dream a baktı. "Dostum. Bu çocukta bişeyler var. Sadece senin görebildiğin şeyleri görüyor." Dream çantasını kapattı. "Evet. Bu yüzden bir şekilde onla yakınlaşıp neler olduğunu öğrenmeliyim." Sapnap yüzüne bir sırıtış kondurdu. "Onu kendi evine atarsan bence yeterince bilgi edinmiş olursun." Sapnap kahkaha atmaya başlayınca dream onun karnına yumruk attı. "Şaka be şaka. Ugh hemen de vur zaten." İkiside kahkahalarla yurttan çıktılar.
Maç çok çabuk bitmişti. Çoğunlukla hiç birşey olmadı. Dream ın mükemmel s açları dışında. Hatta bir tanesinde George a bakarak atmıştı sayıyı. Tabi bunu sadece George farketmişti. George onun kendini beğenmiş biri olduğunu düşünüyordu. Ama eğlenceliydide.
Maçtan sonra herkes dağılmıştı. George gözleriyle '' maçın yıldızı'' olan dream ı arıyordu. Ama etrafında kızlar vardı. Klasik popüler erkek işte. "Georgeeee. Alooo" Karl en sonunda George un saçını çekerek onun dikkatini çekmeye çalıştı. "Hmh?" Spor salonundan çıkınca dolapların doğru yürümeye başladılar. "Hiç sadece bizi umursamıyor gibiydin. Alex bu bizden sıkıldı dream ini istiyor." George hemen başını Karl a kaldırdı. "Belki seninde istediğin biri vardır. Hm?" Karl yüzünü ekşitti.
"Pfft. Abartma o sap den bahsediyorsan sadece elime çak yaptı. Hepsi bu." Alex araya girdi. "Karl. O elini 2 hafta boyuna yıkamayacağını biliyoruz." Karl göz devirip dolabını açtı. "Seçmeli dersiniz ne?" George bugün seçmeli ders olduğunu unutmuştu.
Hemen telefonu açıp ders programına baktı. "OFFF. Hoca erken çağırmıştı unutmuşum. Hemen ona yetişmeliyim. Görüşürüz." Karl ile Alex aynı seçmeliyi seçtikleri için beraber sınıflarına giderken George da kendi dersine doğru koşuyordu.
Her zamanki gibi en arkalara oturdu ve telefonuyla ilgilenmeye başladı. "Oh sende mi bu dersi seçtin?" George bu sesi hiç duymamıştı. Sağına döndüğünde beyaz bandanalı kabarık siyah saçlı bir çocuk gördü. Basket maçında o da vardı. Ama buna rağmen boyu çok kısaydı. "Hmh."
Aslında sapnap in seçmeli dersi bu değildi. Sadece dream için bilgi almaya gelmişti. Evet. George u takip etmişti. Hatta okul çıkışında da takip edip evini öğrenmeyi planlıyordu. Deli olduğunu düşündü ama zaten öyleydi. "Seninle konuşmanın zor olduğunu söylemişti." George kimden bahsettiğini anlamadı ve kaşlarını kaldırarak sapnap e döndü. "Kim?" Sapnap hemen bişeyler uydurmaya çalıştı.
"Bilirsin okula 1 ay geç başladın herkes bunu konuşuyor." George anladığını belirtir şekilde kafasını salladı ve önüne döndü. "Bide. Cidden 1 ay neden gelmedin?" George bu soruyu beklemiyordu. Söylemek istemiyordu ama söylememek için bir nedeni de yoktu. "Şey... Bir kaç sorunum var da." Devam edicekken durdu ama sapnap üstelemeye devam etti.
"Nasıl sorunlar?" George telefonunu masaya bıraktı. "Bir tür kabus. Ama hep aynısı sadece mekanlar farklı. Bir yerde bulunuyorum ve slenderman gibi omzundan kollar çıkan gülen maskeli değişik birşey geliyor. Sonra da rüya bitiyor. Bu uyku felci gibi küçük hastalıklara sebep oldu. Uyku bozukluğu falan da var. 2 aydır falan tedavi görüyordum. En başlarda çok sinirliydim neden sadece normal biri olamıyorum diye. Çünkü hep utangaç dışlanan birisi oldum. Bu garip hastalıklar da gelince artık bi psikiyatriste gitme ihtiyacı duydum ve rapor alıp okula geç başladım."
Sapnap ağzı açık şekilde dinlemişti. "Ben... Üzgünüm." sadece bunları diyebildi ve George a sarıldı. "Ne? Üzgün olmana gerek yok ben bunlara alıştım. Ve teşekkür ederim. Normalde birine bunları anlattığımda bana deli derlerdi." Sapnap hemen elini George un omzuna koydu. "Eğer bir kişi dahil sana böyle derse bana söyleyebilirsin. Tamam mı?" George mutlu olmuştu. Okulda kötü insanlar olsa da iyileri de vardı.
"Teşekkür ederim sap..."
Bişey dicem ben tırnaklarımı kestim ve doğru düzgün yazamıyorum aq oto düzeltme bile düzeltemiyo iki kere yazıom bi cümleyi çıldırcam.
Neyse hızlı bölüm atçam dedim gene atamadım aq kafamı SİKİYİM. Neyse sorularınız varsa yazarsınız siz. Bide gene yazım yanlışı varmı diye kontrol etmedim siz benim a1 türkçemi de anlarsınız.
Hadi bb
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boy in a Dream
Novela JuvenilGeorge un kabus görme oranı fazlasıyla yüksekti. Ve bu rüyalarındaki maskeli çocuğun hoşuna gitmişti...