Seokjin gece pek iyi uyuyamıştı. Uykuya daldığında aklında oluşan bir sürü soru onu rahatsız edip kabuslara sürüklüyordu. Kabuslardan uyandığında ise yatağının karşısındaki duvarda asılı olan büyük , çerçevesi işlemeli olan ayna onu ürkütüyordu.
Aynanın çerçevesinin boyası aşınmıştı ve bu yüzden çerçevedeki figürler Seokjin için birer güzel çiçek değil , ona saplanacak kılıçlar gibi geliyordu.
Böyle hissedince hemen küçük bir çocuk gibi yatağının içinde küçülüyor ve bacaklarını kendine çekerek cenin pozisyonunu alıyordu. Yine böyle bir zamanda battaniyenin altındaki Jin korktuğu için hızlanmış kalp atışlarını derin nefesler alarak düzene sokmaya çalışıyor fakat bu onu strese sokuyordu.
Çünkü Jin çocukken aynada yaşayan ve onu kaçırmaya gelecek olan bir cadının olduğuna inanırdı ve bu yüzden çok fazla kabus görür ve uykusuz kaldığı içinde çok kez bayılırdı. Jin artık bu cadı saçmalığına inanmıyordu ama yine de çocukluk travmasının kırıntılarını taşıyordu.
Seokjin aldığı ani bir kararla yatağından kalkmış ve hızlı adımlarla odasının kapısının önüne gelmişti. Sesli bir nefes vererek yatağının yanına geri dönmüş ve pembe terliklerini giymiş ardından koşarak odadan çıkmıştı. Koridordaki saate baktığında çoğu kişinin uyanmasına yaklaşık bir saat olduğunu görmüştü. Saat 06.18di. Misafirlerin kalkmasına az zaman kaldığını görerek rahatlamıştı Seokjin. Korkusunu unutmuş ve gülümsemeye başlamıştı. Güzel gülümsemesi sayesinde pembe dudakları kıvrılırken yürümeye başlamış ve içerisinde şu anda hizmetlilerin kahvaltı hazırladığı büyük mutfağın kapısının önüne gelmişti. Kapıyı üç kere tıklatmış ve ardından bir adım geri çekilip usulca kapının açılmasını beklemişti. Kapı açıldığında karşısında onunla aynı yaşlarda olan fakat herkesin saygıdan abla diyerek hitap ettiği Bayan Mary vardı. Bayan Mary Jin farketmeden yüz ifadesini değiştirerek gülümsemiş ve unlu ellerini önlüğüne silmişti. İçerideki hizmetlilerden birine hamuru yoğurmaya devam etmesini söyleyerek ellerini çırpmış ve Seokjin'e dönmüştü.
Bayan Mary ⁚ Bir şey mi oldu Seokjin ?
Seokjin ⁚ Pek iyi uyuyamadım Mary Abla. Ayrıca karnım kazınmaya başlamıştı.
Bayan Mary ⁚ Hmm peki ben bunun için ne yapabilirim ? Senin için sakinleştirici bir çay hazırlamamı ister misin ?
Seokjin bu çay fikrini ilgi çekici bulmuş fakat zaten sabah olduğunu ve gününü enerjik geçirmek istediğini düşünmüştü. Eğer o çaylardan içerse bütün gün sarhoş biri gibi gezeceğini biliyordu. Bunları düşünürken Bayan Mary'nin yüzüne bakmış ve bir çocuk gibi sallanarak konuşmaya başlamıştı.
Seokjin ⁚ Bana bugün kahvaltıda ne olduğunu söylersen belki uykusuzluğum geçebilir
Bayan Mary onun bu çocuksu hallerine kıkırdamış ve onu birazcık sinir etmek için kendi kollarını göğsünde bağlayıp sağ ayağını sol ayağının önüne alarak Seokjin'e dik dik bakmaya başlamıştı. Seokjin bu bakışları kendi üzerinde hissetmeye başladığı anda bu pozun ne anlama geldiğini hatırlamaya çalışmıştı. Hatırladığı zaman o da aynı pozu almış ve istemsizce dudaklarını büzmüştü. Şu an aklı sıra Bayan Mary ve Seokjin bir güç savaşı içindeydiler. En korkutucu olan kazanırdı. Bayan Mary Seokjin'in ne yaptığını anlamıştı. Kendini tutamayıp gülmeye başladığında Jin de onunla birlikte gülmeye başlamıştı. İkisi gülerken mutfak kapısından gelen tık tık sesleri sayesinde uyarılmışlardı. Jin bunu yapan kesinlikle Bayan Allois olmalı diye düşünmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙸𝚗𝚟𝚒𝚝é 𝙳𝚞 𝙲𝚒𝚎𝚕 ¦Taejin ¦
FanfictionHeaven Malikanesi size mutluluğu sunacak. Bu mutluluğu elde etmek için sadece şartları kabul etmelisiniz. Bu malikane misafirlerine çok iyi bakıyordu. Misafirler asla hasta olmaz veya üzülmezdi. Hepsi şen bir şekilde yaşarlardı. Aralarında Seokjin...