Seokjin sürekli ‟anne″ diyerek ağlıyor ve sızlanıyordu. Ağlayışları dinmiyordu ve sesi kısılmaya başlamıştı. Seokjin korkmuştu , çok korkmuştu. Denizin kan kırmızısı olması ve annesini görmesi. Üzerindeki gecelikten biri korkuyordu şu an. Seokjin'in ağlayışı dinerken , gözyaşları azalırken bir acı baş göstermişti. Seokjin'in ayağında bir yara oluşmuştu. Seokjin elini ayağına doğru yaklaştırmış ve yaranın üzerine bastırmıştı. Elini yaranın üstüne bastırdığında vücuduna yükselen acı ile bir çığlık atmıştı. Yarasına bastırdığı için yarasının yanlarından kanlar akarken Seokjin bu acıya daha fazla katlanmak istemediği için elini yaradan çekmiş ve bir elini arkasına koymuştu. Diğer elini de önüne koyarak onlardan destek almış ve zorlukla ayağa kalkmıştı. Sağ ayağını yere basmaya çalıştığında acıdığı için yeniden çığlık atacakken başını eğmiş ve kendini sıkarken dudağını ısırarak kendisini engellemişti. Seokjin tek ayağını kullarak biraz ilerlemeye çalışmıştı. Fakat bu çaba nafileydi , sadece 6 adım atabilmişti ve çoktan enerjisi tükenmişti.
Seokjin bu işin böyle olmayacağını anlayarak yere çökmüştü. geceliğinin ucunu bağlamış ve uzunluğunu kısaltmıştı. Sağ ayağını dizi yerde olacak şekilde kaldırmış ve ellerini omuz hizasında önüne koymuştu. İlk önce bir eli ile bacağını daha sonra yine bir eli ve bir bacağını hareket ettirerek ilerlemeye başlamıştı. Bu yürümekten ne daha az ne de daha çok yorucuydu fakat yine yoruluyordu.
Seokjin 1 saattir aynı hareketleri yaparak emekliyordu. Çok canı yanıyordu ve çok yorulmuştu. Artık başı eğik bir şekilde hareket ediyordu çünkü malikanenin merdivenlerinin uzakta olduğunu gördükçe umudunu kaybediyor ve enerjisini yitiriyordu. Seokjin emeklerken elinin altına değen tahta parçası onun irkilmesine sebep olmuş ve böylece kafasını kaldırmıştı. Seokjin kafasını kaldırdığında merdivenlerin önünde olduğunu görmüştü. Bunu görmesiyle ellerini ve bacaklarını hızlandırarak merdivenin hemen önüne gelmişti. Bir elini kumlu yerden çekerek merdivenin korkuluğunu tutmuş ve kendini çekerek ayağa kalkmıştı. Sol ayağını ilk basamağa koymuş ve diğer elini de merdivenin korkuluğuna koyarak ilerlemeye , basamakları yavaş yavaş çıkmaya başlamıştı. Seokjin merdivenleri çıktıktan sonra geceliğinin bağladığı ucunu çözmüş ve normal bir şekilde durmasını sağlamıştı. Seokjin geceliğinin buruşmuş olduğunu fark ettiğinde üzülmüş ve somurtmuştu. Buraya gelene kadar sağ ayağını havaya tuttuğu için ayağı uyuşmuştu. Bunun tek iyi yanı acıyı azaltmasıydı. Jin büyük kapını açık olmasından yararlanarak çaba sarf etmeden içeri girmişti. Jin yürürken geceliğinden yere su damlıyordu. Seokjin çok mimiksiz ve çok soğuk bir hava estirerek yürüyordu. Tek istediği odasına ulaşmaktı.
Seokjin yürürken etraf çok sessiz olmasına rağmen başkalarının adım seslerini duymamıştı. Bir anda yanında beliren Bayan Mary ve Bayan Ellie onun bu haline şaşırmıştı. Onlar Seokjin'i dikkat ve endişe ile süzerken Bayan Mary konuşmaya başlamıştı.
Bayan Mary ⁚ Seokjin , ne oldu sana ? Bu halin ne ?
Seokjin onları ancak Bayan Mary konuştuğunda fark etmişti. Onlardan tarafa dönerek derin bir nefes almıştı. Bayan Mary Jin'in gözlerine baktığında haline tezat bir şekilde canlılıkla parlayan gözlerine baktığında iki şey görmüştü. İntikam ve güç. Bayan Mary bu gözlerden ve bu gözlerin sahibinin yapacaklarından korkmuştu. Seokjin konuşmaya başlamıştı.
Seokjin ⁚Bayan Mary sadece hava almaya çıkmıştım ve denizin cazibesine dayanamadım. Bu yüzden denize girdim. Kendimi kaptırmışım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙸𝚗𝚟𝚒𝚝é 𝙳𝚞 𝙲𝚒𝚎𝚕 ¦Taejin ¦
FanfictionHeaven Malikanesi size mutluluğu sunacak. Bu mutluluğu elde etmek için sadece şartları kabul etmelisiniz. Bu malikane misafirlerine çok iyi bakıyordu. Misafirler asla hasta olmaz veya üzülmezdi. Hepsi şen bir şekilde yaşarlardı. Aralarında Seokjin...