Baş başa yedikleri akşam yemeğinden sonra Seokjin kral ile biraz daha sohbet etmiş ve ardından oradan ayrılmıştı. Kralla ülkenin savaş politikasından , kitaplardan ve botanik bahçelerinden bahsetmişlerdi. Tabii ki bu konuların dışında birbirlerine çeşitli iltifatlar etmeyi de unutmamışlardı.
Seokjin odasına doğru ilerlerken çok mutluydu. Aptal aşıklar gibi sırıtıyordu. Hareme geldiğinde odasına gitmek için ortak yatak odasından geçmeliydi. Kapı açıldığında ortak odaya adımlamıştı. İçeri girdiğinde herkes ona bakmıştı. Bu sabah yaşanan gerginliğin ve 5. Eş Krillanın sinirli bir şekilde hareme gelmesinden sonra olanların yeni gelen cariyeyle ilgili olduğunu düşünüyorlardı. E Haksız da sayılmazlardı. Seokjin herkesin ona bakmasının nedenini az çok tahmin edebiliyordu. Cariyelerin gözünde kötü görünmek istemiyordu. Bu yüzden onlara oldukça iyi davranmaya karar vermişti. Durmuş ve gülümsemiş ardından konuşmaya başlamıştı.
Seokjin : İyi akşamlar umarım hepiniz güzel bir uyku uyursunuz.
Onun sözlerine karşın cariyelerden birkaçı ‟sana da ‟ gibi cevaplar vermişti. Seokjin tekrardan gülümseyerek yürümeye devam etmiş ve odasına çıkmıştı. Odasına geldiğinde derin bir nefes almış ve kapıya yaslanmıştı. Birazcık soluklanmış ve aynasının önüne geçmişti. Kendisine bakıyor ve dikkatle inceliyordu. Kralın sözleri onu etkilemişti ve kendisine yapılan iltifatlar onu mutlu etmişti. Kralın söylediğine göre kendisine hayran kalmıştı.
Seokjin : O kadar mı güzel buldunuz beni ?
Diye fısıldadı. Kendi sözleriyle dikkati dağıldığı için kendisini incelemeyi bırakmış ve üstündeki elbiseyi çıkartmıştı. Sonra da sabahtan beridir onu sıkıp duran korseden kurtulmuş ve korseden kurtulmanın verdiği rahatlıkla iç çekmişti. Korsesini çekmeceye , elbisesini de diğer kıyafetlerinin yanına koymuştu. Esnemesiyle birlikte eli ile ağzının kapatmış ve yatağına doğru ilerlemeye başlamıştı. Geceliğini giymek istemediği için direkt olarak kendini yatağa bırakmış ve pikeyi kendine çekerek gözlerini kapatmıştı. Çok geçmeden uykuya dalarken aklında tek bir şey vardı. Yemyeşil gözler...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Kral Taehyung , Seokjin yemek odasından çıktıktan sonra o da çıkmış ve odasına doğru ilerlemeye başlamıştı. Odasına ilerlerken Arnold'a Komutan Min odama gelsin demişti. Arnold aldığı emirle hemen kralın yanından ayrılmış ve Komutan Mini çağırmak için askeriyeye doğru gitmişti. Kral Taehyung yatak odasına değil çalışma odasına girmiş ve ceketini çıkartmıştı. Ceketini küçük sehpanın üzerine bırakıp sandalyesine oturmuştu.
Önündeki haritaya bakıp üstündeki küçük taşlara bakmıştı. Kırmızı renkli taşlar Cecilion askerlerini ve kahverengi taşlar düşman askerlerini temsil ediyordu. Cecilion ülkesi yakında Uzak Doğunun denize kıyı yerlerine hakim olan Markades ülkesiyle savaşa girecekti. Kral Taehyung Uzak Doğunun kıyı şeritlerini ele geçirdikten sonra tüm Asya kıtasına hakim olmuş olacaktı. Fakat bu iş kolay değildi. Markades ülkesinin bir sürü müttefiki vardı ve bu onları zora sokuyordu. Müttefiklerin hepsi Ceciliondan nefret ederdi. Çünkü Kral Taehyung babası öldükten sonra onlarla olan tüm anlaşmaları bozmuştu. Bu anlaşmalar babasının korkaklığı yüzünden yapılmıştı ve halk ile ülkeyi zora düşürüyordu.
Kral kapının çalınmasıyla gözlerini haritadan ayırmış ve gir demişti. Odaya giren Komutan Min başı ile selam vermiş ve konuşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙸𝚗𝚟𝚒𝚝é 𝙳𝚞 𝙲𝚒𝚎𝚕 ¦Taejin ¦
FanficHeaven Malikanesi size mutluluğu sunacak. Bu mutluluğu elde etmek için sadece şartları kabul etmelisiniz. Bu malikane misafirlerine çok iyi bakıyordu. Misafirler asla hasta olmaz veya üzülmezdi. Hepsi şen bir şekilde yaşarlardı. Aralarında Seokjin...