👣 Medya Kerem Alaca 👣
Şuanda yemek odasında yemek yememiz gerekirken masada kimse yemeğine dokunmuyordu. Gergin bir ortamdı. Tabii ki de ben gayet rahattım ama diğerleri için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Ben masada baş köşede oturan Kerem beyin hemen sağında oturuyordum. Karşımda İpek hanım vardı. Diğer baş köşede ise sanırım en büyükleri olan Pamir oturuyordu. Masada çorbalar servis edilmişti ama kimse dokunmamıştı. Çoğu bakışın üzerimde olduğunu hissediyordum ama ben boş bakışlarımı tabağıma gönderme taraftarıydım. Sadece iki kişi bana kötü kötü bakmıyordu. Onlarda isimlerini öğrendiğim kadarıyla sanırım Altay ve Barlastı. İkiside benden büyüktü. Bana birazcıkta olsun anlayışla bakıyorlardı.
- Salonda söylediklerimi pek dikkate almadınız sanırım.
Bunları söyleyen salonda anne ve babasını gitmekle tehdit eden Esilaydı. Kendisi tek ablam oluyordu. Ciddi ciddi babasına bakıyordu. Tuhaf, gereksiz bir ön yargıları vardı ama bunu tahmin ediyordum zaten. İstenmeyeceğim başından beri belliydi. Kerem bey çok gerilmiş gibi duruyordu. Belliki öz evlatlarıyla kavgalı olmayı hiç istemiyordu. Tam lafa girecektiki söze ondan önce ben girdim.
- Neden rahatsız oluyorsunuz?
Bütün bakışlar bu sefer tamamiyle bana döndüğünde bende bakışlarımı tabağımdan çekip yavaşça Esilaya çevirdim. Bana çatık kaşlarıyla bakıyordu.
- Ne demek neden rahatsız oluyorsunuz?
- Burada oluşumdan bariz bir şekilde rahatsız oluyorsunuz. Merak ediyorum. Neden?
Histerik bir şekilde güldü ve tek kaşını havaya kaldırdı.
- Birde soruyor musun ? Ailemizin huzurunu kaçıracaksın bu belli. Derin ne haltlar yedi bilmiyorum ama belli ki daha hiç tanımadığın insanların yanında yaşamaya gelmene seni ikna edebilmiş. Söylesene ne kadar para verdi?
Kerem bey elini masaya vurdu. Hafif irkilmiş olabilirim.
- Esila! Kimse kimseyi ikna etmedi. Saçmalama ve yemeğini ye.
Küçük olan çocuklardan biri lafa girdi.
- Ne yani? Sırf bu kız için ablamla yine kavga mı edeceksiniz? Bize yine bunları yaşatmalarına izin mi vereceksin baba?
Kerem bey bu sefer küçük oğluna döndü. Miraç çatık kaşlarıyla babasına bakıyordu. Biri bu çocuğa sert bakamadığını söylemeliydi. Kerem bey tam lafa girecekti ki yine önce ben konuştum .
- Rahatsız olma nedeninizi anlayabilmiş değilim. Buraya gelmeye beni ikna eden kişi Derin değildi. Bizzat Kerem bey tarafından ikna edildim . Rahatsız olmanızı gerektirecek bir harekette bulundum mu?
Gayet kibar ve sakin konuşuyordum. Şaşırmış gibiydiler. Kimse konuşmazken sözlerime devam ettim.
- Rahatsız olduğunuz ya da hoşunuza gitmeyen bir hareketim olmadığına göre neden ön yargılı davranarak gitmemi istiyorsunuz? Benim paraya ihtiyacım yok. Olsaydı da gelip sizden istemezdim zaten. Gerekli olmadığı sürece konuşmadan sizinle empati kurarak üzerinize gitmemeye çalışıyorum. Neler yaşadığınızı bilmiyorum ancak iyi şeyler yaşamadığınız belli. Kızlardan nefret ediyorsunuz diyeceğim ama bu evde iki kız çocuğu daha var. Her insanın aynı olmadığını kanıtlayacak örnekler varken neden bu kadar agresif davranıyorsunuz? Size karşı en ufak bir hatam olursa bana bunu bildirin ki düzelteyim. Diğer kızla aranızda geçen husumetleri benim üzerimden bulmazsanız sevinirim. Çünkü gerçekten hoşnutsuz bir ortam yaratıyor gereksiz ön yargınız. Beni de o kız gibi görüyorsanız ve bu yüzden böyle davranıyorsanız sadece düşünmenizi öneriyorum. Diğer kız kardeşlerinizde aynı Derin gibi mi davranıyordu? Kız arkadaşlarınız hiç olmadı mı? Herkes aynı mı? Her kız aynı mı? Derin gibi birisi olsaydım inanın bunu buraya ilk geldiğim anda fark edip davranışlarımdan kibir aktığını görürsünüz ama benim herhangi bir böyle davranışımı görmediğinize eminim. Gereksiz ön yargınız kaldırıp benim gibi empati kurmayı deneyin. Çünkü bütün düzenini geride bırakarak kendi öz ailesiyle 20 yıl sonra tanışmaya gelen kişi benim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ HAYAT
Fiction généraleYoruldum. Yazarın ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyordum. - Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana. Bakışlarımın ruhumun yansıması olarak acı doluydu. Vücudum kaldıramıyordu. Bakışlarımla adeta yardım dil...