Şuanda salonda oturmuş sessizliği kimin bozacağını düşünüyordum. Eve geldikten sonra yemek yemiştik ve Melisa o sırada neler yaptığını tüm aileye anlatmıştı. Hepside onu büyük bir tebessümle dinlemişti. Yemek sonunda Kerem bey ona verdiğim sözü ne zaman tutacağımı söylemişti. Bende şimdi demiştim ve... İşte buradayız. Aklıma gelen fikirle koltukta rahat bir pozisyona geçtim. Yani bağdaş kurup hafif öne eğildim.
Üzerimde kiremit rengi bir eşofman takımı vardı. Ayağımda ise aynı renkte beyaz tabanlı spor ayakkabılarım.
- Hadi doğruluk mu cesaret mi oynayalım. Ama farklı tarzda.
Kerem bey anlamamış gözüküyordu. Yerinde dikleşti.
- Nasıl yani?
- Şimdi siz demiyormuydunuz birbirimizi tanıyıp kaynaşalım diye? Şimdi de bunu yapacağız. Ben içinizden birine sorucam doğruluk mu cesaret mi diye. O da verdiği cevaba göre ya sorduğum soruya doğru ve dürüstçe cevap verecek ya da istediğim şeyi yapacak. Sırasıyla bir ben birde benim seçtiğim kişi yapacak.
Bence güzel fikirdi. Anlaşıp kaynaşırdık işte. Kerem bey de bu fikri sevmiş olacak ki başıyla heyecanla onayladı.
- Tamam o zaman ilk kurbağnımı seçiyorum.
Diyerek bakışlarımı salonda gezdirdim.
-İpek hanım.
İpek hanım onun ismini söylediğimde gülümseyerek yerinde doğruldu.
- Hıh söyle kızım dinliyorum.
- Doğruluk mu, cesaret mi?
-Doğruluk.
- Tamam, ozaman söyleyin. Hiç ailenizden birine yalan söylediniz mi, söylediysenizde kime ne söylediniz?
İpek hanımın bu söylediğimle yüzü düşerken dehşetle bana bakıyordu. Salondakiler bu yüz ifadesine gülerken o bana sordu bu sefer.
- Başka bir şey sorsan olmaz mı?
Gülerek başımı onaylamaz anlamda salladım.
- Hayır olmaz .
- Hadi ama anne en fazla ne söylemiş olabilirsin ki?
Bunu söyleyen Barlastı. İpek hanım son bir umut bana yüzünü ekşiterek baktı ama a a. Bende o bakışlar işe yaramazdı. Derin bir nefes verip Barlas'a döndü. Barlas bunu görünce ciddileşti.
- Hadi ama bana söylemiş olamazsın!
- Geçen sene İrem'e senin onu aldattığını söyleyerek ayrılmanızı sağladım. Sonrada sana ayrılmanızla bir ilgim olmadığını söyledim.
- ANNE!
Salondakiler artık kıkırdamıyordu katıla katıla gülüyordu. Tabii ben konuya fransız kalmıştım. Altay anlamadığımı anlamış olacak ki konuşmaya başladı.
- İrem Barlas'ın geçen seneki sevgilisi. Biz onu hiç sevmezdik ama bu gerizekalı gitmiş sevgilisi olmuş bunun. Derinlede çok iyi anlaşıyorlardı. Sürekli kendince bize şakalar yapıyordu ve biz bundan artık çok rahatsız oluyorduk. En son kendiside annemin özel yapım tabaklarından birini kırınca annem evde cinnet geçirmişti.
Hala daha gülüyorlardı.
- En sonunda dayanamamış da ayrılmış sanmıştık ama sanırım ayrılmalarının nedeni belli oldu.
Diyerek kahkaha atmaya devam etti. İpek hanım çekingence Barlas'a bakıyordu. Barlassa tek kaşı havada ona bakıyordu. İpek hanım yavaşça sırnaşmaya başladı Barlas'a. Yanına oturup elleriyle oynamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ HAYAT
Ficção GeralYoruldum. Yazarın ne demek istediğini şimdi daha iyi anlıyordum. - Gerek yok her sözü laf ile beyana. Bir bakış bin söz eder, bakıştan anlayana. Bakışlarımın ruhumun yansıması olarak acı doluydu. Vücudum kaldıramıyordu. Bakışlarımla adeta yardım dil...