İhanet

1

Kız arkasını dönüp gidiyordu. Son bir kez arkasına baktı. Bakışlarında çok şey gizliydi. Kin, intikam, nefret, kıskançlık, öfke. Adımlarını sertçe yere basarak yürümeye başladı tekrar. Sağlam ve emin adımlarla yürüyordu. Bileğinden sert bir tutuş kızı aniden irkiltti. Her gün hayalini kurup düşlediği adam çok yakınında duruyordu. Kokusunu özlemle içine çekti kız. Odunsu kokusu hala aynıydı değişmemişti. Dudakları birbirlerine değecek kadar yakın duruyordu. Bileğindeki el hala gevşememişti. Sımsıkıydı sanki oraya mühürlenmiş gibi.
"Seni üzmek istemedim. Sadece ben.. ben.."
Kız olanca gücüyle ittirdi genç adamı. Bağırıp çağırmak hatta olanca gücüyle tokat atmak istiyordu. Kız ona bakmaya kıyamazken öptüğü kızın kim olduğunu sormak istiyordu. Duygularıyla hareket edemezdi öyle değil mi? Akıllı olmalıydı. Hayatında yanlışa yer yoktu çünkü.
Alaycı bakışlarını genç adamı üzerinde gezdirdi. Kurumuş dudaklarını yaladı ve fısıldadı.
"Umrumda olduğunu mu düşünüyorsun? Hiç bir zaman olmadın ki. Ama tebrikler gerçekten sevgilimmiş rolünü iyi oynadın. Bak ayaktayken alkışlıyorum. Takdire şayan bir başarı seninkisi."
Kız adamın elini sıkmak için elini uzattı. Alaycı bakışlarını üzerinde gezdirdi. Genç adam şaşkındı. Normal kızlar gibi tokat atsın istiyordu. Bağırıp çağırsın öfkelensin toplum içinde onu rezil etsin istiyordu. Kızın duygusuz gözlerine baktı. Adam onu sevdiğine çok pişman olmuştu. Yutkundu bir kaç kez. Az önce birlikte olduğu kızı çağırdı yanına. Ellerini kızın ellerine kenetledi. Belki de hayatı boyunca pişman olacağı cümleyi söyledi.
"Biz evleneceğiz. Seni hiç bir zaman tam anlamıyla sevmedim zaten. Bunu sende anlamış olmalısın. Ha bir de unutmadan söyleyeyim. Düğün davetiyesi göndeririz üzülmene gerek yok"
Adamın sözleri kızın kulağında yankılanıyordu. Böylece bırakıp gidemezdi. Yaptıkları yanına kâr kalamazdı. İhanetinin bir bedeli olmalıydı. İntikamını alıp öyle çıkmalıydı sevdiği adamın hayatından. Bedel ödemeliydi sevdiği. Oldukça ağır bir bedel hem de. Ödemese bile ödetecekti kız. Kimsenin duyamayacağı kadar sessiz bir şekilde fısıldadı.
"Yaptığınız her şeyin ödenmesi gereken bir bedeli vardır. İhanete uğradıysanızda almanız gereken bir intikam mutlaka olacaktır."
Bu kızın kendi sözleriydi. Belki de artık yemini olacaktı kim bilir!?