Ellerimi ritim tuttuğum çantamdan çekip sabırsızca saate baktım. Yarım saattir takside gidiyordum ve taksi şoförü aynadan beni dikizliyordu. Bu durumdan fazlasıyla rahatsızlık duysamda yapabileceğim bir şey yoktu. Bu soğukta yeni bir taksi arayışı içine giremezdim. İyice uykum gelmişti. Ağzım yırtılana kadar esnedim.
"Gelmedik mi abi ya? Yürüyerek gitsem daha az sürerdi. Kaplumbağa gibi araban var."
"Hanımefendi verdiğiniz adres çok ters yönde olduğu için bu kadar uzun sürdü.Zaten şu kavşaktan geçince varmış oluruz."
Cevap vermeden omuz silktim. Yeteri kadar yorgundum ve bir şoförle laf dalaşına girmek şu yorgun halimle isteyebileceğim son şeydi.
Çok geçmeden araba durdu. Çantamdan hızla parayı çıkararak kapıyı açtım. Paranın üstü gelmek üzereydi ki gerekmez anlamında elimi salladım. Açıkçası parayı cüzdanıma koymaya üşenmiştim. Taksinin kapısını hızla çarptıktan sonra eve doğru yürümeye başladım. Daha doğrusu evime. Her ne kadar ben öyle hissetmesemde benim evimdi. Önümde dikilmiş olan devasa villaya baktım. İnsanlar abartmayı seviyordu. Sadece tek kişinin yaşadığı villada bile iki tane olimpik havuz vardı ve ben buraya gelmeden önce yüzme bilmeyen biriydim.
Bu durumdan kesinlikle şikayetçi değildim ancak pek umrumda da değildi.
Hiç bir zaman zengin biri olmayı dilememiştim. Eski evim kenar mahallelerden birinde küçük bir gecekonduydu. Ama mutluydum. Ta ki annemin babamı aldattığını öğrenene kadar...
Bunu öğrendiğimde daha 15 yaşındaydım ve ne yapacağımı bilmiyordum. Çok geçmeden durumu babamda farketti ve dava açıldı. Babamın avukatı fazlasıyla iyiydi ve aldatıldığına dair elinde kanıtlar vardı. Bir de olaya şahitlik eden ben mahkemede durumu ayrıntısıyla anlatmıştım. Tek celsede boşanmışlardı ve babamın yanına verilmiştim. Babamda beni daha önce hiç tanıştırmadığı halama götürmüştü.
Halam hiç itiraz etmeden bana bakmayı kabul etmişti. Hatta sevinmişti bile. Bencede o koca villada tek başına kalması korkutucuydu.
Halamla iyi anlaşıyorduk ya da anlaşmaya çalışıyorduk. Ben dik başlı biriydim ve dediğimi yaptırana kadar uğraşırdım. Halam da tıpkı benim gibiydi. Bu yüzden aramızda küçük çaptada olsa kavgalar çıkabiliyordu.
Öne gelen saçlarımı arkaya attıktan sonra villaya girdim. Halam uyumuş olmalıydı. Ayağımdaki topuklu ayakkabıları elime alarak parmak ucuyla ses çıkarmadan yürümeye başladım. Odamın kapısını açıyordum ki duyduğum sesle irkildim.
"Bu saate kadar neredeydin!"
Arkamı döndüğümde halamın kızgın yüzüyle karşılaştım. Umarsızca saate baktım. Gece 3 olmuştu.
"Arkadaşlarla takıldık biraz. Bir sorun mu var?"
"Biliyorsun annen hala peşinde. Sana bir şey olmasından korkuyorum. Bu kadar geçe kalma bir daha."
Halamın elleri titrekçe dağılmış olan saçlarıma gitti. Yavaşça saçlarımı okşadıktan sonra derin bir nefes verdi. Ardından hiç bir şey söylemeden yukarıdaki odasına çıktı.
Daha fazla bir şeyleri düşünecek halde değildim. Çok yorgundum. Yatıp dinlenmem gerekiyordu. Çantamı yatağa fırlattıktan sonra üstümdeki elbiseye iğrenerek baktım. Dudaklarımda alaycı bir gülümseme oluştu. Masanın üzerindeki kalemlikten makası aldım. Yavaşça elbisenin uçlarından kesmeye başladım. Kestikçe daha da sinirleniyordum. Makası yere atıp elbiseyi tamamen parçaladım. Yatağımı yumrukladıktan sonra hıçkırarak ağlamaya başladım. Bunların hiç birini haketmiyordum. Gerçek aşkı bulduğumu sanmıştım. Her şey o kadar güzel gidiyordu ki. Hatta bu akşam bir evlenme teklifi alacağımı sanıyordum. Gece boyu o alçak adamla ilgili gelecek hayalleri kurmuştum. Burnumu çektim. Yere oturarak ağlamama devam ettim. Gözlerimin yandığını hissedene kadar ağladım. Boy aynamda kendime baktığımda yabancı bir kız vardı. Elbisesi lime lime olmuş,makyajı boynuna kadar akmış, gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuş , saçları dağılmış perişan bir kız.
"O beni haketmiyor" diye fısıldadım çatlayan sesimle. "Bunun intikamı çok ağır olacak. Benle sevgili olduğuna pişman olacaksın."
Banyoya gidip elimi yüzümü yıkayıp aan makyajımı temizledikten sonra üstümdeki parçalanmış elbiseyi çıkarıp bol bir eşofman ve salaş bir tişört giydim. Ağlamaktan kızarmış gözlerim için maalesef yapabileceğim pek bir şey yoktu. Muhtemelen sabaha kadar şişmiş olurlardı. Masama oturup boş bir kağıt çıkarttım. Yüzümü avuçlarımın içine alıp düşünmeye başladım. Hayattan beklentilerimi düşündüm. Yapmak istediklerim, başaramadığım şeyler, bana acı çektiren insanlar, son olarakta başka bir kızla evleneceğini söyleyen sevgilim.
Hepsini kağıda geçirmeye başladım. Uzun bir liste oluşmuştu önümde. En son olarak temiz bir kağıt aldım ve yapılması gerekenleri yazdım. Tabiiki terkedilmek ve aldatılmak bunların başını çekiyordu.
Yarın yapmam gereken çok iş vardı ve güneş doğuyordu.
Esneyerek yatağıma yattıktan sonra ağlamış olmanın verdiği bitkinlikle uykuya daldım.
Bölüm pek içime sinmemiş olsa da yayımladım. Umarım beğenirsiniz. Bir sonraki bölüm heyecan dolu olacak :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet
Teen FictionKız gördüğü manzara karşısında bir iki adım geriledi. Yumruklarını sinirinden olanca gücüyle sıktı. Tırnaklarının avuç içlerini kestiğini hissedene kadar sıkmaya devam etti. Hem ruhu hem bedeni sanki alev almış gibi yanıyordu. Kızın beline kadar uz...