6

636 20 0
                                    

Bakalım küçük sürtüğümüzün sınıfı neredeydi?
Yanımda duran aptal çocuğu dürterek bana bakmasını sağladım.  İnek görüntüsüne rağmen o da dersten sıkılmış gözüküyordu. Ne var diye soran gözlerle bakıyordu. Kolundan çekiştirip cam tarafına bakmasını sağladım.
" Tam karşıdaki basket potasını görüyor musun? Onun altındaki çifti farketmişsindir. "
Tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda dediklerimi anlamış gibiydi.
" O bankta oturan kızı tanıyor musun? "
Sorarken yumruklarımı sıktığımı farketmedim bile. Nefretim olanca gücüyle gün yüzüne çıkmıştı.
Kafasını kaşıyarak düşünür gibi yaptıktan sonra cevabı vermeden önce biraz yutkundu.
"  Tanıyorum ama eğer ona bulaşacaksan hiç ama hiç tavsiye etmem. "
" O nedenmiş? "
Ayberk sıkıntıyla başını salladı.  Derin bir nefes verdikten sonra gözlerini o sürtüğe dikerek cevap verdi.
" Okulun en belalı kızına gerçekten bulaşacak kadar aklını mı yedin? Yoksa cidden salak mısın? Ona bulaştığın anda tüm hayatın adeta zindana döner bunu unutma. "
Alaycı bir şekilde gülümseyip omuz silktim.
"  Merak etme senin kadar süt çocuğu değilim. "
Bu dediğime alınmış olmalı ki bakışlarını ders anlatan öğretmene çevirip dikkatle not almaya başladı. Sıkıntıyla iç geçirdim. Okulda adeta zaman durmuş gibiydi. Lanet dersin bitmesine daha 15 dakika zaman vardı. Saatlerdir açmamış olduğum defterin kapağını aralayıp vakit geçirmek adına anlamsız şekiller çizmeye başladım. Bu çizim işine kendimi bayağı kaptırmış olmalıyım ki Ayberk'in kolumu dürtmesiyle irkildim. Bu dürtme işine iyi alışmıştı.
"Teneffüse çıkıyorum gelmek istersen gelebilirsin. "
Anlaşılan bana karşı hala tripliydi. Alıngan insanlardan hiç hoşlanmazdım ve sıra arkadaşım alınganın önde gideniydi. En azından şu sürtük kız hakkında bilgi edinebilirdim. Defterin kapağını kapatıp sandalyemi ittirdim.
" Hadi gidelim. "
Okulun kantinine varıncaya kadar tek kelime etmemiştik. Kantin oldukça gürültülüydü. Masalarda oturup kahkaha atanlar, sevgilisiyle birlikte kahve içenler, teneffüste bile ders çalışanlar.. Anlaşılan her türlü insan mevcuttu. Ayberk çay alıp masaya oturduğunda ben hala etrafı incelemeye devam ediyordum. Sessizliği bozan o olmuştu.
"Eğer hala öğrenmek istiyorsan bildiklerimi sana anlatabilirim. "
Meraklı bakışlarımı gözlerine sabitleyip" Hadi bir an önce anlat. Seni bu kadar korkutabildiğine göre oldukça iddialı bir geçmişi olmalı. "
Onca gürültünün içinde yine de fısıltıyla konuşmaya başladı.
" Bu okula iki sene önce nakil olarak geldi. Önceki okulunda baş edemedikleri için buraya yollamışlar. Kaç tane kız bunun yüzünden okulu terketti. Yönetimde yaptıklarına ses çıkarmıyor ama yeni bir vukuatı olursa da onu okuldan atmaktan çekinmeyecektir. "
Boğazımı temizledim." Şu vukuatlardan bahsetsene biraz. "
Endişeyle etrafına göz gezdirdi.
" Okula ilk geldiğinde herkes tarafından dışlandı. Bir kaç ay geçmeden en popüler kız grubunda yerini aldı. Onları çıktıkları çocuklarla ilgili tehdit etmiş. Çok geçmeden kızlardan biri gruptan ayrıldı. Ertesi gün kızın arabası okulun önünde yandı. Kimin yaptığı da bulunamadı. Mesela bir erkekle sınıfta kavga etmişti. Çok geçmeden çocuğun sevgilisi ondan ayrıldı. Hocalarla da arası çok iyi. Bu yüzden derslerden yüksek not alıyor. Kimse şikayet etmeye cesaret edemiyor. "
Kafamı salladım. Psikopat bir kıza benzese de okulda yaptıkları beni ilgilendirmiyordu.
" Şimdi çıktığı çocuk kim peki? "
" O da 12.sınıflardan. Oldukça zengin biri. Okulda pek popüler olduğu söylenemez ama çocuğun soyadı yetiyor. "
Anlaşılan salak her yerde salaktı. Burada da popüler değildi. Sırf parası için milyonlarca kız onunla çıkmış olmalıydı.
" Kızın sınıfı nerede şubesini biliyor musun? "
"11-B"
Hızla kol saatime bakıp yerimden fırladım. Zil bir dakika somra çalacaktı. Gidip sınıfı bulmalıydım. Okulun ikinci katına çıktıktan sonra boş duran sınıflardan birinin içine girdim. İçerisi karanlık olduğu için gözükmüyordum. Zilin kuvvetli sesiyle öğrenciler yavaş yavaş koridorlarda belirmeye başlamıştı. O platin sarısı saçları nerede görsem tanırdım. Aptal çakma sarışın. Sınıftan fırlayıp kolundan var gücümle karanlık sınıfa sürükledim. Ardından bir klik sesi duyuldu. Bu sürtükle başbaşa kalmak hoşuma gitmemişti ama sarfedeceğim kelimeleri başka türlü o aptal beynine sokamazdı. Kapının anahtarını belime sıkıştırdıktan sonra tutmuş olduğum bileği serbest bıraktım. Sınıf hala karanlıktı ve benim yüzümü göremiyordu.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" diye cırladı.
"Şşş sakin ol senin bu tavırların bana sökmez. Ayağını denk al sessiz ol ve beni dinle. Yoksa bu sınıftan tek parça çıkamazsın. "
İğrenç kahkahası boş sınıfta yankılandı." Sen kendini ne zannediyorsun? Söyle bakalım sana ne yaptım da bu kadar KOYDU? "
Sinir bütün hücrelerimi esir almış gibiydi. Anlaşılan insanca konuşamayacaktım. Gömleğimin cebindeki küçük bıçağı çıkardım. Az önce bırakmış olduğu bileğini tutup kızı kendime doğru çektim. Karanlık olduğu için nerede olduğumu kestiremiyordu.
"Bırak bileğimi gerizekalı. "
Bıçakla bileğine ufak bir çizik atarken oldukça debelenmişti. Elimin üstüne ıslak bir damla düştü. Sanırım ağlıyor olmalıydı. Amacıma az da olsa ulaşmıştım. En azından şimdilik.
" Aramızdaki farkı anladığını varsayıyorum. Laf dalaşına girmem icraata dökerim. Yaptığım her şeyi hemde. Kim olduğumu merak ediyorsun biliyorum. Merakın uzun sürmeyecek. Ama bu yaptıklarımda. Kötü kız imajın burada son buluyor. Sen cici kız olarak devam et. Kötü kız olacaksanda benden sana tavsiye : Güçlü kızlar ağlamaz. "

İhanetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin