Gemiye sağ salim dönmeyi başarmıştık.
-Bu gezegenden defolup gitmeliyiz. O şeyler bizi parçalayıp yok eder!
+Kimse hiçbir yere gitmiyor. Ellen'i bulmadan bu gezegenden çıkışımız olmayacak.
Ben ve Kaptanın kavgasını uzaktan izliyordum. Benim duymadığımı sanıyorlardı.
En sonunda yanlarına gittim;
-Kaptan, benim için mürettebatını tehlikeye atmana gerek yok. Ben Sevastopol'de 13 gün hayatta kaldım. Bunu da baş...
Kaptan sinirli bir şekilde sözümü kesti;
-Ripley! Weyland - Yutani kurallarını sende biliyorsun. Eğer bir gezegende yardım çağrısı veya benzeri birşey duyulursa, incelenecek. Geride kimse bırakılmayacak. Unuttun mu?
Başımı evet anlamında salladım.
Ben heyecanlı bir şekilde konuştu;
-Kaptan acele et! Şuna bir bak!
Beraber Ben'in radar ekranına baktık.
İçimde bir ürperti hissettim. Sayıları 20'yi aşan ve ne olduğunu bilmediğimiz şeyler gemiye doğru yaklaşıyordu.
-Çabuk toplanın! Alabildiğinizce çok silah alıp yanıma gelin!
Elimize gelen herşeyi topladık.
-Kaptan. Bu şeyler yavaş geliyor. Sanki gizleniyorlar. Zeki yaratıklar olsa gerek.
dedi Matt.
Kaptan, Matt ve ben gemiden çıktık.
O sırada çimlerin arasından biri birden çıktı ve silahını bize doğrultarak;
-Weylan - Yutani emirleri altında bu gezegene girmek yasaktır. Siz kimsiniz? Nereden geliyorsunuz? Yaptığınız büyük bir hata. Hemen geri dönün.
Konuşan adamın ardından diğer askerler de saklanma yerlerinden çıkıp yanımıza geldiler.
Kaptan;
-Esas siz kimsiniz? Bir grup oyun oynayan genç? veya topunu uzaya kaçırmış çocuklar?
Kaptanın bu sözüne tuhaf bir şekilde baktım. Evet, askerler gençlerdi ama o kadar da değil. Hepsi de 20 - 30 yaşlarındaydı.
-Hayır Sayın...
+Adım Kaptan Parker. Harran Ticari Yıldızgemisi'nin kaptanıyım.
-Pekala Sayın Kaptan Parker. Biz Koloni Askerleri'yiz. LV-167'de WY tarafından özel
bir görev için burdayız. Ben Yüzbaşı O'neill.+Nedir bu çok özel göreviniz, eğer sormamın bir sakıncası yoksa?
-Predatör adını verdiğimiz başka bir ırk bu gezegende. Xenomorph'ları kendilerine köle yapıyorlar. Hatta 6 saat önce bir Xeno-Predator gördük...
+O nedir?
-Predatörler amacına ulaşmışlar. Kendi ırkını onların genetikleriyle birleştirmişler. Xeno-Predator de bu.
Askerler ve Kaptan konuşurken gözüm birine takılmıştı. Sevastopol'de karşılaştığım birine benziyordu.
Arkamızdan koşarak gelen Ben'i son anda farkettim.
-Kaptan! Üzerimize büyük bir sürü geliyor! Bu sefer askerler değil!
Yüzbaşı O'neill'in yüz hali birden değişti.
+Xenomorph sürüsünü Batı Kıyısına giderken görmüştük. Geliyorlar. Herkes hazır olsun! Siz gemiye gidin.
Kaptan bağırarak;
-Evet, gemiye gidip daha iyi silahlar alalım.
Beklediğim an geldi. Xenomorph kıçı tekmeleme vakti!Ben ve Matt, Kaptan'a bakarak güldüler.
Sanırım bir Drone Xenomorph sürüsünden korkan tek kişi bendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alien: Yeni Dünya
Science FictionSon nefes. Gidebileceğim mesafe ne kadar bilmiyorum. Yardım mesajımı alan var mı, onu da bilmiyorum. Pes edersem, kızıma, Amanda'ya verdiğim sözü tutamayacağım. Yapmalıyım. Onların Kraliçesi ölürse, kendilerini yönetemeyip yok olurlar. Tıpkı bağımsı...