Çevirmen Notu:
medya... <33
─
Geriye dönüş, konuşmalarından çok daha az olaylı. Jiang Cheng patikalardaki yollarını biliyor ve Xiao Zhan'ın, Yunmeng Jiang Sekt Lideri'nin Bulut Kovuğu'nu nasıl bu kadar iyi bildiğini merak etmesine yol açıyor, fakat bunu bilmesine gerek olmadığı bir ayrıntı olarak düşünüyor. Yolculukları; Jiang Cheng'in durdurulduğu, oturma düzenlemeleri ya da başka bir şey hakkında fikrini soran telaşlı hizmetkârlar tarafından yaklaşıldığı zamanlarla gecikiyor.
Jingshi'ye vardıklarında, güneş gökyüzünde batmaya başlayarak bulutları turuncu ve pembeye boyuyor. Bambu Köşkü'nün kapıları her zamanki gibi sakin ve Xiao Zhan, Wei Wuxian'ın sesini dışarıdan bile duyabiliyor. Sözleri boğuk ve sessiz bir konuşma partnerine bir şey hakkında atıp tutuyormuş gibi geliyor.
Xiao Zhan, Jiang Cheng'in peşinden gelmediğini fark ettiğinde çoktan ilerlemeye başlamıştı. Sekt liderinin kapıların dışında durduğunu, yüzünde sıkıntılı bir ifadeyle yazılı olan yere* baktığını görüyor. Bu mümkünse eğer, daha da gergin görünüyor.
ÇN: Üzerinde Bambu Köşkü yazılı tabelaya bakıyor.
Dürüst olmak gerekirse Xiao Zhan, Jiang Cheng'i Jingshi'ye götürmekten fazlasını düşünmedi ve yine de bu işlere karışması gerektiğinden emin değil. Birdenbire Xiao Zhan kendini ikinci kez varsaymaktan, onu her zaman Yibo'nun dairesindeki o geceye geri götüren saplantılı düşüncelerinin döngüsünden, kapısının önünde durup o koridorda yürürken, Yibo'yu kollarına aldıktan sonra bile, ya olursa, ya olursa, ya olursa ne olur, diye merak ediyor oluşundan bıktı. Bundan bıktı.
Bu yüzden kapının önünden geçiyor, merdivenlerden yukarı çıkarak kapıyı çalıyor. Açılıyor.
Wei Wuxian açık ve etkileyici bir yüze sahip. Xiao Zhan şaşkınlığı, şüphe kıvılcımı, ve ardından parlak sırıtışı görüyor.
"Xiao Zhan!" Wei Wuxian haykırıyor. Yorgun görünüyor. Henüz Jiang Cheng'i fark etmedi. "Eee, bu gece Yibo ile yemek yemen gerekmiyor muydu? Seni unutmadık, değil mi?"
"Hayır, yapmadınız." Xiao Zhan'ın sesi, söylemek üzere olduğu şeye bakılırsa son derece sabit. "Ama seni başka biri bekliyor."
"Biri...?"
Xiao Zhan, Wei Wuxian'ın Yunmeng'in morunu fark ettiği anı tam olarak görüyor. Eski bir sessiz film gibi, sadece gözlerin kısa süreli genişlemesiyle, dudakların yerine geri dönmeden önce içgüdüsel olarak yukarı doğru kalkmasıyla, kaşların çatılmasıyla ifade ediliyor. Endişe, korku, teslimiyet.
"Jiang Cheng?"
Lan Wangji; eli Wei Wuxian'ın bileğini kapatarak, o avluya bakarken yanında beliriyor. Jiang Cheng onlara, o bakışta yakalanan bir ömür boyu mesafe ile bakıyor.
Xiao Zhan'a bunun ortasında durması yanlış geliyor, bu yüzden olabildiğince sessiz geri çekiliyor. Wei Wuxian ve Jiang Cheng fark etmiyor; bir bakışma oyununa kapılıyorlar, ama Lan Wangji kesinlikle fark ediyor. Xiao Zhan, Yibo'nun kafasında her an neler olup bittiğini bildiği için gurur duyuyor olsa da, Lan Wangji tamamen farklı bir hikaye. Xiao Zhan kendisini, Lan Wangji'nin bakışlarını tutmaya zorluyor ve başını hafifçe Jiang Cheng'e doğru eğiyor. Biraz zaman alıyor, ancak Lan Wangji sonunda Wei Wuxian'ın elini bırakarak Xiao Zhan'a kısaca bir kafa sallıyor.
Xiao Zhan'ın Bambu Köşkü'nden ayrılmadan önce gördüğü son şey, Lan Wangji'nin Wei Wuxian'ın kulağına bir şeyler fısıldadığı ve ardından tekrar Jingshi'de kaybolduğu. Buradan, Xiao Zhan, Wei Wuxian'ın bedeninin kendi içinde nasıl küçüldüğünü, omuzlarındaki rahatsız edici kamburu, Jiang Cheng'e yaklaşırken adımlarındaki hafif tereddütü görebiliyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
we became a story ;; yizhan II
Fanfic"Ah." Sizhui duraksıyor ve sonra dudaklarını eğlendiren bir lütufla gülümsüyor. Xiao Zhan'a hem tanıdık hem de farklı. Fanxing'in sahneler sırasında ortaya koyduğu ve oyunculuğuyla yaptığı gibi değil, daha çok... evinde gibi. Sanki oraya ait olan bi...