Keyifli okumalar💕
Son gördüğüm şey ise Evan'ın hafifçe kıvrılmış dudaklarıydı.
Nova'yla sarayın kapısına geldik. Hizmetli kız kapıyı açtığında içeri girdik. Odama giden merdivenleri çıkarken kıza döndüm ve "Askerlere söyle Konseyi ve Ordu Komutanlarını hemen buraya getirsinler. Toplantı odasında bekletin." dedim.
Kız kafasını sallayarak "Hemen efendim." dedi.
Nova'yla odama girdiğimizde koşup kendini yüzüstü yatağa attı. Ben de pelerinimi çıkarıp yatağın çaprazındaki siyah koltuğun üstüne bıraktım. Nova bir süre sonra yana dönüp sırt üstü uzandı ve "İnanmıyorum Dora. Resmen savaşın içine girdik ve üç krallık da karşımızda. Ne yapacağız?" diye sordu.
"Bilmiyorum Nova. Caeli ve Soil Krallıklarının da onların yanında olması hiç mantıklı değil. Daha önce tarafsız kalmışken neden şimdi Ignis'e karşı birleşsinler ki?"
"Ve neden şimdi Celestia'yı da karşılarına alsınlar ki?" diye devam ettirdi Nova.
"Yarın okulda Adrian'la konuşacağım." dedim.
Nova uzandığı yerden hızla doğruldu. Gözlerini kocaman açmış, şaşkınla bakıyordu.
"Ne? Adrian mı? Saçmalama Dora o takıntılı manyakla konuşamazsın!"
"Konuşmak zorundayım Nova. Quod Krallığının Prensi o. Neler olduğunu ancak ondan öğrenebilirim."
"O sana saplantılı olan bir manyak Dora. Tam yakandan düşmüşken yine bulaştırma kendine." Nova beni ikna etmek için durumu biraz abartıyordu.
Adrian okulun ilk yılı bana aşkını itiraf etmiş ve 3 yıl boyunca ısrarla bir ilişkiye başlamak istemişti. Geçen yılki tartışmamız sonunda ise beni artık rahat bırakacağını söylemişti. Şimdi onunla konuşmak zorundaydım çünkü bu durumu savaşmadan ancak böyle çözebilirdim.
"Sanki psikopatmış gibi konuşuyorsun Nova. Sadece biraz ısrarcıydı o kadar. Adrian beni seviyor ve bu savaşta karşımda olmayacağına eminim. Ona ihtiyacımız var."
Nova oflayarak geri yatağa uzandı. "Üff neyse. Ne yaparsan yap Dora. Hadi bir el at da şu elbiseden kurtar beni."
Gülümsedim ve elbisesinin siyah bir eşofman takımıyla değiştiğini düşündüm. "İyi alıştın sen buna haa. Bu son bak." dedim. Elbise yerini eşofmana bırakırken Nova genişçe sırıtıyordu.
Ben de dolabın karşısına geçip üstüme rahat bir şeyler bakmaya başladım. Elim eşofman takımıma gidiyordu ki Konseyin ve komutanların aşağıda beklediklerini hatırladım. Oflayarak başka bir takımı aldım askıdan. Mavi takım; askılı bir büstiyer, yarım hırka ve ekoseli etekten oluşuyordu.
Celestia bembeyaz karlarla kaplıydı. Hava çok soğuktu fakat sarayın içi büyü sayesinde sıcacıktı. Nova'ya baktım ve "Konsey aşağıda, komutanlar da. Gidip olanları anlatacağım onlara geliyor musun?" dedim.
Nova başını yastıktan kaldırdı ve "Konsey yetmezmiş gibi komutanlar da gelmiş ha? Hiç katlanamam onlara Dora. Sana başarılar."
Gülümseyerek gözlerimi devirdim. "Abartma Nova. Komutanlar biraz sıkıcı ama konseyi seviyorum ben."
Nova bir şeyler söyledi fakat başını yastığa gömdüğü için homurtudan başka bir şey duyamadım. Odadan çıktım ve merdivenlerden inip alt kattaki toplantı salonuna girdim. Konsey ve komutanlar uzun masanın etrafında yerlerini almış, sohbet ediyorlardı. Beni görünce hepsi ayağa kalkıp başlarıyla selam verdiler.
"Hoşgeldiniz. Çok bekletmedim ya?" derken masanın başına ilerleyip koltuğuma oturdum. Benim oturmamla diğerleri de koltuklarına oturdular.
"Biz de yeni gelmiştik Dora. Nasılsın?" dedi Lanes.
Ona gülümsedim ve "İyiyim demeyi çok isterdim Lanes ama hiç iyi şeyler olmadı. Anlatacağım her şeyi fakat önce yeni konsey üyemizi tebrik etmek istiyorum. Yanına uğrayamadım Aurora özür dilerim. Tebrik ederim yeni görevin için."
Aurora gülümsedi ve "Teşekkür ederim Dora." dedi.
Komutan Finn ciddi bir şekilde "Bölüyorum Kraliçem fakat acil toplanmamızı istediniz. Sorun Ignis ve Quod'un savaşıyla mı ilgili?"
Henüz tören olmamıştı ve ben kraliçe değildim. Fakat komutanlar ve halk bana bu şekilde hitap ediyorlardı. Beni baskı altında bırakarak törenin daha hızlı olacağını sanıyor olmalılardı.
Kaşlarımı kaldırarak ona döndüm. "Bir şey mi duydunuz komutan?"
"Bazı söylentiler var Kraliçem. Üç krallığın Ignis'e karşı birleştiği hakkında."
"Doğru. Bugün Ignis Krallığındaydım ve saraya saldırdılar. Üç krallığın askerleri de oradaydı. Orada olduğumu biliyorlardı. Uyarmak için yaptılar bunu."
"Ne için uyardılar?" diye sordu Sanes.
"Onların yanında olmam için. Üç Krallık da Ignis'i yok etmek istiyor. Bizi de yanlarında istiyorlar."
Komutan Finn boğazını temizledi ve "Sanırım bu en doğru karar olur Kraliçem. Üç Krallığı da karşımıza alamayız." dedi.
Kaşlarımı çattım. Ne olursa olsun Evan'ı karşıma almayacaktım. Eğer yanlarında olmazsam Evan ölebilir ve bunun düşüncesi bile berbat.
"Ailem hayattayken Ignis Krallığının yanında oldu. Yani doğru olan karar yine onların yanında olmamız olur. Üç krallık benim ve halkımın güçleri karşısında direnemez."
"Fakat bu çok fazla kayıp vereceğimiz gerçeğini değiştirmez Dora. Körü körüne bu savaşa giremeyiz." dedi Lanes.
Derin bir nefes aldım ve ayağa kalktım. Onlar da benimle ayaklandığında "Körü körüne hareket etmiyorum Lanes. Ben ne yaptığımın farkındayım. Ignis Krallığını kaderine terk edemem." dedim.
"Ignis Krallığını mı yoksa sevgili prensleri Evan'ı mı terk edemezsin Kraliçe!"
Duyduğum sesle hızla arkama döndüm.
Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Celestia
Viễn tưởng...Fakat kara büyü yaparken bedel ödemek zorunda olmayan cadılar da vardı. Benim gibi. Halkı rahatsız eden de buydu. Yapabileceklerimizin sınırının olmaması. Biz gücümüzü doğadan değil, atalarımızdan alırdık...