Düğün son bulduğunda, ikimiz de şimdi ne olacağı konusunda sessiz kaldığımızda ve öylece karşılıklı oturup sanki her şey kendi kendine çözülecekmiş gibi beklediğimiz esnada içimdeki öfke henüz sönmüş değildi. Ama sonunda bir kuruş da kazanacak olsam bu davadan dönmeye niyetim yoktu. Bu işi paramı aldıktan sonra bitirecektim.
Birden bire ne kadar kötü bir insana dönüştüğümün farkına vardığımda kalbimde ufak bir sıkışma belli etmişti kendini. Ben böyle olsun istememiştim, ben Taehyung'u sevmiştim ama o...
Ama o bana ihanet etmeyi seçmişti.
Buna sessiz kalamazdım. Bana bunun hesabını vermeli, beni sevmiyorsa neden evlenmeyi kabul ettiğini anlatmalıydı.
Evlenmeyi bu kadar çabuk kabul ettiğinde içime düşen şüpheye rağmen seviyordur diye geçiştiren aklıma acımıştım. Kesin onun da bir çıkarı vardı, bu durumda tek suçlu da ben olamazdım.
Ben suçlu değildim ki hatta. Ben sevmiştim. Lanet olsun ki bakışıyla kalbim hızlanmış, öptüğü dudaklarımda çiçekler açtırmıştı. Ben bunu hak etmemiştim.
Hak etmemiştim ama yüzsüzdüm de işte. Boşanmak isteyeceğim adamla bir kez daha sevişmeyi düşünecek kadar yüzsüzdüm. Ne olacak sanki, zaten evliyiz artık, bir geceden kimseye zarar gelmez diye düşünecek kadar yüzsüzdüm. Belki de sadece öfkemi bastırmak ya da o kara gün gelene kadar her şey normalmiş gibi davranmak istemiştim.
"Otele mi gideceğiz?" diye sordum sırf bu yüzden, konuşmayacağını fark ettiğimde.
Benim konuşmamsa yerdeki bakışlarını irkilerek bana çevirmesine neden oldu. Bir süre, aranır gibi yüzümü inceledikten sonra iç çekti ve "Şimdilik.." dedi sıkkın sıkkın. Ardından sanki gizleyebilirmiş gibi sahte bir gülümseme sundu. "Şimdilik bana gideriz, evi bize bıraktılar. Sonrasına da sonra bakılır."
Onu başımla onaylayıp ayaklandığımda peşime takıldığının bilinciyle çıkışa doğru yürüdüm. Evlendiğimiz yerde, tıpkı dün olduğu gibi yapayalnızdık. Daha dün burada ona evlilik teklifi ettiğimi ve burada seviştiğimizi göz önünde bulundurunca komik gelmeye başlamıştı her şey. Eminim dışarıdan bakan biri de saçma aceleciliğimize karnını tuta tuta gülerdi.
🎬🎬🎬
Tamamen sessiz ve karanlık eve adımımı atar atmaz üzerimdeki ceketi çıkarıp koltuğa doğru savurmuş, anahtarla ışığı açan Taehyung'a doğru dönüp kollarımı boynuna sarmıştım. Kararsız elleri belimi bulurken bir kez daha süzdü beni. Yüzünde pişman olmuş bir ifade vardı.
Böyle davranması öfkemi daha da katlamıştı. Beni aldatmıştı, bir de üstüne tavır mı yapıyordu?
Tam ben kavga başlatmaya hazırlanırken gözlerini kapadı ve derin bir nefesi içine çekip o alevlerle çevrelenmiş bakışlarını tekrar görmeme izin verdi. Sonrasında dudaklarımız öyle hızlı birleşmişti ki, soluğum kesilmişti. Beklemediğim için boğulacak gibi olduğumdan karşılık vermekte zorlansam da toparlamam uzun sürmemiş, geçen gece birlikte uyuduğumuz odaya doğru geri geri yürüyerek sürüklemeye başlamıştım onu.
Yavaş ilerlemekten sıkılmış olsa gerek, bir kolunu bacaklarımın altına geçirdi ve evliliğimizin ilk gecesine yakışır şekilde kucağına aldı beni. Ama belki de tatlı olması gereken bu anda ben öpüşmeyi kesmediğim için şehvet ön plandaydı.
Sırtım soğuk çarşafla buluşana kadar alıştığım kucağından ayrılmak istemiyormuşçasına boynuna daha sıkı sarıldığımda birkaç milim geri çekildi ve gömleğimin düğmelerini aceleci bir tavırla çözmeye koyuldu. Tenimin ortaya çıkan her noktasını ıslak öpücükleriyle gezerken susuzluğunu giderir gibiydi. Beni öpmüyordu da tek yudumda içiyordu sanki. Ama o an dudaklarının arasında eriyor olmaktan gram şikayetçi değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ich Bin Nicht Sim≒TaeKook [Slow Update]
FanfictionParaya ihtiyacım vardı ve böyle bir dünyada adil oynayarak para kazanılmıyordu... •|Ich Bin Nicht Alternate Universe|• •|TaeKook|• (Uke Jungkook) •|Boy×Boy|• •|FemGguk|• •|Twin|• •|Mpreg]• •|Tarih: 27.04.2021|•